43. İstanbul Film Festivali’nde 4 Kıtada 4 Film
Farklı coğrafyalardan insan hikayeleri sunması için 43. İstanbul Film Festivali’nde bu yıl 4 kıtadan 4 farklı film üstünde duracağım. Amerika’dan Alonzo Ruizpalacios’un yönettiği "Mutfak", Avrupa’dan Danimarka’nın Oscar adayı Nikolaj Arcel’in yönettiği "Toprak Uğruna", Asya’dan Zar Amir ve Guy Nattiv yönettiği "Tatami" ve belki de en istisnası Afrika Sudan’dan Mohamed Kordofani’nin yönettiği "Elveda Julia".
17-28 Nisan arasında yapılan 43. İstanbul Film Festivali’nde 140’tan fazla film gösteriliyor.
Festivalde dünyanın farklı ülkelerinden zengin bir seçki oluşturulmuş halde. Bu çerçevede daha önce hiç filmini görmediğimiz ülkelerden de filmler görme imkanı oluştu. Oscar namına ülkelerini temsil eden filmler de festival kataloğunda keşfedilmeyi bekliyordu. Filistin, Japonya, Moğolistan, Sudan, Fas, Malezya, Belçika, Hollanda ve Danimarka’nın Oscar adayı filmleri bu yıl festival kapsamında gösterim şansı buldu. Ayrıca ulusal sinemanın en yeni filmleri de festival kapsamındaydı.
4 KITADAN 4 FİLM
Farklı coğrafyalardan insan hikayeleri sunması için bu yıl 4 kıtadan 4 farklı film üstünde duracağım. Amerika’dan Alonzo Ruizpalacios’un yönettiği "Mutfak", Avrupa’dan Danimarka’nın Oscar adayı Nikolaj Arcel’in yönettiği "Toprak Uğruna", Asya’dan Zar Amir ve Guy Nattiv yönettiği "Tatami" ve belki de en istisnası Afrika Sudan’dan Mohamed Kordofani’nin yönettiği "Elveda Julia".
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GİBİ BİR MUTFAK
Arnold Wesker’ın aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan, ilk gösterimini Berlin Film Festivali’nde yapan "Mutfak", "Gueros", "Müze" filmlerini ve 'Narcos: Mexico' dizisini yöneten Brezilyalı yönetmen Alonzo Ruizpalacios’un New York’ta çektiği yeni filmi. Renksiz çekilen film, New York'un Times Meydanı'ndaki, çoğunlukla dünyanın dört bir yanından gelen yasadışı göçmenlerin çalıştığı kalabalık bir turist restoranındaki iş yaşamını resmediyor.
Latin Amerikalı Pedro, çok sayıda meslektaşı gibi izinsiz çalışırken ABD vatandaşı garson Julia ile bir gönül ilişkisi içindedir. Bu aşkın meyvesi de tıpkı Pedro’nun izinsizliği gibi hesapsız bir şekilde dünyaya merhaba demenin ilk kıpırdanışlarını Julia’nın karnında göstermeye başlayınca işler daha da içinden çıkılmaz bir hale dönüşecektir. Fotoğraf karesi görselliklerle; göçmenlikten, aşka, kapitalizmin vahşiliğiden tüketim toplumuna uzanan bir çizgide farklı notalar sunan film, uzun olmasının yanında etkileyici bir görsel dünya sunuyor.
BOZKIRA UMUT EKMEK
Oscar yarışındaki favorim olan Danimarka’nın adayı Nikolaj Arcel’in yönettiği "Toprak Uğruna"; Yüzbaşı Ludvig Kahlen (Mads Mikkelsen), bozkırda tarım yapmak için verdiği mücadeleyi anlatan sarsıcı bir dönem filmiydi.
18.yüzyılda Danimarka Kralı V. Frederik, Jutland'ın kıraç topraklarda tarım yapılıp yerleşim oluşmasını istese de kimse ıssız coğrafyalarda tarım yapmayı göze alamıyordur. Soylu unvanı olmayan yoksul bir eski asker bu işe gönüllü olur. Tek isteği vardır kendisinden esirgenen soyluluk unvanının verilmesi. Ancak bozkırda tarım yapmak için tek gereken tarım bilgisi değildir. Derebeylerle mücadele azmi ve aşkla sınanmış bir ruh da bu mücadelede güçlü olmalıdır.
Mads Mikkelsen’in başarılı oyunculuğuyla 1700’lerin kırsal yaşamına götüren film, izleyende derin izler bırakacak cinsten bir yapım.
SUDAN'DAN İNSAN MANZARALARI
Sinema eğitimi almamış olan Mohamed Kordofani’nin bu ilk uzun metrajlı filmi. İç savaşın sıcak günlerinde kocasından gizilce dışarı çıkan Müslüman bir kadın olan Mona, kocası izin vermediği için şarkıcılığı bırakmış halde içten içe huzursuzlukla yaşayan bir halde kocasından gizlice canlı müzik dinlemeye gittiğinde yolda güney Sudanlı Hristiyan bir ailenin küçük çocuğuna çarpar. Ancak korkudan durup hastaneye götürmek yerine hızlıca oradan uzaklaşır. Peşinden gelen çocuğun babası da evlerinin önünde olaydan habersiz olan Mona’nın kocası tarafından vurulup öldürülür. İç savaşın kaotik günlerinde üstü kapatılan bu olayın vidan azabından ötürü kocası ölen kadını ve çocuğunu evine yardımcı olarak alan Mona çok bilinmeyenli bir denklemin içine girmiştir artık.
Darbeler ve iş savaş ülkesi olan Sudan’ın yakın tarihine de değinen bir yapım olan "Elveda Julia", Sudan’ın Oscar yarışına yolladığı ilk filmdi.
İSRAİLLİ VE İRANLI YÖNETMENLERİN GÜRCİSTAN'DAKİ FİLMİ 'TATAMİ': SIRTI YERE GELMEZ BİR JUDOCU
Hem bir spor gerilimi hem de politik bir gerilim olan "Tatami"nin ortak yönetmenleri "Kutsal Örümcek" (2022) filmiyle Cannes’da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanan Zar Amir ve Skin filminin İsrailli yönetmeni Guy Nattiv. "Tatami", İran’ı temsil eden judocunun İsrailli sporcuyla karşılaşmaması için müsabakadan çekilmesi için İran tarafından baskı görmesinden sonra yaşananlara odaklanıyor. Yönetmen Zar Amir’in de antrenörü canlandırdığı filmde temposu hiç düşmeyen bir gerilim izleyenleri bekliyor. "Tatami", ilk gösterimini Venedik Film Festivali’nde yapmış ve Tokyo Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü ve En İyi Kadın Oyuncu Ödülü almıştı.
Festivalin çarpıcı yapımlarından biriydi. Festivallerden takip ettiğimize göre artık İran sineması İran dışında yaşayan İranlı yönetmenlerin isyankâr, muhalif filmleriyle temsil edilecek gibi duruyor. "Tatami" bu skaladaki yetkin örneklerinden biri.
Rıza Oylum Kimdir?
1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, RadikalGenç, Birgün, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı, Sendika.org, ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri ve İran Sineması kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihâzırda bir vakıf üniversitesinde sinema tarihi dersleri veriyor. Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmenliğini sürdürüyor.
'Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri': Israrla Kürtçesiz 02 Ekim 2024
'Dışavurumcu' İran sineması: Festivale film çekmek 07 Eylül 2024
Tuncay Akça’nın bilinmeyen başrolü: Bebek 21 Ağustos 2024
İktidardan muhalefete sürdürülemeyen film festivalleri 16 Haziran 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI