15 kurumdan Paris Anlaşması açıklaması: Kömüre dayalı enerji politikalarından çıkmak ilk adım olmalı
Paris Anlaşması'nın onaylanmasının ardından açıklama yapan 15 kurum, "Türkiye, 2053 yılında net sıfır emisyon taahhüdünü gerçekleştirmek için kömüre dayalı enerji politikalarından çıkmalı" dedi.
DUVAR - İklim değişikliği üzerine çalışan 15 kurumun yaptığı ortak açıklamaya göre, Paris Anlaşması’nı TBMM’ye sunarak onaylayan Türkiye, 2053 yılında net sıfır emisyon taahhüdünü gerçekleştirmek için iddialı hedefler koymalı ve kömüre dayalı enerji politikalarından çıkmalı.
Bugüne kadar 191 ülkenin taraf olduğu Anlaşma'nın küresel ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı 2 derece ile sınırlandırmayı, mümkünse 1,5 derecenin altında tutmayı ve bu doğrultuda, yüzyılın ortasına kadar sera gazı emisyonlarının sıfırlanması için ülkelerin ortak çalışmasını teşvik ettiğine dikkat çekilen açıklamada, "İklim değişikliği konusunda çalışan imzacı kurumlar, Türkiye’nin Anlaşmaya taraf olmasının olumlu bir adım olduğunu belirtiyor" denildi.
‘2053 HEDEFİ İÇİN YENİ EYLEM PLANLARI’
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmadaki "Yatırım, üretim, istihdam politikalarımızda köklü değişikliğe yol açacak bu süreci, 2053 vizyonumuzun ana unsurlarından biri olarak kabul ediyoruz” sözleri hatırlatılan açıklamada, "Bu taahhüde ve 2053 hedefine ulaşmak için kısa vadede emisyon azaltım hedeflerinin belirlenmesi ve enerji başta olmak üzere sanayi, ulaştırma, bina, tarım, atık ve doğal varlıkların kullanımı konularında yeni eylem planları hazırlanması bekleniyor" ifadeleri kullanıldı.
‘ULUSAL KATKI BEYANI GÖZDEN GEÇİRİLSİN’
15 kurum tarafından imzalanan açıklama şu şekilde:
"Türkiye, dünyada en fazla sera gazı emisyonuna neden olan ülkeler arasında 16. sırada ve kişi başı emisyonları her gün artıyor. Sera gazı emisyonlarının azaltımı için öncelikle, Türkiye’nin 2053 yılına kadarki süreci kapsayacak kısa vadeli iklim hedefleri belirlemesi gerekiyor. Paris Anlaşması’nın 1,5 derece hedefiyle uyumlu bir politika geliştirebilmek için, halihazırda sera gazı emisyonlarında artıştan azaltımı öngören Ulusal Katkı Beyanı’nı diğer ülkeler gibi gözden geçirmesi ve daha iddialı emisyon azaltım hedefleri sunması bekleniyor. (1)
‘FOSİLE TEŞVİĞİN SONLANDIRILMASI’
Türkiye’nin yeni iklim politikası doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltımı için yeni eylem planlarının hazırlanacak sektörler arasında, iklim değişikliğine en büyük etkiye neden olan enerji sektörü başta geliyor. Türkiye’nin fosil yakıtlardan aşamalı olarak çıkması, mevcut fosil yakıt destek ve teşviklerini sonlandırması ve tüm kamu kaynaklarını güneş ve rüzgâr başta olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarına, bunun için gerekli altyapı çalışmalarına ve tüm kesimleri kapsayacak adil dönüşüm planlarına ayırması öncelikli konular olarak ortaya çıkıyor.
‘YENİ KÖMÜR YOK TAAHHÜDÜ’
Hükümetin yeni iklim politikası dahilinde ilk adım olarak yeni kömür santrali yapılamayacağını taahhüt etmesi önem kazanıyor. 2053 yılında net sıfır emisyona ulaşmak için yeni kömür yatırımlarının yapılmaması gibi bazı önemli kilometre taşlarının bugün belirlenmesi gerekiyor. İklim politikasında yeni bir döneme giren Türkiye’nin, geçtiğimiz hafta yeni kömürlü santrallerinin inşaatını durdurmayı amaçlayan “Yeni Kömür Santrali Yok Sözleşmesi” gibi girişimlerin izinde “yeni kömür yok” hedefini mutlaka taahhüt etmesi gerekiyor.
Türkiye’nin aynı zamanda kömürden aşamalı çıkış için de bir hedef yıl belirlemesi önem taşıyor. Mevcut kömürlü termik santrallerin, yenilenebilir kaynaklarla ikame edilerek aşamalı olarak emekliye ayrılması, 2053 net sıfır hedefinin gerçekleştirilmesi için olmazsa olmaz. Bugün itibariyle, Avrupa’da 19 ülke kömürden tamamen çıktı ya da tamamen çıkma taahhüdünü duyurdu. İklim politikasında yeni bir döneme giren Türkiye, kömürden çıkışı planlayarak, bu konuda lider ülkeler arasına girebilir.
Fosil yakıtlardan uzaklaşmanın yanı sıra iklim değişikliğiyle mücadele için atılacak her adım, istihdam, temiz hava, teknolojik gelişim gibi faydaları da beraberinde getiriyor. Bilimsel araştırmalar, Türkiye’nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli gelirinin yüzde 7 artacağını gösteriyor. (2)"
İmzacı kurumlar:
350.org
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
CAN Europe (Avrupa İklim Eylem Ağı)
Doğa Derneği
Doğa Koruma Merkezi
Ege Orman Vakfı
Genç Düşünce Enstitüsü
Greenpeace Akdeniz
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği (İDPAD)
Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal)
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA)
TEMA Vakfı
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
Yeşil Düşünce Derneği
Yuva Derneği
(1) Bugüne kadar Paris Anlaşması’na taraf 110 ülke Ulusal Katkı Beyanlarını güncelledi. 1990 yılı baz alınarak 2030 yılına kadar İngiltere yüzde 68, AB yüzde 55 ve ABD yüzde 43 oranında sera gazı azaltım taahhüdü verdi. Türkiye’nin mevcut azaltım taahhüdü, söz konusu ülkeler gibi mutlak bir azaltım hedeflemediği, sadece artıştan azaltımı hedeflediği için, 2030 yılındaki sera gazı emisyonu hedefi 1990 yılına göre 4 kattan fazla artış anlamına geliyor.
(HABER MERKEZİ)