10 Ekim Gar Katliamı... Hayatlarını barışa adadılar: Necla ve Ahmad

Necla Duran ve Ahmad el-Khaldi, 10 Ekim Katliamı’nda yaşamını yitirdi. Duran’ın ailesi Suriye’de el-Khaldi’ninki ise Filistin’de yaşıyordu. Her ikisi de barış için mücadele ediyordu.

Ahmad el-Khaldi ve Necla Duran
Google Haberlere Abone ol

Burcu Özkaya Günaydın

HATAY - IŞİD’in 10 Ekim 2015 yılında Ankara Garı’nda gerçekleştirdiği katliamda 103 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi ise yaralandı. Katliamın üzerinden 8 yıl geçti. Hatay’dan mitinge katılan Necla Duran ve Filistinli Ahmad el-Khaldi de patlamada yaşamını yitirdi. Necla Duran’ın adına yapılan park ise depremden sonra depremzedelere yaşam alanı oldu.

‘HEPİMİZ SAVAŞI HİSSETTİK, ONLAR YAŞADI’

Anne tarafından tüm akrabaları Suriye’de yaşayan Necla Duran’ın 10 Ekim’den kısa bir süre önce dayısı IŞİD tarafından öldürüldü. Filistinli Ahmad el-Khaldi’nin de ailesi Gazze’de yaşıyordu, el-Khaldi savaştan kaçıp, Türkiye’ye geldi. İkisi de Halkevleri bünyesinde faaliyet gösteren Yaşam Hakkı Meclisleri üyesiydi. Hatay’da Arapça ve İngilizce kurs ile Gazze’deki ailesine ekonomik katkı sağlayan  el-Khaldi, aynı zamanda Halkevleri Ahmet Atakan Kütüphanesi’nde de gönüllü Arapça öğretmenliği yapıyordu.

Ankara Katliamı’nın tanığı Eylem Mansuroğlu, 2015 yılında, Suriye’de savaşın başladığı yıllarda Yaşam Hakkı Meclisleri kurulduğunu hatırlattı. Mansuroğlu, “Necla da Ahmad el-Khaldi de Barış Meclis’lerinde aktif çalıştı. Hepimiz savaşı hissediyorduk ama onlar yaşıyordu çünkü aileleri savaş bölgesindeydi. Dolayıyla savaşa dair olan her eylemde Necla ve Ahmad vardı” dedi.

Ankara Katliamı’nın tanığı Eylem Mansuroğlu, Necla ve Ahmad'ın barışla ilgili her eylemde birlikte mücadele ettiğini söyledi. 

ADI PARKA VERİLDİ

Yaşamını tarla ve bahçelerde tarım işçiliği yaparak kazanan Necla Duran’ın çevresindeki herkesin barışı savunması için çabaladığını vurgulayan Mansuroğlu, şöyle konuştu: “Necla emekçi bir insandı. Tarla, bahçe gibi ağır işlerde çalışmasına rağmen Hatay’ın, bölgenin barışı için Ankara’ya gitti. 10 Ekim’in yıldönümünde Necla Duran Barış Parkı’nın açılışını yaptık. Depremden sonra bu park depremzedelere yaşam alanı oldu ve daha da anlam kazandı. Necla ölüme karşı barışı savundu, bu uğurda da öldü. Şimdi binlerce depremzede onun adıyla burada yaşama tutunuyor.”

Necla Duran Parkı, depremden sonra Aşağıokçular Yaşam Merkezi oldu. Aşevi, spor merkezi, çay ocağı ve depremzedelerin kaldığı çadırlardan oluşan merkez, her gün 800 kişiye sıcak yemek çıkarıyor.

Necla Duran Parkı, 6 Şubat depremleri sonrası depremzedelerin çadır kurduğu bir alana dönüştü. 

‘10 EKİM HALKA KARŞI İŞLENEN BİR SUÇ’

8 yıl geçmesine rağmen dava sürecinde çok ilerlenmediğini belirten Mansuroğlu, “10 Ekim halka karşı işlenmiş bir suçtur. Burada o bombayı patlatandan ziyade topyekûn tüm süreci el almadığımızda devletin üzerine düşeni yaptığını söyleyemem. Gerçek suçlular ortaya çıkarılmadı. Özel olarak da suçlular korundu. Ne 10 Ekim ne Reyhanlı ne de diğer katliamlar aydınlatılmadı” diye konuştu.

Ne olmuştu?

Temmuz 2015'te, hükümetin Türkiye'yi Suriye'deki savaşa dahil etmesine karşı çıkan Halkların Demokratik Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ile bazı sendika, meslek örgütü, vakıf ve platformların desteklediği Barış Blok'u ortaya çıktı. Blok bu tarihten itibaren çeşitli miting, protesto ve yürüyüşler düzenledi. Ekim'e gelindiğinde, 10 Ekim'de Ankara Garı önünde yapılacak olan Emek, Barış, Demokrasi Mitingi için Barış Bloku destekçileri DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından katılım çağrısı yapıldı.

10 Ekim 2015 tarihinde Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi için Ankara Garı önünde IŞİD'in düzenlediği bombalı saldırı ile 103 kişinin hayatını kaybettiği katliamın üzerinden sekiz yıl geçti. Katliamının ardından açılan ana davada dokuz sanığa 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. 10 Ekim ana davasından dosyası ayrılan Erman Ekinci ve firari 16 sanığın yargılaması ise sürüyor. Duruşmalarda aileler, firari sanıkların kasıtlı olarak yakalanmadığını ve kaçmalarına göz yumulduğunu bildirdi. “İnsanlığa karşı suç”tan yargılamanın yapıldığı duruşmalarda henüz bir sonuç elde edilemedi. Katliamın ardından kurulan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği de baskılardan payına düşeni aldı. Dernek, Ankara Valiliği'nin başvurusu üzerine açılan dava sonucunda faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kaldı. Bunun ardından katliam mağduru aileler, 10 Ekim Barış Derneği'ni kurdu. Katliamın üzerinden geçen sekiz yıla karşın hâlâ tedavisi sürenler bulunuyor. Patlamalarda yaralanan 30 kişinin tedavileri tamamlanmadı.