153 Dersimliye idam ve de CİMER’den yanıt
19 Eylül 1926’da "köylülere zulüm eden, vergi vermeyen vatan savunmasına katılmayan Dersim Koçuşağı aşiretinin” tedibine karar verilmiş ve harekâtın icrasına Elazığ ve Havalisi Komutanı Albay Mustafa (Muğlalı) atanmıştır. Harekât 3 Aralık’ta bitmiştir. Bir subay ile 31 er “şehit olmuş” ve bir subay, 53 er yaralanmış, 10 er kaybolmuştur; “buna karşılık asilere bir hayli zayiat verdirilmiş ve 1084 küçükbaş, 342 büyükbaş hayvan ganimet alınmıştır.”
Takrir-i Sükûn Cumhuriyet’inde kitlesel idam cezası. İnanamadım; “yanlış mı saydım?” diye tekrar tekrar kontrol ettim. 5-10 değil, 20 ya da 50 hatta 100 bile değil; tam tamına 158 kişiye idam cezası verilmiştir. Şark İstiklal Mahkemesi’nin 27 Aralık 1926 tarihli ve 670 sayılı(1) ilâmında/kararında, idam cezası verilen 158 kişi Dersimlidir. Yaşları gerekçesiyle 5’inin idamı ağır hapis cezasına çevrilince, 153 Dersimlinin kalemi kırılmıştır;(2) Mahmut Akyürekli 80’den fazlasının, Cafer Demir ise 8’inin idam edildiğini iddia etmiştir. Çünkü infazla ilgili dosya evrakı yoktur.

Genelkurmay’ın “Koçuşağı bölge nüfusu” tahminine(3) göre yüzde 10’u idam cezasına çarptırılmıştır.
Bu mu, adalet?
Koçuşağı [Quco] bölgesi askerî harekâtı devamında yargılaması vardır.
‘Koçuşağı İsyanı Davası’nın 563 ve 867 saylı dosyasıyla ilgili kararda sanık toplamı 254’tür ve bir kişi de (Hasan nam-ı diğeri Yarım Ağa) vefat etmiştir. Her biri TC vatandaşı 254 sanıkla ilgili kararın dağılımı şöyledir: 153 kişinin idamla ve 17 kişinin(4) değişik yıllarda hapisle cezalandırılması, 18 yaşından küçük 2 kişinin Müdafaa-i Milliye emrine gönderilmesi ve 83 [saydım 82] kadınla çocuğun dağıtılması oybirliğiyle kararlaştırılmıştır. Sanıklardan hiçbiri beraat etmemiştir.
İdam cezası verilenlerden 103’üncü sıradaki ‘Muhacir Hasan’dır; hakikaten Balkanlardan gelense, kaderinin ne acı sürprizidir!
Mahmut Akyürekli’nin emeğine sağlıktır; devletin ilgili biriminin yıllarca gündemine almadığını yapmıştır. Şark İstiklal Mahkemesi kararları 2014’te yayımlanmıştır. Mahmut Akyürekli, ayrıca sanıklarla ilgili ‘ceza veya beraati’ tek tek sıralayarak, tablo halinde kolayca bilgilenmeyi sağlayacak çalışma da yapmıştır (cilt: 1, s. 23-251).
TBMM, Mahmut Akyürekli’den sonra Şark İstiklal Mahkemesi’nin 1925-1927 dönemi yargılamasını, Şark İstiklal Mahkemesi (Kararlar ve Mahkeme Zabıtları) ismiyle beş kitap halinde yayımlamış ve zabıtları da internete yüklemiştir. İlk iki kitap 2016’da ve kalan üçü de 2017’de yayımlanmıştır.
Mahmut Akyürekli’nin ve TBMM’nin çalışmasını birlikte dikkate aldım. Osmanlıca’nın farklılığı kayıtlıdır. Vaktiyle Osmanlıca çalışmıştım, ama bugün itibariyle “şudur” diyecek durumda değilim.
Birden fazla insanın idam edildiği davalardan bazısını hatırlıyoruz; 1915’te İstanbul’da Paramaz ve 19 yoldaşı, 1925’te Diyarbakır’da Şeyh Said Davası’nda 47 kişi, 1937’de Elazığ’da Seyid Rıza ve 6 yoldaşı, 1972’de Ankara’da Deniz ve iki yoldaşı idam edilmiştir… 1944’te Hitler işgalindeki Paris’te (Adıyamanlı yetim) Manuşyan ve 22 yoldaşının kalemi kırılmış, onlar da kurşuna dizilmiştir…
‘Koçuşağı İsyanı Davası’yla ilgili Şark İstiklal Mahkemesi’nin kararı, benzerleri arasında ilklerden olmalı.
158 Dersimliden beşinin idamı(5) yaşları gerekçesiyle ağır hapis cezasına çevrilince; 153 Dersimlinin idam cezası kesinleşmiştir. Çünkü İstiklal Mahkemesi kararına itiraz edilemiyordu. Hatta karar için delile bile gerek yoktu(6) ve heyetin karar vermesi yeterliydi.
‘ALIKONULAN’ 21 KADIN VE 61 ÇOCUK
27 Aralık 1926’da oybirliğiyle, “firar eden, maktul düşen ve mahkûm edilen eşhasın” ailelerinden “mahkemeye tevdi edilen [verilen]” 83 [82] kişinin, “hükümetin tensib edeceği müessesâtta [uygun bulduğu kurumlarda] çalıştırılmak ve münasip mahallerde iskân edilmek üzere Dahiliye Vekalet-i celilesi emrine Kayseri’ye sevki” kararlaştırılmıştır. İçişleri Bakanlığı emrine verilen 82 kişinin tamamı kadın ve çocuktur.
Mahkeme, denetimindeki [tutuklu] 82 kişi hakkında hüküm kurmuştur.
Çocuklar arasında iki tane ‘bir aylık’ olan bile vardır. Anne de çocuk da alıkonmuştur. Aslında bu fiil, 21 kadın ve 61 çocuk için de geçerlidir.
82 kişinin en genci “Maho kızı Hüseyin zevcesi [eşi] 30 yaşında Hadice ve kızı Besey” ile “Kamer kızı Hasan’ın zevcesi 30 yaşında Sultan [ve] oğlu Ali” birer aylıktır ve en yaşlısı da “Mustafa zevcesi Zeyneb” ile “Hasan zevcesi Haney” 60 yaşındadır. Beş kadının yaşı da 40-60 arasındadır: Hamo’nun eşi Fatma 50, Musa’nın eşi Besey ile Miço’nun eşi Vakey 45’er ve Seyyid Ali eşi Huri ile Miço’nun eşi Fidan 40’ar yaşındadır.
13 kadının yaşı da 20-35 arasında değişmektedir; ikisinin 35, altısının 30, ikisinin 25 ve üçünün 20’dir. İsmail kerimesi Şeyho zevcesi Zeyneb’in yaşı yazılmamıştır. Bu halde 82 Dersimlinin 21’i kadın kalanı çocuktur.
61 çocuğun yaş dağılımı şöyledir: biri 13, ikisi 10, beşi 9, dördü 8, üçü 7, yedisi 6, yedisi 5, altısı 4, yedisi 3, dokuzu 2, yedisi 1 yaşında ve biri 4, ikisi 1 aylıktır.
Cinsiyet dağılımında en yaşlı olanı, kadınlarda 60 ve erkeklerde 13’tür (Hasan oğlu İbrahim).
İsimler dikkatle okunduğunda bazı çocuklar yetimdir, baba adıyla yazılmıştır. Örneğin “Ali torunu iki yaşında Hüseyin” ya da “Abbas kızı Haci yani Hadice iki yaşında” veya “Hızır oğlu on yaşında Miço” gibi. Yakını olmayan anlamında “Kiğı muhaciri dokuz yaşında Hamey kız”ın da “bi-kes” yani kimsesiz olduğu belirtilmiştir.
21 kadına ve 61 çocuğa kesilen ceza, ailelerinden kopartmaktır. Mahkeme kararıyla da sabittir ki, Dersim’de ailelerin parçalanmasına, kadınların ve çocukların dağıtılmasına 1926’da başlanmıştır.
MAHKEME ZAPTI BAŞBAKANLIKTA

TBMM’nin birinci kitabında yapılan bilgilendirmeye göre, 16.6.1925-1.3.1927 döneminde mahkemeye ait 798 karar ve bazılarının zaptı yayımlanmıştır. ‘Koçuşağı İsyanı Davası’nın 670 sayılı ilâmı dâhil 230 kararla ilgili mahkeme zabıtlarının ve dosyalarının arşivde bulunmadığı için yayımlanmadığı ve “13, 32 ve 57 numaralı kararların mahkeme zabıtları müsvedde halinde bulunduğundan, bu zabıtlara da yer” verilmediği belirtilmiştir (TBMM, cilt: 6/1, s. 3, pdf’den s. 31).
Zabıtların müsveddesiyle ve aslının bulunmamasıyla ilgili bilgilendirme bu kadardır. O yıllarda mahkeme kâtipleri mi yetersizdi? Bilemiyoruz.
798 ilâmın ancak 568’inin yani yüzde 71,2’sinin dava zaptı var, geriye kalanın zaptının niye olmadığını da bilemiyoruz; çünkü bilgi verilmemiştir.
TBMM kitapçığında ‘Koçuşağı İsyanı Davası’nın 563 ve 867 sayılı mahkeme dosyasıyla ilgili adres gösterilmiştir. Kararla ilgili ‘Mülahazât’da yazılan şudur: “06.03.927 Havali Kumandanlığa verilmiştir. Dosya Başvekalete gönderilmiştir. 13 Haziran 1928, numara 1295” (TBMM, cilt 6/5, s. 2341, pdf’den s. 119).
Demek ki mahkeme dosyası 13 Haziran 1928’den itibaren Başbakanlık’tadır. Başbakanlık’a neden gönderilmiştir? Onu da bilemiyoruz.
Umarım Başbakanlık evraklarının tamamı araştırmacılara açılır ve inceleme fırsatı buluruz. Cumhuriyet Arşivi’nde araştırdım, ilgili dosya hakkında herhangi bilgiye ulaşamadım.

KOÇUŞAĞI 1926’DA HEDEFTİ
Koçuşağı Harekâtı için de gerekçe olarak “vergi vermiyorlar” ya da “askere gitmiyorlar” gibi resmi söylem aynen tekrar edilmiştir. Bu, Dersim’e özel üretilmiş gerekçelendirmedir. Birçok kez yazdım; O yıllarda İçişleri Bakanı Şükrü Kaya(7) itiraf etmiştir ki, iki oğlunun kaydını yaptırmamıştır.
Harekâtta neler yapıldığını, Reşat Hallı’nın kitabından(8) ‘Koçuşağı Ayaklanması ve Bastırılması (7 Ekim-30 Kasım 1926)’ bölümünden aktaracağım.
19 Eylül 1926’da “köylülere zulüm eden, vergi vermeyen vatan savunmasına katılmayan Dersim Koçuşağı aşiretinin” tedibine karar verilmiş ve harekâtın icrasına Elazığ ve Havalisi Komutanı Albay Mustafa (Muğlalı) atanmıştır. Harekâtta iki alayla, dört alayın altı taburu, üç dağ bataryası, gönüllüler, Şavak aşiretinden ve Türk köylerinden milisler de görevlendirilmiştir. (s. 175-6.)
Harekât bölgesindeki insanlar [TC vatandaşları] “düşman” olarak tanımlanmıştır (s. 190-1).
8 Ekim’de aşiretle kurulan ilişkide silahların teslimi için 15 Ekim’e kadar süre verilmiş ve getirilen 29 tüfektir. Bunun üzerine 16 Ekim sabahı harekâta başlanmış ve uçakla Ali Boğazı bombalanmıştır. (s. 179-180.)
17 Ekim’de Amutka, 11 Kasım’da Kurudere ve bölgesi ‘işgal’ edilmiş (s. 180, 185, ifade ‘işgal’dir) ve en şiddetli çatışma 26 Kasım’da olmuştur; “asilerin sığındığı mağaralar” bombalanmış ve “buralardaki asiler imha” edilmiştir (s. 182, 189-190).
Harekât 3 Aralık’ta bitmiştir. Bir subay ile 31 er “şehit olmuş” ve bir subay, 53 er yaralanmış, 10 er kaybolmuştur; “buna karşılık asilere bir hayli zayiat verdirilmiş ve 1084 küçükbaş, 342 büyükbaş hayvan ganimet alınmıştır” (s. 191-2, abç).
Öldürülen Dersimliler hakkında bilgi verilmese de Genelkurmay sonucu açıklamıştır: “Harekâtın sonunda asilerin çoğu yakalanmış ve imha edilmiştir.”(9)
“Yakala ve öldür” emrinin beyanıdır!
Dersimlilerin imha edilmesiyle birlikte Sünni İslam literatürüyle ‘el konulan’ hayvanlara ganimet denilmiştir. Bununla, bölgenin “fethedildiği” ya da “İslamlaştırıldığı” ifade edilmiş olunmaktadır.
Ve Jandarma Umum Kumandanlığı’nın 1935’te yayımlanan Dersim(10) raporunda, 1926’daki harekâtta Dersim ahalisinden istifade edilemediği, Seyid Rıza’nın ve Ovacık aşiretlerinin Koçuşağı aşiret mensuplarını imhadan kurtardığı iddia edilmiştir.
SOYUNU ‘KIRMAK’ DEĞİLSE, NEDİR?

Askeri operasyonla kalınmamıştır; harekâta, Şark İstiklal Mahkemesi yargılamasıyla devam edilmiştir. Sanıklar, “Dersim’in Koçuşağı isyanına iştirak” ve “Şeyh Said isyanı zamanında Çemişgezek’e ve kurasına hücumla” suçlanmıştır.
Mahkemenin 27 Aralık 1926 tarihli kararı, sanıkların birer “TC vatandaşı” olarak dikkate alınmadığının beyanıdır. 153’ü idam 170 kişinin cezalandırılması, yaşı küçük 2 kişinin Müdafaa-i Milliye emrine gönderilmesi ve 21 kadınla 61 çocuğun dağıtılması oybirliğiyle kararlaştırılmıştır; toplam 254’tür.
Sanıkların ismi sıralanırken en başta “mevkuf” denilip devam edilmiş ve sonra kararın, “mevkuf 27 kişi” hakkında vicahen diğerlerinin gıyabında verildiği belirtilmiştir. Karardan anlaşılan 82 kadın ve çocuk mahkemenin denetimindedir; bu halde 109 kişi tutukludur.
Kararda firari sanık sayısı 141’dir. 27 tutuklu ve 141 firari toplamı 168’dir; oysa 82 kadın ve çocuk hariç cezalandırılan 172 kişidir. Bu halde, cezalandırılan 4 kişilik fark nasıl doğuyor? Belli değildir.
153 kişiye idam cezası verilmesi ve 254 sanıktan hiçbirisinin dağıtma/sürgün dâhil cezasız kalmaması ya da “beraat” etmemesi, İstiklal Mahkemesi’nin tarihinde ilktir. Mahmut Akyürekli’nin ilamlar liste analizine bakmak yeterlidir (cilt: 1, s. 23-251).
Kararda ‘atıf’ yapılan ‘Şeyh Said İsyanı’na bakan da aynı Şark İstiklal Mahkemesi’ydi. 28 Haziran 1925 tarihli kararında, “isyan” gerekçesiyle 92 sanık yargılanmış, Şeyh Said dâhil 47’sine idam cezası verilmiş ve 28 kişi beraat etmiştir. Kalan 17 sanık hakkında da bir kısmına ceza verilmek üzere değişik kararlar alınmıştır.(11) 47 kişinin idamı, 29 Haziran’da infaz edilmiştir.
Hem Şeyh Said hem de Koçuşağı davalarında Şark İstiklal Mahkemesi savcısı Karesi (Balıkesir) Mebusu Ahmet Süreyya (Örgeevren), Şeyh Said davası özelinde anılarını 1957’de yazmış ve Koçuşağı yargılamasından hiç bahsetmemiştir.(12)
Mahmut Akyürekli’ye göre, idam cezası verilen 153 Dersimlinin 80’den fazlası yakalanıp infaz edilmiştir (cilt: 1, s. 15).
İnfazla ilgili olarak Dersim’den, ‘Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde Dersim’ kitabını yazdığını öğrendim Kocan Aşireti’nden (Koçuşağı’ndan) Cafer Demir’le görüştüm. İnfaz edilen 8 kişidir: “Nuri Ağa, Seydağaye Ebil, Seyid Ağa, Miço oğlu Musa, Şiğe Heş, Hafo oğlu İsmail, Ali Oğlu Hüseyin ve Bedo oğlu Miço olmak üzere sekiz tutuklu Elazığ Şire Meydanı’nda idam edilmiştir.”
153 idam cezası listesinde [Bozanlı karyesinden Ahmed oğlu Nuro] Nuri Ağa (sıra 1), [Koçuşağı’ndan İbrahim oğlu] Sey[y]id Ağa (3), [Satuşağı’ndan/Saduşağı’ndan Mustafa] Miço oğlu Musa (sıra 5), Hafo oğlu İsmail (6), Bedo oğlu Miço (7) ve [Reşikuşağı’ndan] Ali Oğlu Hüseyin’in (8) sırasını buldum, diğer ikisini ifade/yazım farklılığı nedeniyle bulamadım.
Sanıyorum ne kadar Dersimlinin idam edildiğini, 13 Haziran 1928’de Başbakanlık’a gönderilen dava dosyasında bulabiliriz.
Karar açıklanırken “27 tutuklu” var. Dava dosyası olmadığı için kimler tutukluydu, bilemiyoruz. Tutukluluğu anlaşılan 5 kişi, idamı ağır hapis cezasına çevrilendir. Bu halde 22 tutukludan kaçı idam edildi? Yakalanıp infaz edilen olmadı mı? Dosya olmadan cevap vermek imkansızdır.
Şark İstiklal Mahkemesi yargılamasında (1925-1927) verilen idam cezası, TBMM kitabı ile Ergün Aybars’da 420 (213’ü gıyaben) ve Mahmut Akyürekli de 435’tir.(13)
Genelkurmay’a(14) göre, “Asilerin kuvveti: Bu bölgenin genel nüfusu 1500 olup, çıkarabileceği silahları miktarı 450 tahmin” edilmiştir.
1946’da bu değerlendirmenin yapıldığı ‘iki hilalli’ kitapçığın ‘Önsöz’ünü yazan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kâzım Orbay, Türk devletinin Kürt politikasının icra merkezinde olmuştur; 1925’te Şark Islahat Planı’nı hazırlayan komisyonda üye(15) ve ‘38 Dersim harekâtında 3. Ordu Müfettişi’dir.(16)
Genelkurmay’ın tahminine göre, nüfusun yüzde 10’u idam cezasına çarptırılmıştır. Bunun, yargı tarihinde benzeri var mıdır?
Her 100 kişiden 10’una idam cezası vermek neyin adaletidir?
Planlanan, Dersimlinin ‘tasfiyesi’ydi; 1926’da kitlesel idam cezasıyla başlatılan harekât, 1938’de kitlesel imhayla ‘nokta’lanmıştır!
Yargılaması dâhil 1926 harekâtı, Koçuşağı’nın soyunu ‘kırmak’ değilse, nedir?
***
ADALET BAKANLIĞI CEVAP VERMEDİ, NEDEN?
15 Kasım 1937’te Elazığ’da altı yoldaşıyla idam edilen Seyid Rıza’nın dava dosyası için CİMER aracılığıyla Adalet Bakanlığı’na başvurdum. Yazım, 13 Kasım 2024’te yayımlanmıştı.
9 Ekim 2024’e yaptığım başvurum, aynı gün Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Ne cevap verileceğini takip ettim. Başvurumu, Adalet Bakanlığı 23 Aralık’ta CİMER’e geri gönderdi ve cevap, 26 Aralık’ta Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndan geldi.
Devlet Arşivleri Başkanlığı cevabında, “Başvurunuz incelenmiştir. Başkanlığımızda mahkemelere ait dava dosyaları bulunmamaktadır” denilmiştir. Teşekkür ederim.
TC Adalet Bakanlığı, yargıladığı ve idam ettiği TC vatandaşı Seyid Rıza’nın dosyası hakkında neden bilgi vermiyor? 87 yıllık dava dosyası hakkında ‘gizlilik’ kararı mı var?
NOTLAR:
(1) Mahmut Akyürekli (hazırlayan), 1925 Şark İstiklal Mahkemesi Kararları-1, Nûbihar, İstanbul-2014, s. 15, 218-223; Mahmut Akyürekli (hazırlayan), 1926-1927 Şark İstiklal Mahkemesi Kararları-2, Nûbihar, İstanbul-2014, s. 958-964; Şark İstiklal Mahkemesi, cilt: 6/5 (Karar: 526-798), TBMM Basımevi, Ankara-2017, s. 2341-2345.
(2) Şark İstiklal Mahkemesi’nin ‘Koçuşağı İsyanı Davası’yla ilgili 27 Aralık 1926 tarih ve 670 sayılı kararında TCK madde 64 ve 125’den kalemi kırılan 153 Dersimli (Mahmut Akyürekli’nin ve TBMM’nin çalışmasını birlikte dikkate aldım. Önce çalışan Mahmut Akyürekli listesinde TBMM kitabındaki farklı okumayı parantez (...) ve yapığım eki köşeli parantez […] içinde yazdım): 1- Bozanlı karyesinden Ahmed oğlu Nuro, 2- Uhnuk (Ahdük) karyesinden Yusuf oğlu Topal Seydo, 3- Koçuşağı’ndan İbrahim oğlu Seyyid Ağa, 4- Reşikuşağı’ndan Haso oğlu Zeynel’in kardeşi Şeyho, 5- Satuşağı’ndan (Saduşağı’ndan) Mustafa Miço oğlu Musa, 6- Hafo oğlu İsmail, 7- Bedo oğlu Miço, 8- Reşikuşağı’ndan Ali oğlu Hüseyin, 9- Çemişgezek’in Koçulu karyesinden Cibo oğullarından firari Feyzullah oğlu Mehmed ve 10- İnco, 11- Bozanlı Ahmed oğlu Nuro’nun kardeşi Haydo, 12- Amutka karyesinden Seyyid Ali oğlu Ali, 13- Ali oğlu Mahmud [ve] 14- biraderi Çakmak ve 15- Kupo, 16- Duno oğlu Hafo, 17- İsmail Haso, 18- Kali Ağa [ve] 19- eniştesi Mahiki, 20- Fate (Fatı) oğlu Seyyid Ali, 21- Molla’nın (Monla’nın) damadı Ali, 22- Hezarlı (Hazari) karyesinden Gaz oğlu İnce Mehmed, 23- Kurdo Seydo, 24- Seyyid Maksud oğlu Gani Hüseyin, 25- Pırastik (Bırastik) karyesinden Ali Ağa, 26- İdare İbrahim oğlu Seyyidhan, 27- Kali Ağa’nın kardeşleri Miço, 28- Şamuşağı’ndan Seyyid Ali ve 29- kardeşi Hafo, 30- Mahiyli (Memili) Gaz oğlu İbrahim, 31- Seyyid Hıdır (Hızır) oğlu Seydo, 32- Kekil Mahmud’un kardeşleri Ali ve 33- Rıza, 34- Kali Ağa’nın biraderi Haydar, 35- Taco oğlu Seydo, 36- İsmail oğlu Seydo, 37- Kekil (Kakil) amcazadesi Dugo (Dogo) [ve] 38- Kakil, 39- Kör Kurdo oğlu Hafo, 40- Seyyid Ali’nin kardeşi Hafo, 41- İsmail oğlu Mahili (Memili), 42- Mehmed oğlu Miço, 43- İnce Mehmed’in kardeşi Haso, 44- Reşikuşağı’dan Ali oğulları Mahili (Memili) ve 45- Simo, 46- Amutka karyesinden Musa, 47- Seyyid Ali’nin oğlu İbrahim, 48- Palancı oğlu İsmail ve 49- torunu Hüseyin, 50- Yağcı Maho (Mamo) oğlu Hasan, 51- Pırastikli (Bırastikli) Ali Ağa’nın kardeşi Eyyüb ve 52- Mustafa, 53- Koçuşağı’ndan Mustafa, 54- Zikir oğlu Ali, 55- Keviç Hüseyin, 56- Miço oğlu Halil, 57- Beko’nun kardeşi Mehmed [ve] 58- küçük oğlu Hasan, 59- Beko’nun nezdinde Kel Manzur, 60- Dilo Ali, 61- Kurdo Hasan, 62- Hasan oğlu İnce Mehmed, 63- Hafo oğulları Rıza ve 64- Miço, 65- Reşikuşağı’ndan Dago ve 66- biraderi Miço, 67- Ali oğlu Miço, 68- Zengül oğlu Maho, 69- Ali oğlu Cafer, 70- Ali oğlu Canbaz, 71- İsmail oğlu Hafo [ve] 72- oğulları Mustafa ve 73- Manzur, 74- Musa oğlu Rıza, 75- Miço oğlu Amiral, 76- Halil oğlu Ağa [ve] 77- Şahin, 78- Amutkalı Hasan Cafer [ve] 79- biraderi Yusuf [ve] 80- marabaları Çako [ile] 81- Kurso, 82- Bozan karyeli Eyyüb Ağa’nın amcazadesi Mehmed, 83- Medyenli (Medinli) Hasan oğlu Canşaz ve 84- Hüseyin ve 85- Hasan, 86- Halil oğlu Molla (Monla) ve 87- biraderi Hüseyin, 88- Egenekli (Eğnikli) Ahmed Ağa oğlu Aziz, 89- Medyen’in (Medin’in) oğlu İbiş, 90- Seyyidhan oğlu Ali ve 91- Mehmed, 92- Bozanlı Kupo’nun amcazadesi Yusuf, 93- Kurno oğlu Yera, 94- Perastikli (Bırastikli) Ali Ağa’nın kardeşi oğlu Yusuf [ve] 95- amcazadesi Hüseyin oğlu Hasan ve 96- Yera ve 97- Ali, 98- Ahtüklü (Ahdüklü) Ahmed oğlu Ağa marabası Çako, 99- İskençli (Eskincili) Merto oğlu Süleyman, 100- Pogoslu Topal Seydo, 101- Kamer oğlu Hafo [ve] 102- Bertal, 103- Muhacir Hasan,104- Reşikuşağı’ndan Hüseyin oğlu Hasan [ve] 105- Kallo [ve] 106- Kör Seydo, 107- Zeynel’in biraderi Manzur, 108- Ahmed oğlu Ali, 109- Zikir oğlu Zeynel ve 110- Manzur ve 111- Karataş’ta mukim Hafo, 112- Kankuruslu Cafer Ağa, 113- Bozanlı Hüseyin Ağa ve 114- mahdumu Amiral, 115- Ahmed Ağa oğlu Ağa, 116- Palancı oğlu Velo, 117- Seydo’nun babası Kurno, 118- Beko’nun biraderzadesi Halil [ve] 119- Canşaz [ve] 120- Yusuf [ve] 121- Deli Mehmed, 122- Kozlucalı Kör Seyyidhan, 123- Girikuşaklı Mehmed Ağa, 124- Mehmed Zikir oğlu Seydo, 125- Reşikuşağı’ndan Zikir oğlu İsmail ve 126- mahdumu Kekil, 127- Mehmed oğlu Miço, 128- İsmail oğlu Miço, 129- Koçuşağı’ndan Nan oğlu Hafo, 130- Dono oğlu Hüseyin, 131- Simo oğlu Kör Haso, 132- Haydo oğlu Rızo, 133- Ahmed oğlu Şamuşağı’ndan Keko, 134- Zikir oğlu Hasan, 135- Deli Mehmed’in oğlu Kekil, 136- Çörüklü (Çürüklü) Rıza, 137- Velo’nun oğlu Mehmed, 138- Haydo’nun kardeşi Mehmed, 139- Yağcı Mamo’nun Yusuf, 140- Yusuf Zeynel, 141- İdare’nin küçük oğlu Lolo, 142- Harasorlu Hayro oğlu Eyyüb Ağa [ve] 143- İsmail, 144- Cafer oğlu Hıdır (Hızır), 145- Mansarik (Mansavut) karyesinden Dursun, 146- Zeynel’in kardeşi Şeyho, 147- Velo oğlu Kalo, 148- Kado İsmail oğlu Haço, 149- Kurno oğlu Seyyid Ali, 150- Odo’nun oğlu Velo ve 151- Hüseyin, 152- Balikanlı Mamo oğlu Ali, 153- İsmail oğlu Ahmed.
(3) Doğu Bölgesindeki Geçmiş İsyanlar ve Alınan Dersler, Genelkurmay Basımevi, Ankara-1946, Tarih Vakfı-Necmeddin Sahir Sılan Arşivi-2, Doğu Anadolu’da Toplumsal Mühendislik, Dersim-Sason (1934-1946), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul-2010, içinde, s. 502.
(4) 17 kişiye hapis cezası: Sivas ve Konya’da (1 kişi) 24 yıl ağır hapis 3 kişi, Sivas’ta 15 yıl ağır hapis 2 kişi, Isparta’da 5 yıl ağır hapis 7 kişi, Kayseri’de 5 yıl hapis 2 kişi, Niğde’de 3 yıl hapis 3 kişi. Ve Mahmut Akyürekli’nin hazırladığı listede, ‘İbo oğlu İsmail’le ilgili olarak ‘bulunamadı’ notu yazılmıştır. Kararda, “Veli oğlu Mahmud, İbo oğlu Hamo, Mahmud oğlu Hüseyin, İbo oğlu İsmail, Mamo oğlu Hüseyin, Hüseyin oğlu Mamo, Kakam oğlu Velo” olarak 7 kişi sıralanmış ve cezası yazılmıştır: Isparta hapishanesinde yatmak üzere 5’er sene ağır hapistir. (Liste, cilt 1, s. 218 ve karar, cilt 2, s. 962, imzalar üzerinde 9’uncu sırada ‘İbo oğlu İsmail’ var.)
(5) TCK’nın 55-56 maddesine göre, Koçuşağı’ndan İbrahim oğlu Ali (yaşı 80), Silo oğlu Ahmed (yaşı 21) ile Koçuşağı’ndan Miço, nam-ı diğeri Mustafa oğlu Hasan’a (yaşı 70) 24 yıl ve yaşı 18 takdir edilen Şamuşağı’ndan Hüseyin oğlu Hasan ile Miço oğlu Paşo’ya 15 yıl ağır hapis cezası verilmiştir.
(6) Ergün Aybars, İstiklal Mahkemeleri, AD Yayıncılık, İstanbul-1997, s. 10.
(7) Dahiliye Vekili Şükrü Kaya’nın 22 Aralık 1936’da Umumi Müfettişlere beyanatı: “Ben, Dahiliye Vekiliyim, iki çocuğum var, ikisi de kayıtlı değildir. Bir gün Meclis’te arkadaşlarımdan bütün çocukları nüfusa kayıtlı olanlar ellerini kaldırsın dedim. Kaldıran olmadı” (M. Bülent Varlık (hazırlayan), Umumi Müfettişler Toplantı Tutanakları-1936, Dipnot Yayınları, Ankara-2010, s. 372).
(8) Reşat Hallı, Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar (1924-1938), Genelkurmay Basımevi, Ankara-1972,
(9) Doğu Bölgesindeki Geçmiş İsyanlar ve Alınan Dersler, Genelkurmay Basımevi, Ankara-1946, Tarih Vakfı-Necmeddin Sahir Sılan Arşivi-2, age, içinde, s. 503.
(10) Dersim, Tarih Vakfı-Necmeddin Sahir Sılan Arşivi-2, age, içinde, s. viii, 173-175.
(11) Mahmut Akyürekli, cilt: 1, s. 36-45; TBMM, Şark İstiklal Mahkemesi, cilt: 6/1 (Karar: 1-72), s. 11, 75-85, 275-639.
(12) Ahmet Süreyya Örgeevren, Şeyh Sait İsyanı ve Şark İstiklal Mahkemesi, Osman Selim Kocahanoğlu (hazırlayan), Temel Yayınları, İstanbul-2002.
(13) TBMM, Şark İstiklal Mahkemesi, cilt: 6/1, s. 11-12; Ergün Aybars, age, s. 348; Mahmut Akyürekli, cilt: 1, s. 12.
(14) Doğu Bölgesindeki Geçmiş İsyanlar ve Alınan Dersler, Genelkurmay Basımevi, Ankara-1946, Tarih Vakfı-Necmeddin Sahir Sılan Arşivi-2, age, içinde, s. 502.
(15) 8 Eylül 1925 tarih ve 2536 sayılı kararname, BCA-F: 30.18.1.1/K: 15, D: 60, S: 12.
(16) Onlarca rapordan ikisi: 3. Ordu Müfettişi Orgeneral Kâzım Orbay’ın Başvekile gönderdiği 18 ve 20 Ağustos1938 tarihli (20 ve 22 sayılı) raporları, BCA-F: 30.10/K: 111, D: 750, S: 4 ve 7.
Nevzat Onaran Kimdir?
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Bir süre muhasebecilik yaptı ve ardından ekonomi muhabiri olarak Özgür Gündem, Evrensel dâhil birçok gazete ve dergide çalıştı. Yakın dönem okumalarını Türk milliyetçiliğinin ekonomi politiğinin analizinde yoğunlaştırdı. 1915-1940 dönemini inceleyen dört kitabı yayımlandı.
1934’te Hamidiye binbaşısına maaş 12 Şubat 2025
Abdülhamid’in Sünni İslam milliyetçiliği 17 Aralık 2024
Seyid Rıza’nın ‘idam dosyasını’ CİMER’e sordum 13 Kasım 2024
Mebus Matyo ve gazeteci Nikos dâhil 35 Rum’a idam 07 Ekim 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI