25 milyon kişiye 4 haber sitesi: Türkiye'de Kürtçe medyanın zorlu mücadelesi

Türkiye'de Kürtçe medya kritik bir dönemden geçiyor. Anadilde haber alma hakkı temel bir insan hakkı olarak görülüyor, ancak mevcut koşullar bu hakkın kullanımını zorlaştırıyor.

Google Haberlere Abone ol

Türkiye'deki 25 milyon Kürt vatandaş(1), anadillerinde haber almak için yalnızca dört Türkiye merkezli günlük haber sitesine erişebiliyor. Bu platformlar, ekonomik sürdürülebilirlikten teknolojik altyapıya, eğitim olanaklarından içerik üretimine kadar pek çok alanda hayatta kalma mücadelesi veriyor. Geleneksel medyada durum daha da çarpıcı: 1.866 gazeteden hiçbiri Kürtçe günlük yayın yapmıyor, 2.182 dergiden hiçbiri Kürtçe değil.

Bu rapor, Kürtçe medyanın karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini mercek altına alıyor.

HABER SİTESİ KRİTERLERİ VE KATEGORİLER

Kürtçe günlük haber sitesi kategorisinde değerlendirilen platformlar için net kriterler bulunuyor, ana sayfası ve temel çalışma dili Kürtçe olan ve günlük güncelleme yapan siteler bu kategoriye giriyor.

Bu tanımın dışında kalan ancak Kürtçe yayına da yer veren veya dil seçeneği bulunduran Mezopotamya Ajansı, Anadolu Ajansı, JinNews Haber Ajansı, İlke Haber Ajansı, Gazete Duvar, bianet, Amed Times, Peyama Kurd ve Medyascope gibi platformlar farklı bir kategoride değerlendiriliyor.

Ayrıca Kürtçe yayın yapmasına rağmen günlük yayın yapmayan Nuhev (Pozitif habercilik), Çandname (Kültür), Sînemaya Serbixwe (Sinema) ve Diyalog (Tiyatro) gibi özel alan siteleri de bu değerlendirmenin dışında tutuluyor.

Güncel durumda, günlük Kürtçe haber sunan aktif bir Podcast, Youtube veya blog hesabına rastlanmıyor.

MEVCUT HABER SİTELERİNİN KURUMSAL YAPILARI

Botan Times

Botan International Medya Ltd. Şti.'nin bir organı olarak künyesinde bağlı olduğu bir kurum bulunan tek site konumunda. Dijital Medya Derneği'nin içerik partneri olan sitenin resmi editörlüğünü Engin Ölmez yarı-zamanlı (günde 4 saat) yürütürken, Murat Bayram ve Yonca Sarsılmaz gönüllü editör olarak görev yapıyor. Site, 58 yazardan oluşan kadrosuyla alanının en büyük ekibine sahip ve 151 paralı abonesi bulunuyor.

Xwebûn

Sitesinde herhangi bir kurum ismi yer almazken, Kadri Esen'in imtiyaz sahibi, Mehmet Ali Ertaş'ın ise Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptığı görülüyor. Aynı ekip aynı isimle bir haftalık gazete yayınlıyor. Bu Türkiye’de yayınlanan tek Kürtçe gazete.

Diyarname

19 yıllık yayın hayatıyla kategorisinin en eski sitesi olma özelliğini taşıyor. Cemil Oguz tarafından kurulan ve en geniş editör masasına sahip olan sitenin editörlüğünü Cemil Oguz, Zekî Ozmen ve Welat Dilken yürütüyor. Yönetimi Diyarbakır dışında olan bu alandaki tek site.

Zazaki News

Son bir yılda kurulan site, Kürtçe'nin zazaki lehçesinde günlük yayın yapan tek platform olarak öne çıkıyor. EED'nin desteklediği site Enver Yılmaz tarafından kuruldu ve herhangi bir kuruma bağlı görünmüyor.

SEKTÖREL DEĞERLENDİRME

Kamuya açık bilgiler ışığında: Türkiye'de Kürtçe günlük yayın yapan medya kuruluşlarının bir şirket sitesi (Botan Times) ve üç şahıs sitesinden oluştuğu görülüyor. Bu siteler arasında birden fazla editör bulunduran tek platform Diyarname, dış fon desteği alan tek platform Zazaki News ve okur geliri elde eden tek platform ise Botan Times. 60'tan fazla kişinin yazarlık ve gönüllü editörlük yaptığı Botan Times alan içindeki en büyük kadroyu barındırırken, 19 yıllık yayın hayatıyla Diyarname sektörün en eski platformu olarak öne çıkıyor.

DEVLETİN KÜRTÇE MEDYA SAHİPLİĞİ VE TEKELLEŞME

Türkiye'de Kürtçe ulusal yayıncılık alanında dikkat çekici bir tekelleşme göze çarpıyor. Devlet, Kürtçe ulusal yayıncılığın iki temel mecrasını elinde bulunduruyor: Ulusal çapta Kürtçe haber programı sunan tek televizyon kanalı TRT Kurdî ve ulusal yayın yapan tek Kürtçe radyo istasyonu TRT Kurdî radyo. Ayrıca hem Soranca hem de Kurmancca lehçelerinde dil seçeneği sunan Anadolu Ajansı da devlete ait.

Bu tekelleşmeye rağmen, dikkat çekici bir durum söz konusu: Ne devletin ne de hükümete yakın şirketlerin Kürtçe bir gazetesi veya haber sitesi bulunmuyor. Devlet, bir yandan ulusal yayıncılıkta tekel konumunu koruyup diğer medya organlarına alan kapatırken, diğer yandan matbu basın ve haber sitelerinde hiçbir varlık göstermiyor ama var olan alan daraltma devam ediyor.

GELENEKSEL MEDYADA DERİN SESSİZLİK

Türkiye'deki 477 televizyon kanalı arasında yalnızca TRT Kurdî Kürtçe haber veriyor. Batman'ın tek yerel kanalı Denge TV'nin kapatılmasının ardından şehir yerel televizyonsuz kaldı. 1.866 gazete ve 2.182 dergi arasında günlük Kürtçe yayın yapan tek bir yayın organı bile bulunmuyor. Yalnızca haftalık yayın yapan Xwebûn var. Matbaalar Kürtçe yayınları basmaktan kaçınıyor, basanlar ise polis baskınlarına maruz kalıyor.

REKLAM GELİRİ SIFIR, ABONELİK YETERSİZ

Ekonomik tablo çarpıcı: Diyarbakır'daki 22.798 işletmenin hiçbiri Kürtçe haber sitelerine reklam vermiyor. Yerel yönetimler ve belediyelerin ilanlarını alan tek site Xwebûn. Dijital abonelik sistemini hayata geçirebilen tek platform olan Botan Times'ın abone sayısı ise sadece 151'de kalmış durumda. Bu ekonomik kısır döngü, platformların gelişimini ve sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Daha kötüsü medya mecralarının Kürtçe emeği ucuz veya ücretsiz olmasına itiliyor.

ÇİFTE STANDART: GOOGLE VE BİK ENGELİ

Kürtçe haber siteleri çifte ekonomik abluka ile karşı karşıya: Google AdSense Kürtçeyi desteklenen diller arasına almıyor, Basın İlan Kurumu (BİK) ise Kürtçe yayınlara resmi ilan ve reklam vermiyor. Bu durum, hem dijital hem de geleneksel medya gelir kaynaklarını ortadan kaldırıyor.

LİNÇ KÜLTÜRÜ VE SİSTEMATİK BASKILAR

Kürtçe medya kuruluşları ve çalışanları, sürekli olarak çeşitli hedef gösterme ve baskı biçimleriyle karşı karşıya kalıyor. Tüm Kürtçe yayın yapan medya kuruluşları, otomatik olarak bir örgüt veya siyasi yapıyla ilişkilendiriliyor. Bu durum, gazetecilerin mesleki faaliyetlerini ciddi şekilde etkiliyor. Şüphesiz ki bir medya organı bir örgüt veya siyasi oluşumla ilişkilenebilir ve bunu açıkça ilan edebilir. Fakat Kürt örgüt ve siyasi oluşumları; devlet, taraflı medya, gruplar ve kurumlar tarafından “terörizmle ilişkilendirildiği için” bu gazeteciler için büyük tehdit oluşturuyor.

Botan Times/Botan International, Fransa merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) ile olan partnerliğini ilan etti fakat bu yukarıda bahsettiğimiz ölçütlerin dışında. Bir Kürt medyası bir Kürt örgütü ile partnerlik yapınca baskılar artıyor.

DİJİTAL LİNÇ VE ETİKETLEME

Gazeteciler sık sık dijital linçe maruz kalıyor. En yaygın suçlamalar arasında:

  • "Terörist"
  • "Hain"
  • "Ajan"
  • "Satılmış"
  • "Din düşmanı"
  • "Hükümet yanlısı"
  • "Fon medyası"
  • "Dış güçlerin sözcüsü"

Bu etiketlemeler çok yönlü işliyor. Anonim hesaplardan gelen saldırıların yanı sıra, kimi zaman devlet yetkilileri ve hatta diğer gazeteciler de bu hedef gösterme sürecine katılabiliyor.

TRT KURDÎ VE DEVLET TELEVİZYONCULUĞU

TRT'nin yayın politikasındaki çifte standart dikkat çekiyor: TRT World İngilizce, TRT Arabi Arapça içeriklerini Türkçe altyazısız yayınlarken, TRT Kurdî'nin bazı yayınlarında Türkçe altyazı bulunuyor. TRT'nin 18 kanalından 15'i Türkçe yayın yapmasına rağmen, tek Kürtçe kanal olan TRT Kurdî'de neden Türkçe'nin olduğunu açıklayan bir açıklamaya rastlamadık. Ayrıca televizyonun sosyal medya hesaplarında da TRT World İngilizce ve TRT Arabi’nin aksine Türkçe paylaşımları görmek mümkün.

Daha da çarpıcı olan, TRT Kurdî'deki gazetecilerin eğitimlerini Türkçe alması, Hint-Avrupa dil ailesinden olan Kürtçenin doğal yapısını bozan bir diksiyonun açığa çıkmasına neden oldu. Kürtçe harfler ve kelimeler Türkçe diksiyonla okunuyor.

TARİHSEL BAĞLAM: İKİ WELAT ARASINDA GAZETECİLİK

Türkiye'nin ilk Kürtçe gazetesi Welat'ın (1992) kurucu Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Keskin'in sözleri, Kürt medyasının zorlu yolculuğunu gözler önüne seriyor:

"Yayına başladığımızda Türkiye'de Kürtçe basın-yayın serbest değildi. Kürtçe bilen gazeteci yoktu. Kendi kendime öğrenmeye çalışıyordum. Bu süreçte Celadet Alî Bedirxan'ın alfabesini aldım ve alfabeyle öğrenmeye başladım. İlk sayı dağıtım şirketinde 24 bin, direkt dağıtımla birlikte yaklaşık 30 bin sattı."

Son Welat gazetesinin editörü Çetin Altun'un deneyimleri ise sorunların günümüze kadar sürdüğünü gösteriyor:

"Parasını ödediğimiz halde matbaalar gazetemizi basmak istemiyordu. Gazetemizi basan her matbaa bir bahaneyle polis baskınına uğruyordu. Matbaa almayı da düşündük; ancak tüm yatırımımızı matbaaya yapsaydık, ona da el konulması durumunda kötü bir durumla karşılaşacaktık. Son sayılarımızı fotokopi ile çoğalttık. Dağıtan gençler gözaltına alındı. Devam edemedik, biz de bırakmak zorunda kaldık."

EĞİTİMDE BÜYÜK BOŞLUK

Türkiye'nin 74 üniversitesinde medya eğitimi verilirken, Kürtçe gazetecilik eğitimi yasak. 2020'de kurulan Botan International, bu alandaki tek eğitim kurumu olarak öne çıkıyor. Eğitim yasak olduğundan bilgi değişim programları ve atölyeler düzenliyor. Avrupa ülkelerinin Türkiye'deki medya eğitimine aktardığı onlarca fon programının tamamına yakını Türkçe medya eğitimine gidiyor.

BARIŞ SÜRECİ: KÜRT MEDYASININ KISA BAHARI

AK Parti hükümetinin 2009-2015 yılları arasında yürüttüğü “çözüm süreci", Kürt medyası için umut vadeden bir dönem olarak tarihe geçti. Bu dönemde onlarca yerel televizyon kanalı ve gazete Kürtçe yayına başladı, medya kuruluşları uzun vadeli planlar yapabildi, teknik altyapı yatırımları hız kazandı. Diyarbakır'daki sekiz yerel gazetenin en az yedisi Kürtçe sayfalar ekledi, çift dilli yayıncılık deneyimi başladı.

Ancak 2015 yılında barış sürecinin sona ermesi ve ardından 2016'daki darbe girişimi, bu kısa baharı sert bir kışa çevirdi. Diyarbakır'da yedi televizyon kanalının kapatılması, yüzlerce medya çalışanının işsiz kalması ve yapılan teknik yatırımların atıl kalması, sektörü derinden sarstı. Bugün Diyarbakır'daki sekiz yerel gazete tamamen Türkçe yayın yapıyor, Kürtçe sayfalar tamamen ortadan kalktı. Kurumsallaşma çabaları sekteye uğradı, ekonomik sürdürülebilirlik yeniden tehlikeye girdi.

Buna rağmen barış sürecinin en önemli mirası, profesyonel bir Kürt medya ekosisteminin mümkün olduğunu göstermesi oldu.

DARBE GİRİŞİMİ VE KÜRT MEDYASINDA YAPISAL DÖNÜŞÜM

2016'daki darbe girişimi, Kürt medyası için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Azadî TV, Gün TV ve çocuk kanalı Zarok TV gibi önemli yayın kuruluşları yayın hayatlarına son vermek zorunda kaldı veya kapatıldı. Günümüzde kent merkezinde sadece Amed TV'de sınırlı Kürtçe haber programı yayınlanıyor. Zarok TV yayınına tekrar başladı ve günümüzde bu yayın devam ediyor.

Darbe girişiminin etkileri yerel medyada da derin yaralar açtı. Batman'ın tek yerel kanalı Denge TV'nin kapatılmasının ardından şehir yerel televizyonsuz kaldı. Bu durum, yerel haberciliği ve kent gündeminin takibini zorlaştırıyor.

2017'de bölgesel yayıncılığa da darbe geldi. Irak Kürdistan Bölgesi'nden yayın yapan Kurdistan24, Waar TV ve Rûdaw TV, Türksat uydusundan çıkarıldı.

Dijital çağın getirdiği tek olumlu gelişme, 20'den fazla Kürtçe podcast kanalının yayın hayatına başlaması oldu. Ancak milyonlarca nüfusa sahip bir dil için bu rakam oldukça sembolik kalıyor.

ÇALIŞMA KOŞULLARI VE MESLEKİ SORUNLAR

Kürt medyasında çalışan gazeteciler, ekonomik ve mesleki açıdan zorlu koşullarla mücadele ediyor. Devlet baskısı, gözaltı ve tutuklanmalar ve düşük ücretler, deneyimli gazetecilerin sektörden ayrılmasına ve kurumsal hafızanın zayıflamasına yol açıyor.

Psikolojik destek programları da yetersiz kalıyor. Botan International ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği'nin (DFG) sunduğu sınırlı destek programları, artan ihtiyacı karşılamaktan uzak. Sürekli baskı altında çalışan, ekonomik zorluklar yaşayan ve güvenliği konusunda endişe duyan, çatışma ve doğal afetlerin olduğu bir bölgede çalışan gazeteciler için kapsamlı destek mekanizmalarına ihtiyaç duyuluyor.

KRİTİK DÖNEMEÇ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Türkiye'de Kürtçe medya kritik bir dönemden geçiyor. Anadilde haber alma hakkı temel bir insan hakkı olarak görülüyor, ancak mevcut koşullar bu hakkın kullanımını zorlaştırıyor. Çözüm için:

  • Kürt medyası güvenlik meselesi olmaktan çıkarılmalı
  • Eğitim yasakları kaldırılmalı
  • Kürtçe medya eğitimi için fon/bütçe sağlanmalı
  • İstihdam olanakları yaratılmalı
  • El konulan yayın ekipmanları iade edilmeli
  • BİK ve Google gibi kurumlar Kürtçe medyayı desteklemeli

Bu rapor, Türkiye'de Kürtçe medyanın yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini belgelemeyi amaçlıyor. Veriler, anadilde haber alma hakkının önündeki engelleri ve bu engellerin aşılması için atılması gereken adımları gözler önüne seriyor.

*Botan International Koordinatörü


(1) Türkiye’de yaşayan Kürt nüfusu açıklayan net bir veri olmamasına karşın. Var olan tüm araştıma ve anketler ortalama 25 milyon kişinin yaşadığını işaret ediyor. Rawest ve Kürt Çalışmaları Derneği, KSC’nin anket ve raporları ışığında; Evde ana dili olarak Kürçe konuştuğunu ifade edenlerin 18-20 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor.

** Tüm data ve veriler kamuya açık haber siteleri, RTUK ve TUIK sitelerinden derlendi.