10 dakikada krizden zafere
Kostic ve Maximin, üstünlüğün Fenerbahçe'de olduğu maçlarda zaman zaman bireysel özelliklerini ön plana çıkardıkları için (Kostic ortalarıyla, Maximin çalımlarıyla) akan oyunu aksatabiliyor, düzen bozucu durumunda kalabiliyorlar. Ama oyundaki denge sarı lacivertlilerin aleyhine olduğunda da harika sorun çözücülere dönüşebiliyorlar.
Ligin sert takımlarından Göztepe'ye karşı berbat bir ilk yarı oynayan Fenerbahçe ikinci yarının başında arka arkaya attığı 3 golle yarışa tutundu. Maçın seyrini bir anda değiştiren şeyin bir "futbol mucizesi" olduğunu söylemek kolaya kaçmak olur. Öyleyse Fenerbahçe'nin "tamam mı, devam mı?" maçının ilk yarısında neden hiç varlık gösteremediği ve 10 dakikada nasıl 3 gol bulduğu üzerine düşünmek gerek.
LYON'LA KAPIŞAN 11
Sarı lacivertliler son haftalarda başarılı sonuçlar almasını sağlayan formasyonu bozmadı, Göztepe karşısına da 3'lü stoper hattı ve çift forvetle çıktı. Bunda sürpriz yoktu. Ama ilk 11'de Szymanski'yi sol kanat bek, Oğuz Aydın'ı sağ kanat bek, Yusuf Akçiçek'i sol stoper görmek çok beklendik bir durum değildi. Perşembe günkü Lyon maçında kadrodaki eksikler nedeniyle bu isimler ilk 11 başlamış, hücumda etkili olunamasa da iyi bir mücadele ortaya konulmuştu. Mourinho da bu mücadeleyi ödüllendirmek için olsa gerek, kenarda Osayi, Kostic, Levent, Diego Carlos gibi oyuncular varken aynı isimlere tekrar ilk 11'de forma verdi.
GÖZTEPE'DE SÜRPRİZ YOK
Göztepe, bu sezon ligde topla oynama oranı en düşük ikinci takım. Ön alan presine ve direkt hücuma dayanan bir oyun anlayışları var. Diziliş olarak Fenerbahçe gibi, 3-4-1-2 şeklinde sahaya yayılıyorlar. Dolayısıyla stoperleriyle geriden oyun kurmaya çalışan Fenerbahçe'ye nasıl zorluklar çıkaracakları maçtan önce kestirilebilirdi. Romulo, Juan ve Tijanic'le sarı lacivertlilerin stoperlerine baskı uygulayan İzmir ekibi, orta alanda Fred ve Ambrabat'ın da topla buluşmasını engellemeye gayret etti. Solda Szymanski sağda Oğuz'u da bire bir eşleşmelerle karşılayan Göztepe ilk yarıda Fenerbahçe'nin sistemini felç etmeyi büyük ölçüde başardı.
Devre arasında soyunma odasına 1-0 geride giden sarı lacivertliler yüzde 69 topla oynama oranına rağmen tek isabetli şutunu 45+ 4'te çekebildi. İlk devre boyunca Göztepe'nin ön alan baskısı karşısında basit top kayıpları yaptılar. Rakip ceza sahasında sadece 4 kere topla buluşabildiler, üretebildikleri gol beklentisi ise 0.14'te kaldı. Göztepe ise Fenerbahçe savunmasının hatasıyla 25'inci dakikada öne geçmeyi başardığı devrede yüzde 31 topla oynama oranıyla tam 13 kere Fenerbahçe'nin ceza sahasına girmeyi başardı ve 0.75 gol beklentisi üretti.
SENDEN YANA DEĞİLSE DÜZENİ BOZMAK GEREK
İlk 45 dakikada çaresiz bir görüntü sergileyen sarı lacivertlilerin maçı döndürmek için oyununda radikal değişiklikler yapması gerekecekti, öyle de oldu. Lyon maçının iyilerinden Yusuf ile takımın 10 numarası Tadic kulübeye geldi. 4'lüye dönen sarı lacivertlilerde Kostic sol beke, Maximin de sol açığa geçti. Maça sol kanat bek başlayan Szymanski ise merkezde orta sahayı üçledi.
Kostic ve Maximin, üstünlüğün Fenerbahçe'de olduğu maçlarda zaman zaman bireysel özelliklerini ön plana çıkardıkları için (Kostic ortalarıyla, Maximin çalımlarıyla) sarı lacivertlilerin akan oyununu aksatabiliyor, düzen bozucu durumunda kalabiliyorlar. Ama oyundaki mevcut denge sarı lacivertlilerin aleyhine olduğunda da harika sorun çözücülere dönüşebiliyorlar. Fenerbahçe'nin ikinci yarının daha ilk dakikasında bulduğu gol buna iyi bir örnek. Maximin'in hiçbir Fenerbahçeli futbolcunun olmadığı bir noktaya açtığı gereksiz denilebilecek bir orta iki Göztepeli oyuncudan sekerek En Nesyri'ye asist oldu. İlk yarıda sarı lacivertlilerin neredeyse hiç denemediği bir şeyi deneyen Maximin, açtığı kötü ortayla kendi şansını da kendi yarattı.
Devreye golle başlamanın da etkisiyle rakip kaleye yüklenen Fenerbahçe bu sefer 53'te Kostic'in kullandığı kornerde En Nesyri'nin usta işi kafa vuruşuyla öne geçti. Rakibinin gardını düşürmeyi başaran sarı lacivertlilerde öldürücü darbe ise Kostic ve Maximin'li sol kanattan değil, sağ kanattaki Oğuz Aydın'dan geldi. Herkesin orta kesmesini beklediği oyuncu ceza sahası dışında çaprazdan doğrudan kaleye yolladığı sert şutla 55'inci dakikada skoru 3-1'e getirdi.
KENDİ ÇÖZÜMÜNÜ KENDİ BULDU
Sarı lacivertliler ilk yarısında neredeyse hiç varlık gösteremediği bir karşılaşmada 10 dakika 0.58 gol beklentisinden 3 gol çıkararak maçı kopardı. Maçın geri kalanında rakibine büyük fırsatlar vermeyen Fenerbahçe, son dakikalarda baskı yese de üstünlüğünü koruyarak 3 puanı aldı.
Böylece hem şampiyonluk yarışında 6 puanlık farkın açılmasını önledi hem de ligin iddialı ekiplerinden birini maç sırasında kendi içinde bulduğu bir çözümle yenerek özgüven kazandı.
Fenerbahçe Diego Carlos ve Skriniar eklemeleriyle birlikte önümüzdeki haftalarda oyununu da yükseltecektir. Ligin sonunda Galatasaray ile arasındaki fark ne olur bilinmez ama sarı lacivertliler için işler biraz daha kolaylaşacak gibi gözüküyor.