10. yaşına doğru Gazete Duvar...
Sonucu, gazeteciliği kimin için, nasıl yaptığı ile farklılaşan gazeteciler belirleyecek. Gazeteci, klavyede bastığı her harfin, koyduğu her noktanın toplumun hangi kesimine/kesimlerine hizmet ettiğini giderek daha çok düşünmek zorunda kalacak. 9. yılda her gün 10 yaşına bir adım daha yaklaşırken, en önemli sınavımız yine bu olacak. Gazete Duvar yoluna böyle devam edecek.
Gazete Duvar bugün 8 yaşını doldurup 9. yaşından gün alıyor. Yüz binlerce haber, makale, video haber ve canlı yayınla geçen 8 yılı geride bırakıp, bir internet haber sitesi için hiç de az süre olmayan 10. yıla doğru ilk adımı bugün atıyoruz. 7 Ağustos 2016’yı 8 Ağustos’a bağlayan gece saat 24.00’de yayınladığımız ilk haberden bu yana geçen 2 bin 922 gün… Hem bir tek nefes alıp vermişiz gibi hızla, hem de bütün bir ömür kadar dolu dolu geçti bizim için!
Bugün, yüz binlerce Gazete Duvar sayfası milyonlarca kez çevrilmişken, önemli olan zamanın ‘geçip gitmesi’ değil, o günlerin nasıl geçirildiği elbette. Sadece haberin okura/izleyiciye ulaşmasını sağlamak değil, bunu yapmaya devam edebilecek adımları da atabilmek... Bu yolda yaptıklarımızı zaman zaman sizlerle de paylaşıyoruz. Paylaşmaya da devam edeceğiz. Ancak bugün, 9’a adım atıp 10’a doğru geri sayıma geçmişken, dün atılan her adımın yarında bir yankısı vardır diyelim ve geçmişe dair değil de geleceğe dair konuşmaya çalışalım.
***
Elbette geçmişin deneyimleri ve bugünün gerçekleri önemli ancak haberciliğin ana mecrasının adım adım internete dönüşmesine tanıklık ettiğimiz son 20 yılın ardından şimdi yeni bir soruyla karşı karşıyayız: Geleneksel gazetecilik araçlarının, gazetecinin alışkanlıklarının, okurun alışkanlıklarının sürekli bir devinim yaşadığı bu yıllar içinde biriktirilenler, geleceğe güvenle bakabilmek için yeterli mi?
Hele siyasetin sert esen rüzgarları ile hırpalanmış, neredeyse dilsiz bırakılmış bir düzende bu güveni hissedebilmek mümkün mü?
Hele en üst yargı organının aldığı kararların uygulanmasının bile engellendiği ve bunun da 'yorum farkı' denilerek geçiştirildiği bir 'hukuk' işlerken?
Ya da çalışanın, emeklinin, gencin, kadının 'enflasyon düşene kadar' yoklukla, yoksullukla imtihana sokulduğu ekonomik çıkmaz büyürken?
Gazete sahipliği, kurum olarak gazeteler, gazeteciler ve gazetecilik –hangi mecrada yayın yapıldığı fark etmeksizin- tüm bunlardan azade değil. Kendi özel alanında yuvarlanıp gitme lüksüne de sahip değil. Felaketler-çatışmalar-seçimler döngüsünde çalkalanıp duran bir dünyada ve ülkede, gazetecilik gibi bir uğraş için konforlu alanların var olması mümkün olabilir mi? Düşük ücretle çalışmaya mahkum edilmiş, hakkı hukuku kırpıla kırpıla kuşa çevrilmiş, iş güvenliğinin sağlanmadığı, sendikal haklarının tanınmadığı bir medya düzeninde haber peşinde koşan gazeteci, şu koca dünyanın koca dertleriyle, hele de bizimki gibi bir ülkede, hayatla nasıl hemhal olacak? Orada da durmayıp bir de bunları doğru şekilde ‘aktaracak’?
Zor sorular!
***
Bu zor sorulara yenileri de ekleniyor üstelik bir yandan: Yapay zeka gazetecilerin işlerini elinden alacak mı? Gazetecilik giderek bu alanda çalışan profesyonellerin değil sosyal medyadan kendi ‘gazeteciliğini’ yapan ‘herkes’in işine mi dönüşecek? Sosyal medyada esip gürleyip, her meseleye ‘laf’ üreterek bir süre sonra ‘kanaat önderi’ne dönüşecekler mi kalacak ortada sadece ‘gazeteci’ olarak?
‘Hangi mecrada olduğu fark etmeden’ diyerek bir genelleme yaptık yukarıda gazetecilik için, bundan sonra eklenecek cümle herhalde şöyle olmalı: ‘Sonucu’, gazeteciliği kimin için, nasıl yaptığı ile farklılaşan gazeteciler belirleyecek. Gazeteci, klavyede bastığı her harfin, koyduğu her noktanın toplumun hangi kesimine/kesimlerine hizmet ettiğini giderek daha çok düşünmek zorunda kalacak. Çünkü geleceğe dair andığımız soruların hiçbiri yok sayılıp göz ardı edilecek kolaylıkta değil:
- Yapay zeka ya da sosyal medya teknolojisindeki gelişmeler elbette sadece gazetecilik için değil hemen her alanda yeni bir düzen kurulması iddiası taşıyor…
- Elinde akıllı telefonu olan herkes fotoğraf/video çekip ‘gördüğünü’ anlatıp ‘yayın’ yaparak bir tür ‘alternatif gazetecilik’ inşaa ediyor. En azından bu eğilim her gün daha çok görünür oluyor…
- Gazetecinin ‘iktidar alternatifleri’ arasında tercihe, daha doğrusu kendi işinin ötesinde ‘işlere’ soyunmaya zorlanması belli ki asgari bir demokrasinin bile işlemediği yakın gelecekte de devam edecek…
Ancak bunların hiçbiri ‘haber’in üretilmesinin temel gerekçesini değiştirmeyecek: Doğru haberi, zamanında ve eksiksiz alabilmek…
***
Gazete Duvar’ın 9 yıl önceki temel çıkış noktası da buydu. Aradan geçen zamanda bu en temel ihtiyaç ve gereklilik değişmedi. Ülkedeki gazetecilik gayreti, seçim gibi siyaset eksenli ya da deprem gibi felaket yüklü sıcak gündemlerde her şeye rağmen başarılı örnekler üretebilirken, yeni medya düzeninin yarattığı birçok hastalıklı sonucu da yeniden üretmeye devam etti.
Burada baştaki ilk soruya dönelim: Hal böyleyken Gazete Duvar’ın biriktirdikleri, geleceğe doğru yeni adımlar atabilmesine yetecek mi?
Sorunun yanıtının muhatabı çok elbette... Ancak ilk sırada sayılması gerekenler, baştan bu yana artan destekleriyle gündemi Gazete Duvar’dan izlemekte, Gazete Duvar’ın yayınını ısrarla takip etmekte ve bunu yaparken çoğalıp güçlenmekte hiç tereddüt etmeyen okurlarımız. Bu gücün gazetemizin kaderinin çizilmesinde ne kadar etkili olduğunu, yayının çizgisinin korunmasında, bunda ısrar edilmesinde nasıl ‘kilit açıcı’ hale geldiğini gösteren o kadar çok olay yaşadık ki… En zor anlarımızda okurun ilgisi ile kolaylaşan en zor sınavlar en çok biriktirdiklerimiz arasında! Zaten Gazete Duvar’ın da, gazeteciliğin de geleceğe güvenle bakabilmesinin yolu hep ve tekrar tekrar buradan geçiyor: Okurun bu bitmez tükenmez enerjisine, ilgisine, desteğine karşılık verilebilecek mi?
9. yılda her gün 10 yaşına bir adım daha yaklaşırken, en önemli sınavımız yine bu olacak. Bunun için her zaman çok çalışmamız gerekiyordu, yine çok çalışacağız. Yeni zorlukları da sizin gücünüzden alacağımız destekle aşacağız.
Gazete Duvar yoluna böyle devam edecek.
Yeni yaşımız kutlu olsun…
Bahçeli sözlüğü: Öcalan, Ahmet Türk, DEM, CHP, Erdoğan, İYİ Parti... 06 Kasım 2024
Süreçte zaman kayması: İktidarın planı ortaya çıktı! 04 Kasım 2024
Bahçeli açılımının sırrı ortaya çıktı! 30 Ekim 2024
‘Süreç’ soruları ve devletin ‘fikir birliği’ 26 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI