DUVAR - Temelleri 90’lı yılların ortalarında Boğaziçi Üniversitesi’nde atılan Badem grubu, 2005’te ilk albümü ‘Badem’le büyük bir başarı yakalamış, yaklaşık 7 yıl içinde yaptıkları diğer albümlerle geniş bir dinleyici kitlesinin beğenisini kazanmıştı. İlk albümlerinde özellikle Karacaoğlan şiirleri üzerine yaptıkları bestelerle Türkçe hafif rock müziğinde yeni bir soluk yaratan grup, özgün şarkıları ve grup üyelerinin müzikal yetkinliğiyle benzerlerinin arasından hızla sıyrılmıştı. 2000’li yıllarda yoğun konser tempolarıyla, ana akım medyadaki görünürlükleriyle ve nihayet Türkiye’nin önemli sanatçılarıyla yaptıkları ortak çalışmalar ve düetlerle müzik dünyasındaki yerini sağlamlaştıran Badem, 2012’de ‘Badem ve Konukları’ albümünü yaptıktan sonra aktif müzik hayatına geniş bir ara verdi. Grubun dağıldığına dair söylentiler sevenleri arasında yıllardır konuşuluyor. Grup üyelerinin farklı kariyerlere yoğunlaşması ve grubun 9 yıldır yeni bir şarkıyla sevenlerini selamlamaması, Badem’in dağıldığı dedikodularını doğrular nitelikte olsa da grup büyük bir sürpriz yaptı ve geçtiğimiz günlerde, 9 yıl aradan sonra ilk kez bir konserde buluşacaklarının haberini paylaştı. 24 Aralık Cuma akşam Kadıköy Sahne’de gerçekleşecek konser öncesinde grup üyeleriyle bu sürpriz konseri ve grubun müzik dünyasına dönüşünü konuştuk.

‘UZUN BİR ARANIN ARDINDAN ‘YENİDEN’ DİYORUZ’

Google’da “Badem grubu” diye arama yapınca “Kullanıcılar bunları da sordu” sekmesinde ilk sırada “Badem grubuna ne oldu?” yazıyor. Herkes adına sormuş olalım, ne oldu da grubun çok güzel gidiyor gibi görünen aktif müzik kariyerini sona erdirme kararı aldınız?

Barış Bahçeci: Grup olarak ayrılma kelimesini hiç kullanmadık aslında ama pratikte müzikal anlamda ve beş kişi olarak epeydir ayrı kaldık diyebiliriz. Yoksa herkesin birbiriyle iletişimi devam etti. 

Büyük aranın sebebine gelince; farklı yoğunluklar ve yorgunluklar bir süre ara vermenin iyi olacağı kanaatini oluşturdu. Bazen ara vermek ve soluklanmak ileride yapacağınız işler için gereklidir. Sarp bir dağa tırmanırken mola vermeden devam edemezsiniz. Hepimiz bireysel olarak müziğin bir noktasından devam ettik, biriktik. Bu arada hepimizin müziğe ve hayata bakış açısı az ya da çok değişti. Birbirimiz için ne kadar kıymetli olduğumuzu zaten biliyorduk, ama bir de özlem girdi araya. Güzel sohbetlerimizin, kahkahalarımızın, beraber sahnede eğlenmenin, konserlerde yol arkadaşı olmanın özlemi. 

Ve işte artık “yeniden” diyoruz.

Mert Özdemir: Her ilişkide olabileceği gibi bizim de grup olarak bir mola verme ihtiyacımızın olduğu bir dönemdi o dönem. Geçen zaman zarfında herkes biraz kendini dinledi, biraz kendi hayatına odaklandı. Mola sonra birlikte müzik yapmayı özlemiş olarak bir araya gelmek de çok iyi gelecek hepimize.

Sanıyorum 9 yıl sonra ilk kez dinleyicinizle buluşuyorsunuz? Kimin fikriydi bu? Ve tabii neler hissediyorsunuz?

Mert Özdemir: Gruptan Barış ve menajerimiz Serkan’ın büyük emeği var bu tekrar bir araya geliş ve konser organizasyonunda. Sahnede olmak, izleyiciyle müziğinizi paylaşmak çok ayrı bir keyif. Birlikte müzik yapmayı özlemiş olmak da ayrıca özel kılıyor bu ilk performansı.

Badem, aktif olarak müziğe geri mi dönüyor? Yeni bir albüm yahut eski şarkıların yeniden yorumlanması gibi fikirler var mı?

Mustafa Kemal Öztürk: Cevap kısaca “evet”. Gerek pandemi, gerek artık herkesin ayrı ayrı aile, uğraş, koşturmacaları olduğundan albüm bir miktar kısa vadede bizi aşacak gibi, fakat tekli şarkılarla ilerleyip onları albümler haline dönüştürmek güzel olur diye düşünüyorum. Bir yeni Badem şarkısı ve Moğollar’ın saygı albümü için hazırladığımız özel bir çalışma ile geri dönüyoruz.

YENİ DÜETLER YOLDA

Sahnelerden uzak kaldığınız bu neredeyse 10 yılda müzikte özellikle genç neslin domine ettiği büyük değişiklikler oldu. Yeni gruplar, alternatiften yola çıkıp ana akımın merkezine yerleşen şarkıcılar, yeni şarkı yapma tarzları ve tabii ki RAP. Güncel müziği takip ediyor musunuz? Nasıl buluyorsunuz? Bu 10 yıldaki “sıçrama”yı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Emre Yıldız: Son 10 yılda ülkemizdeki müziğin geldiği yer oldukça sevindirici. Bizim müzik yaptığımız döneme kıyasla yayınlanan çok daha fazla şarkı var mesela. Müzik sektörünün dijitale evrilmesiyle beraber şarkılara erişimin de kolaylaşması müzisyenlerin daha fazla üretim yapmasının önünü açtı. Gelişen teknoloji sayesinde yeni soundlar ortaya çıktı. Davul kaydı yapmak için bir stüdyoya gitmeye gerek kalmadı örneğin, bilgisayarda da kolayca yazabiliyorsunuz. Bir davulcu olarak hala bu fikri yadırgasam da yeni çıkan gruplar bunu o kadar güzel yapıyorlar ki beğenmemek mümkün değil. Şarkı sözlerinden tutun da grup isimlerine kadar radikal değişiklikler oldu. Çok da iyi oldu bence. Belli kalıpların ya da formların dışına çıkılarak müzik yapılmaya başlandı. Örneğin bir şarkıya denk geliyorsunuz nakaratı yok fakat milyonlarca dinlenmiş. Bizim dönemimizde nakaratsız şarkı yapmak çılgınlık olurdu galiba. Sonuç olarak yeni nesil müziği seviyoruz ve takip etmeye de devam ediyoruz. Bakarsınız bir gün Badem olarak bir Rapçi ile düet de yapabiliriz, neden olmasın?

Sizi düet projelerle de tanıyoruz. Bu konserde yahut sonrasında benzer sürprizler olabilir mi?

Doğaç Başaran: Bu konserde bir sürpriz söz konusu değil fakat biz düet projeleri çok seviyoruz. Özlem Tekin ile ‘Kalpsiz’i yaptığımız zamandan beri birçok düet yaptık, hatta ‘Badem ve Konukları’ albümü de bu düşüncemizden ortaya çıktı. Beraber çalıştığımız her sanatçı, öylesine güzel renkler, tatlar kattılar ki şarkılara, biz tadına doyamadık doğrusu. Bundan sonra da bu tür çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum.