11 ilin barosu Rojin Kabaiş dosyası için ortak çalışacak

Rojin Kabaiş dosyasındaki hukuki süreçleri ve eksiklikleri değerlendirmek amacıyla 11 ilin barolarına bağlı kadın hakları merkezleri bir araya geldi. Barolar, iş birliği kararı aldı.

11 ilin barosu Rojin Kabaiş dosyası için ortak çalışacak
Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

VAN - Van Barosu Kadın Hakları Merkezi ev sahipliğinde, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki 11 ilin barolarına bağlı kadın hakları merkezi, Rojin Kabaiş’in dosyasındaki hukuki süreçleri ve eksiklikleri değerlendirmek amacıyla bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ardından yapılan ortak basın açıklamasında, Kabaiş’in dosyasını takip etmek için 11 baronun iş birliği yapacağı belirtildi.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümünün üzerinden 83 gün geçti. Adli kayıtlara Kabaiş’in ölüm nedeni ‘suda boğulma’ olarak geçse de birçok soru halen yanıt bekliyor. Savcılığın uyguladığı kısıtlılık kararı hem ailenin hem de avukatların dosyaya erişimini zorlaştırıyor.

Diyarbakır, Urfa, Antep, Dersim, Batman, Mardin, Şırnak, Iğdır, Muş ve Bitlis barolarına bağlı kadın hakları merkezleri, bugün Van Barosu’nda bir araya geldi. Gerçekleştirilen toplantıda, Kabaiş’in dosyasındaki hukuki süreçler ile eksiklikler değerlendirildi ve iş birliği yapma kararı alındı.

‘KISITLILIK KARARI YALNIZCA AVUKATLAR ÜZERİNDE UYGULANIYOR’

Toplantının ardından kameralar karşısına geçen barolar adına basın açıklamasını Van Barosu Kadın Hakları Merkezi Üyesi Mariye Bildirici Borazan okudu. Yapılan açıklamada, dosyadaki kısıtlılık kararının yalnızca avukatlar üzerinde uygulandığı belirtildi: “Kısıtlılık kararı ve soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürmemek amacıyla kamuoyu ile paylaşılan bilgiler sınırlı tutulmuştur. Süreç içerisinde müşteki vekillerinden kısıtlılık gerekçesiyle gizlenen ve müşteki vekillerine teslim edilmeyen evrakın muhtelif haber kanallarınca paylaşılmış olması, Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aynı kanallara röportaj verilmesi kısıtlılık kararının yalnızca avukatlar üzerinde uygulandığını göstermektedir.”

KISITLILIK KARARININ KALDIRILMASI TALEP EDİLDİ

Açıklamada, dosyaya sunulan dilekçelerle ve yakın zamanda yapılan sosyal medya çalışmalarıyla kısıtlılığın kaldırılması gerektiği vurgulandı ve bu kararın kaldırılmasının, dosyadaki eksikliklerin tespit edilmesini kolaylaştıracağı belirtildi: “Hukuki gerekçeler belirtilmeden alınan bu kararın hukuka aykırı olduğu açıktır. Yukarıda belirtilen sebeplerle yasal amacını aştığı da açıkça ortada olan kararın kaldırılması talebimizi kamuoyu huzurunda tekrar ediyoruz.”

‘RAPORUN BU HALİYLE KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR’

Rojin Kabaiş dosyasında alınan ilk Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunun birçok eksiklik barındırdığının belirtildiği açıklamada, “Tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için yapılan talep ve itirazlar dosyada mevcuttur. İtirazlar ve talepler üzerine alınan ek rapor ise soruların neredeyse hiçbirini yanıtlamayacak şekilde, yalnızca sonuç kısmı değiştirilerek, adeta dosyada başka bir bilgi yer almasının ve soruşturmaya devam edilmesinin gereksiz olduğu intibası uyandıracak şekilde hazırlanmıştır. Rapordaki tek değişiklik suda kalma süresinin Rojin'in kaybolduğu gün ile uyumlu olduğu bilgisi olmuştur. Raporun bu haliyle kabul edilmesi mümkün değildir” denildi.

Yapılan açıklamada; birçok haber kanalı ve sosyal medya mecralarında, Rojin Kabaiş’in ölümü ile ilgili ilk günden beridir intihar algısı yaratılmaya çalışıldığı ve bu mecralar hakkında suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.

‘SUDA BOĞULMANIN HANGİ YOLLA OLDUĞUYLA İLGİLİ BİR NETLİK YOK’

Açıklamada, ATK raporlarında Kabaiş'in ölümünün intihar mı, kaza mı, cinayet mi olduğu hususunda net bir açıklamanın yer almadığı belirtilerek, “Suda boğulmanın hangi yolla ve ne tür bir suda olduğu ile ilgili de bir netlik bulunmamaktadır. Hal böyleyken bu şüpheli kadın ölümünün üstü kapatılması gereken bir intihar olduğunu kabul etmek bizler için mümkün değildir. Her bir şüpheli kadın ölümünü maddi gerçeklik akıllarda soru işareti bırakmayacak şekilde ortaya çıkana kadar soruşturmak yargı makamlarının görevidir” denildi.

Açıklamada, dosyadaki eksikliklere ilişkin ise şu ifadelere yer verildi: “Dosyada henüz bir şüpheli belirlenmemiş, bilirkişi raporu alınmamış, Rojin’in telefonundaki veriler açılmamış ve cansız bedeni üzerindeki DNA örneklerinin sahipleri tespit edilememiştir. Bu eksiklikler, soruşturmanın ciddiyeti konusunda ciddi şüpheler yaratmakta.”