YAZARLAR

2021 distopyası mı yoksa 2021 projeksiyonu mu?

UNICEF’e göre 1.5 milyar çocuk, salgın nedeniyle okullarından uzak kaldı. 2008’de 6-12 yaş arasındaki çocukların spor yapma oranı yüzde 45 iken, 2018’de bu oran yüzde 38’e indi. Parents Together Vakfı’nın 3 bin ebeveynle gerçekleştirdiği araştırmaya göre, çocukların pandemi öncesine göre ekran süresindeki artış yüzde 500. Yani dünya sporunun altında bir dinamit var. Ya çocukları aktif hayata döndürerek dinamit patlamadan doğru kabloyu keseceğiz ya da sporun geleceğinin patlamasını izleyeceğiz.

Ne olduğumuzu anlamadığımız 2020 bitti. Artık yeni yıl resmen başladı. Aslında olması gereken umutvar mesajları iletip ilerlemek. Lakin eski yıldan kalma kaygıları yeni yılın hemen başında masaya yatırılmalı ki önümüzü görelim. Geçen hafta 2020’nin Türkiye sporu için kötü geçmediğinden bahsetmiştim. Ama aslında atladığım bir şeyi bu hafta tamamlamak isterim. Büyük resme baktığımızda 2020 tüm dünya sporu için ufak çaplı bir yıkım etkisi yarattı. Çünkü 2020, darbesini asıl çocuklara vurdu. Yani sporun temeline dinamit attı. Etkilerini sonraki yıllarda yapılacak araştırmalar ortaya daha net koyacaktır. Lakin görünen köyün bize sunduğu bazı gerçekler var.

Çocuklar okullar dahil olmak üzere sokağa çıkmıyor. UNICEF’in verilerine göre tüm dünyada 1.5 milyar çocuk, salgın nedeniyle okullarından uzak kaldı. 2021’de yaşanacaklarla ilgili maalesef bir öngörümüz yok. Yani okullar açılacak mı? Çocuklar sokağa çıkabilecek mi? Dışarı çıkılan kısıtlı süreler ve online eğitim arasındaki dengede ibre nereye doğru kayacak? Soruları çoğaltmak mümkün ama cevapları değil.

SPORUN GELECEĞİ TEHLİKEDE

Zaten araştırmalar 6-12 yaş arasındaki çocukların spora yönlenmesi konusunda ciddi bir sıkıntı olduğunu ortaya koyuyordu. Yeni olmasa da vizyon vermesi açısında bakıldığında Sports & Fitness Industry Association’ın 10 yıllık süre için yaptığı araştırmaya göre 2008’de 6-12 yaş arasındaki çocukların spor yapma oranı yüzde 45 iken, 2018’de bu oran yüzde 38’e iniyor. Pandemi ile bu oranın düşme eğiliminin devam ettiğini öngörmek de çok sıkıntı olmaz. Zira Parents Together Vakfı’nın 3 bin ebeveynle gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, çocukların pandemi öncesine göre ekran süresindeki artış yüzde 500.

Bu şartlar altında sporun ve aktif yaşamın geleceğinin ne denli tehlikede olduğunu söylemek her halde bir distopya tanımlamak olmaz. Olsa olsa geleceğe bir projeksiyon olabilir. Peki bu noktadan sonra yapılacak şey ne?

Öncelikle Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) çağrısına kulak vermek gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus'un eylül ayında yaptığı çağrıyı hatırlatmak gerekiyor: “Hepimiz çocukların okula geri dönmesini istiyoruz. Çocuklar, gençler ve bir bütün olarak toplumlar üzerindeki yıkıcı sonuçları göz önüne alındığında, okulları kapatma kararı son çare olmalı.”

ÖNCE OKUL SONRA SPOR

Okullar açılmalı ki çocuklar hareket etmeye ve ekrandan uzaklaşmaya başlasın. Okullar açılsın ki spor mekanları için önayak olsun. Tüm veriler gösteriyor ki çocuklar bu dönemde hastalık anlamında daha az sıkıntı yaşıyor. O sebeple önce çocukları evlerden çıkartmanın bir yolunu bulmalıyız. Güvenli ortamlarda okula, spora dönemediğimiz sürece 2020’nin uzun vadeli yıkıcı etkisi katlanarak ilerleyecek. Yapılması gerek en önemli şey, güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çekerek çocukları aktif hayata döndürmek. Yoksa, bundan bir sene sonra yazacağımız yazının içeriği de maalesef daha olumlu olamayacak.


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’