3 belirti, 5 başa çıkma yöntemi: Teknostres nedir?
Yeni araştırmalar, iletişim ve daha pek çok alanda hayatımıza yenilik ve kolaylıklar getiren teknolojinin aynı zamanda sağlık ve sosyal yaşam üzerindeki olumsuz etkilerine odaklanıyor.
DUVAR - Teknoloji, şüphesiz çalışma, iletişim ve hayat tarzımızda bir devrim yaratıyor. Ancak bizlere pek çok kolaylık sunarken, yeni zorlukları da beraberinde getiriyor. Mesela, ‘Teknostres’ terimi, teknolojiyle kalıcı ve düzensiz etkileşimlerin yol açtığı olumsuz etki ve stresi ifade ediyor. Dünya dijital cihazlara, sosyal medyaya ve kesintisiz bağlantıya gittikçe daha fazla bel bağlarken, ortaya çıkan teknostres büyük zararlara neden olabiliyor. Yeni bir araştırmaya göre, üzerinde durulması gereken üç kritik teknostres belirtisi bulunuyor.
KESİNTİSİZ BAĞLANTI İHTİYACI
Teknostresin en sık görülen belirtilerinden biri, sürekli dijital cihazları kontrol etme ihtiyacıdır. Araştırmalar, ister iş ister eğlence için olsun, kesintisiz bağlantıda kalma ihtiyacının bağımlılık durumunun bir işareti olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, cihazlarınızdan uzaktayken, sosyal buluşmalar esnasında telefonunuza baktığınız ya da mesajları cevaplamak için mühim işlere ara verdiğiniz zamanlarda bir huzursuzluk hissi gibi görünebilir. Teknostresin ardında yatan en mühim sebeplerden biri aşırı bilgi yüklemesidir. Kişi, dur durak bilmeyen e-posta, bildirim ve haber güncellemeleri yağmuru karşısında kolayca bunalabilir. Bu, maruz kalınan aşırı miktardaki veri sebebiyle bilişsel bir aşırı yüklenmeye neden olur. Görevlere öncelik vermek ve konsantre olmak hususunda ya da kendinizi bir bilgi denizinde boğulurken bulduğunuzda, sıkça mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz. Bunlara ek olarak, uzaktan çalışma sisteminin yaygınlaşmasıyla beraber pek çok kişi kesintisiz biçimde ‘mesaideymiş’ gibi hissettiğinden, bu durum tükenmişliğe, iş-yaşam dengesinde bozulmaya, odaklanmada düşüşe ve üretkenlikte azalmaya yol açar.
FİZİKSEL BUNALMA HİSSİ
Araştırmalar, teknostresin bir takım fiziksel emarelere sahip olduğunu da ortaya koyuyor. Aşırı süreyle ekrana bakmak baş ağrısı, göz yorgunluğu, vücut ağrıları ve bozulmuş uyku düzeni gibi sağlık sorunlarına neden olur. Bu belirtiler çoğunlukla yetersiz ergonomik alışkanlıklarla, uzun sürelerle ekrana maruz kalmayla ve gece-gündüz ritmimizi bozan cihazların etrafa yaydığı mavi ışıkla bağlantılıdır. Bunların yanı sıra, teknostres artan kaygı ve yüksek stres seviyeleriyle de yakından bağlantılıdır. Örneğin, işle ilgili mesaj ve e-postalar söz konusu olduğunda 7/24 ulaşılabilir olma beklentisi, kişileri beyin ve bağışıklık sisteminin işleyişi de dahil olmak üzere olumsuz fizyolojik etkileri olan kesintisiz bir stres halinde tutabilir.
ZARAR GÖREN İLİŞKİLER
Teknoloji, iletişim alanındaki boşlukları kapatırken, aynı zaman yeni boşluklar da yaratabilir. Araştırmalar, dijital iletişime aşırı bağlanmanın yüz yüze buluşmaları engelleyebileceğini ve yalnızlık duygusunu artırabileceğini ortaya koyuyor. Sosyal buluşmalar esnasında sürekli cihazlarınızı kontrol etmek ya da sosyal medyada aşırı zaman harcamak, sizi fiziksel bağlamda orada mevcut olanlardan ayırabilir. Dijital kaçışın çekici etkisi, ekranlarımıza sevdiklerimizden daha fazla kıymet verdiğimiz ‘telefona gömülme’ durumuna yol açabilir. Araştırmalar, çevrimiçi dünyadan ayrı kalma korkusunun, çoğunlukla bu tür telefona gömülme davranışlarına yön verdiğini gösteriyor. Başka insanlarla dijital ortamda bağlantıda kalmanıza karşın ilişkilerinizde artan oranda bir kopukluk ya da yalnızlık duygusu hissedebilirsiniz. Kimi zaman, kendinizle olan ilişkiniz bile riske girer; çünkü sosyal medya akışında geziniyor, kendi zihninizde bulunmaktan kaçınmaya çalışıyor ya da dikkatinizi hayatınızın özen isteyen alanlarından uzaklaştırıyor olabilirsiniz.