38 gündür fabrika önündeler: Sesimizi duyan var mı?
İzmir’de bulunan Temel Conta fabrikasında, işverenin toplu sözleşme masasını tanımaması üzerine başlayan grev 38 günü geride bıraktı. İşçiler, destek çağrısında bulundu.
İZMİR – İzmir’in Bornova ilçesinde bulunan Işıkkent’te kurulu Temel Conta isimli fabrikada 17 işçi, işverenin toplu sözleşme masasına dahi gelmemesi üzerine greve çıktı. Ford, BMC, Tesla, Tobosan, Mateks gibi ünlü markalara da üretim yapan fabrikada, Petrol-İş Sendikası’nda örgütlü işçilerin grevi 1 ayı geride bıraktı. Türk-İş’in yanı sıra Türk Metal, Sağlık-İş, Teksif, Belediye-İş, Toleyis, Haber-İş, Maden-İş, Demiryol-İş, Tümtis ve DİSK gibi sendikaların da destek verdiği işçiler, zorlu koşullara rağmen 38 gündür fabrika önünde bekleyişlerini sürdürüyor.
İŞÇİ GREVDE, İŞVEREN MANGALDA
Grevdeki işçiler arasında dikkat çeken durumlardan biri kadın işçilerin yoğunlukta olması. Yine işçilerin fabrikada çalışma süreleri 2 yıl ile 35 yıl arasında değişiyor. Çalışma süreleri fark etmeksizin işçilerin tamamı asgari ücrete tabi tutuluyor.
2025 yılının ilk günlerinde işçiler farklı sendikaların da desteğiyle, Bornova’daki ana fabrikanın önüne yürüdü. Yürüyüş sonrası yapılan açıklamada, işverene bir kez daha masada buluşma çağrısı yapıldı. Açıklamanın yapıldığı esnada fabrikanın bahçesinde işverenin mangal yaktırması ise tepkiye neden oldu. Mangalın fabrikada çalışanlar için yakıldığı iddia edildi.
‘SESİMİZİ DUYUN’
Gazete Duvar’a konuşan işçilerden Sinem Kaya, sürecin aslında bir yıl önce başladığını ifade etti. Sendikalaşmanın engellenmeye çalışıldığını söyleyen Kaya, “Süreç aslında bir yıl önce başladı. İşveren yetkiye itiraz etti. Kişi sayısına itiraz etti. Süreci bir yıl kadar uzattı. Bu bir yıl içinde de işçilere baskı yaptı. Sendika tüm mahkemeleri kazandığında ve greve çıkacağımız anlaşıldığında işçileri tekrar toplayıp ufak çaplı bir tehdidi söz konusu oldu. Biz anayasal hakkımız için mücadele ediyoruz. Sonuna kadar da direneceğiz” dedi.
İşverenin halen görüşmeye yanaşmadığını dile getiren Kaya, tüm duyarlı kesimlere çağrıda bulundu. Kaya, “Sendikalaşmanın önü açılsın isteniyorsa buradaki direniş bir simgedir. Patronların işçilerin anayasal haklarını gasp etme gibi eylemleri söz konusu. Bu bir şekilde engellenmeli. Biz burada haklı bir mücadele veriyoruz. Bugüne kadar hep patronumuz için fedakârlık yaptık. Bugün ise kendimiz için fedakârlık yapıyoruz ve bundan da gurur duyuyoruz. Artık sesimizin duyulmasını istiyoruz” diye konuştu.
‘DESTEĞE İHTİYACIMIZ VAR’
3 yıldır fabrikada çalışan Gurbet Aşıcı da “Asgari ücretle geçinemiyoruz. İçerde çalışma koşullarımız da kötüydü. Havalandırmamız yok, ekipmanlarımız yok. Biz sendikalaşma sürecine de bu nedenle başladık. Patronlara taleplerimizi yazılı olarak ilettiğimizde hep ‘Kapı orada’ şeklinde cevaplar aldık. Bu nedenle sendikalaşma kararı aldık ve mahkemeleri de kazandık” dedi.
Kazanım sağlayana kadar grevi sürdüreceklerini vurgulayan Aşıcı, “İşveren sendikayı tanımıyor ve masaya oturmuyor. Şu an bunun savaşını veriyoruz. Kenetlenmiş şekilde arkadaşlarımızla grevimize devam ediyoruz. Bu 3 ay da sürse 5 ay da sürse kazanana kadar buradayız. Desteğe ihtiyacımız var. Sesimizin duyulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘BURADA KÖLELİK SİSTEMİ VAR’
Petrol İş Şube Başkanı Hasan Toptan, 3 Ocak günü fabrika önünde yaşanan “mangal” olayına değinerek, “Bizler genel müdürlük binası önünde bir araya geldik. Bir basın açıklaması yapacaktık. Emniyeti de herkesi de bilgilendirdik. Haliyle işverenin de bilgisi vardı. Gittiğimizde işverenin bahçeye mangal kurdurduğunu gördük. Şaşırdık. En azından buradan ekmek yiyen insanlara saygısı olması gerekir. Dışarıda grev varken o mangalı orada göstere göstere kurmak doğru bir şey değildi. Ben bugüne kadar birçok greve gittim ama ilk defa böyle bir şeye rastladım. Açıklamamızı yaptık ve oradan ayrıldık” dedi.
Gelinen aşamada halen bir gelişme yaşanmadığını söyleyen Toptan, “İşveren görüşmeyi kabul etmiyor. Kendisine de ulaşamıyoruz. Görüşme taleplerimiz reddediliyor. Genel merkezimiz de Türk İş Şube başkanımız da talep etti ancak hiçbir şekilde masaya gelmiyorlar. Hukuksal anlamda da görüşmeye çalıştık, o da işe yaramadı. 20 yıllık çalışan bile asgari ücretle çalışıyor. Tamamıyla kölelik sistemi var. 24 üyemizin 18’i kadın. Kadınlara yönelik bir kölelik sistemi var. Çalışma koşulları da çok kötü. İçerde havalandırma sistemi yok. Burada biz aslında kölelik sistemine karşı çıkıyoruz. Bizim isteğimiz masaya oturmak. Ülke ekonomisine veya şahıslara zarar verme gibi bir derdimiz yok” diye konuştu.