10 Ekim’in tanıkları anlatıyor: Toz bulutu ve gazete parçaları hafızamdan silinmiyor

Ankara’da 10 Ekim 2015’te IŞİD tarafından bombalı saldırı gerçekleştirilen ‘Barış Mitingi'nin üzerinden beş yıl geçti. 103 kişinin öldüğü patlamadan yara almadan kurtulan Berkay Çolak, “Patlama ile hayatımız değişirken, her şeyin normal akışında sürebiliyor olması dayanılmaz geliyordu” derken, Emre Demir de “Saldırıdan sonra duygusal bir travma geçirmiştim. Günlerce kesintisiz ağlamalarım, en ufak seslere anlık tepkilerim, sosyal fobim artmıştı” şeklinde konuştu.

Google Haberlere Abone ol

Osman Çaklı

DUVAR - Demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla Ankara'da düzenlenen ‘Barış Mitingi’ için Türkiye'nin farklı illerinden gelen binlerce insan, 10 Ekim 2015 günü yürüyüş kolunun başlayacağı Ankara Tren Garı'nın önünde toplanmıştı. Ancak yürüyüş henüz başlamadan, saat 10.04’te, IŞİD mensubu iki kişinin canlı bomba saldırısı sonucu alanda bulunan 103 kişi yaşamını yitirmişti. Yüzlerce insanın sakat kaldığı saldırıyı sağ atlatan binlerce insan, aylarca psikolojik tedavi gördü. 10 Ekim saldırısının canlı tanığı olanlar ile patlama anındaki duruma ve patlamadan sonra yaşadıklarına dair konuştuk.

‘TOPLANAN KİTLEYE BAKINCA MİTİNGİN SES GETİRECEĞİNDEN EMİNDİK’

Patlamalar yaşandığı sırada alanda olan Berkay Çolak saldırı anını, "Tren garı yönüne yürümeye başlamıştık. İl dışından gelen otobüslerin olduğu yer çok kalabalıktı, gar önüne olmamız gereken süreden 15-20 dakika kadar geç gitmiştik. Miting öncesi herkes tanıdıklarıyla selamlaşıyordu, sohbete, horona, halaya dalmıştı. Toplanan kitleye göz atınca, mitingin bayağı ses getireceğinden emindik. Birden bir ses işittim. Refleks olarak herkes sesin geldiği tarafa doğru kafasını çevirdi. Ne olduğunu anlayamadan ikinci bir ses daha gelince bomba patladığını anladım” diyerek anlattı.

‘GERİYE DÖNÜĞÜMDE YARALILARA GAZ BOMBASI ATILDIĞINI GÖRDÜM’

Saldırının ardından ilk olarak yaralılara yardım etmek için organize olunduğunu söyleyen Çolak, “Tam bu sırada gar önünden Sıhhiye yönüne gidenlere polisin müdahalesi olmuş. Geriye döndüğümde yaralıların olduğu yere gaz bombası atıldığını gördüm. Tüm bunlar çok kısa sürede olmuştu ve bende yaralılara yardım etmek için bir önlük bulup hızlı şekilde garın önüne doğru gittim. Orada gördüklerimi anlatmak istemiyorum çünkü çok ağır ve dayanılmazdı... Gittiğimde hafif yaralıları gar önünde bekleyen taksilere taşımaya çalışıyorlardı. Ağır yaralılar için de ambulans bekleniyordu ama o esnada polisin yardıma gelenleri alandan uzaklaştırma çabası ve yolu kapatacak şekilde durmaları yardıma gelenlerin işlerini çok kötü etkilemişti" diye konuştu.

'PATLAMA ANI GÖZÜMÜN ÖNÜNE GELİYORDU'

Patlamadan yara almadan kurtulan Çolak, 10 Ekim'i takip eden günlerde psikolojik olarak günlük rutininde değişimler olduğunu söylüyor. Kısa süreli öfke atakları yaşadığını belirten Çolak, “Patlama ile birlikte hayatımız değişirken, diğer taraftan her şeyin normal akışında sürebiliyor olması dayanılmaz geliyordu. Bu sebeple arkadaşlarımla kısa süre sohbet etmeyi kesmiştim, yalnızca protesto yürüyüşlerine katılıyordum. İlk günlerde istemsizce patlama anı gözümün önüne geliyordu. Benim açımdan hala etkileri olmakla birlikte büyük oranda hızlı atlattığım bir süreç olduğunu söyleyebilirim" dedi.

'BURASI BİZİ ÖLDÜRMEK İSTEYENLERİN ÜLKESİ'

10 Ekim’in bir diğer tanığı olan Emre Demir de saldırı günü için, "Birçok sahne hafızamdan silindi. Ağladığımı anımsıyorum, şoktaydım. Yaralıları ve yaşayanları da öldürmek için üzerimize araba süren, gaz fırlatan polisleri çok iyi hatırlıyorum" ifadelerini kullandı. Patlama gününden sonra artık 'Burası bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi' diye düşünmeye başladığını dile getiren Emre Demir psikolojik durumunu ise şöyle anlattı; "Çaresizliğin ne olduğunu öğrendim. Saldırıdan sonra duygusal bir travma geçirmiştim, günlerce kesintisiz ağlamalarım, en ufak seslere anlık tepkilerim, sosyal fobim artmıştı ve zaman zaman yoğun katarsisler yaşıyordum. 10 Ekim 2015'in üzerinden 5 sene geçti, o gün benden çok şey aldı ama çok şey de öğretti. 10 Ekim'de bizden çalınan hayatları saygıyla anıyorum."

‘TOZ BULUTU VE GAZETE PARÇALARI HAFIZIMDAN SİLİNMİYOR’

TTB’nin patlamayı yaşayan yurttaşlara destek sunacağını açıklamasından sonra randevu alarak hastaneye gittiğini söyleyen Mazlum O., “Kendimi psikolojik açıdan değerlendirdiğimde iyi olduğumu düşünüyordum. Doktorun sorduğu 'Patlamadan sonra kalabalık bir ortamda bulundunuz mu, hiç sosyalleştiniz mi?' sorusuna ‘Hayır’ cevabı verince iyi olmadığımı anladım. Bir siren sesi duyduğumda hemen irkiliyor, o anı en baştan yaşıyordum" dedi. Patlama noktasından yukarıya doğru yükselen toz bulutu ve gazete parçalarının hafızasından silinmediğini sözlerine ekleyen Mazlum O., "Yani kısacası ağır bir travmaydı ve hala o ana ilişkin düşünceler oldukça kendimi kötü hissediyorum" diye konuştu.