24 yıldır piyasadayım böyle hareket görmedim!

Bankacılık sektörü borsada 2 ayda yüzde 110 yükseldi, bazı hisseler ise yüzde 250 oranında. Piyasada bunların cevaplarına dair birçok tevatür var, dedikoduların ise hiç hoş olmadığını söylemem gerek…

Google Haberlere Abone ol

İris Cibre*

Bugünlerde tüm camia bankacılık hareketini konuşuyor.

24 senedir bu piyasadayım, bu piyasada zamanın büyük spekleri ile çalıştım, birçoğu ile hala konuşur görüşürüm. Hiçbirimiz böyle bir hareket görmedik hatta notumuz yatırım yapılabilir seviyeye çıkarıldığında dahi görmedik.

Peki şimdi ne oldu?

Öncelikle hisse senetleri borsası nedir oradan başlayalım derim;

Şirketlerin finansman sağlama amacı ve yatırımcıların da bir şirkete ortak olarak yatırım yapma ve getiri elde etme amacı ile bir araya geldiği organize bir piyasadır.

Organize piyasa ise tüm bu işlemlerin kurallar çerçevesinde yapılmasını sağlayan, gözetleyen ve yatırımcıyı korumaya yönelik kararlar alınan bir sistemler bütünüdür. Borsa İstanbul işlemcileri bir araya getirir, SPK bu işlemlerin hukuk çerçevesinde işlemesini sağlamak amacı ile gözetir, Takasbank gerçekleşen işlemlerin takasını gerçekleştirir.

SPK bu noktada en önemli görevlerden birine sahiptir. Gözetmenlik ve regülasyon. Piyasalarda büyük sermaye küçük sermayeyi yutmasın diye birtakım kurallar geliştirir, bunların uygulanmasını sağlar ve uygulanmadığında ise ceza veya tedbir kartını gösterir. Bu cezaların birçok aşaması vardır.

Ben size bulunduğumuz durumda brüt takas tedbirini örnek vermek isterim.

Hisse senetleri, olağan dışı ve hızlı yükselişler kaydettiğinde brüt takas uygulaması devreye sokulur. Amaç özellikle küçük yatırımcıyı korumaktır, çünkü hızlı yükselişlerin sert düşüşleri olur. Bir hisse senedi olağan dışı, herhangi bir haber olmaksızın 3-5 gün tavan gittiğinde (her tavan yüzde 10 yukarı hareket anlamı taşır) genelde SPK brüt takas kararı alır. Bunu borsada birçok yatırımcı yaşamıştır, biraz can sıkıcı bir durumdur; brüt takasa alınmış bir hissede aşama aşama kredili işlem yapılamaz, online alım satım yasaktır, dealer aranarak işlem yapılabilir ve en önemlisi gün içi alım satım ve açığa satış yapılamaz, bugün aldığınızı ancak ertesi gün satabilirsiniz. Dediğim gibi burada amaç yatırımcıyı korumak, hızla yükselen hissede hızla düşüş yaşanmasını engellemektir.

Şimdi gelelim Bankacılık sektörüne; 

Sektör borsada 2 ayda yüzde 110 yükseldi, bazı hisseler ise yüzde 250 oranında… Aynı anda birçok bankanın tavan olduğunu gördük, günlerce, üst üste…

Peki ne oldu da bu bankalar bu hızda bir yükseliş kaydetti?

Kredi notumuz yükseldi, yabancıların sözleşme çerçevesi yatırıma izin verdi, BİST’e akın ettiler?

Hayır 

(ps. 750 milyon Dolarlık giriş oldu fakat bu tüm bankaların yüzde 100 üzeri bu hızda hareket etmesini sağlayamaz, hiçbir gerçek yabancı yatırımcı bu şekilde mal almaz, sinsi sinsi alır, gösteriş yapmaz)

Bankaların kârlarını artıracak olan bir takım ekonomi politikası kararları alındı?

Hayır hatta tersi!

Bankalar değerinin çok altındaydı?

Evet dolar bazında çok düşük kalmışlardı, hatta TL bazında da zarar ettirmişlerdi, fakat bunun bir nedeni vardı. Enflasyon muhasebesi yapılmadığı dolayısıyla gerçek kârlarının hesaplanamadığı, yüzdürülen kredilerin miktarı bilinmediği ve piyasaya bankaları kaldıracak güçte yabancı yatırımcı gelmediğinden ve kur yükselişi dolayısıyla özsermayeleri hızla eridiğinden hareket edemiyorlardı.

Fakat bir anda sihirli bir değnek geldi, aynı anda bankalar harekete geçti, bir anda tüm yabancı, yerli yatırımcısı, spekülatörü, operasyoncusu bu hisselere dalıvermişti-miydi?

Yoksa bir grup piyasadaki neredeyse tüm malı emerek, kısa pozisyon (açığa satmak, yani elinizde olmayan bir hisse kontratını satmak) açanların cebindekileri, yukarı hareket devam ettikçe, yutarak, hisseleri yukarı mı sürüyordu?

Borsamızın amiral gemisi bankaları tabii ki tek bir kişinin bu boyutta yukarı itmesi mümkün değil, böyle bir kişi veya grup varsa yanına destek kim koşuyordu?

Piyasada bunların cevaplarına dair birçok tevatür var. İşimiz tevatürlere göre yazmak değil biz gözle görülür gerçeklere dönelim.

Birinci gerçek; böyle bir yükseliş daha önce hiç görmemiş birçok borsacı battı. Teminat tamamlama çağrıları zirvelerden inmiyor.

Vadeli piyasalarda açık kontrat sayısı zirvelerde, sadece bir ayda artış yüzde 33.

Düşündüğümüz zaman bu banka hisselerinin büyük kısmının belli bir grubun elinde olabileceğini tahmin edersek bu hisseleri bu fiyatlardan kime nasıl satacak oldukları merak konusu.

Spot piyasada bu fiyatlardan gelecek alıcı miktarına satış yapılmaya kalkıldığında hisselerin hızla değer kaybetme ihtimali aklımıza geliyor. Peki satanlar her gün yukarı sürdükleri hisselerle maliyetleri yükseldiğinde satarken zarar etmeyecek mi?

Büyük ihtimalle vadeli piyasadan kaldıraçlı olarak öyle kar ettiler ki nette zarar etmeyebilirler.

Bu gidişatın ne kadar süreceğini tahmin etmek imkânsız çünkü herhangi bir temel dayanağı yok. Temel dayanak ile hisse senedi hareketleri yavaşça, sindire sindire olur. Şimdiye kadarki deneyimimiz bize göstermiştir ki 2 ayda hızla yükselen hisse senetleri eninde sonunda benzer hızla geri döner.

SPK ise bunu engellemek için brüt takas uygular demiştik. Şu ana kadar bu tedbir sadece 2 bankada uygulandı. Amiral gemisi bankalarda böylesi bir tedbir görmedik.

Neden görmediğimiz, bu gidişatın nasıl sonlanacağı, bu hareketin mantığı ile ilgili sorularımıza muhtemelen hiçbir zaman yetkin bir cevap alamayacağız.

Fakat, dedikoduların ise hiç hoş olmadığını söylemem gerek…

Tek söyleyebileceğim, stop koymadan asla ama asla alım satım yapmamanız olacaktır.

*Finansal Piyasalar Uzmanı