6 Şubat 2023 depreminin etkilediği illerde nüfusun değişimi
Boyutu ne kadar büyük olursa olsun hiçbir rant insan hayatından daha değerli olamaz ve boyutu ne kadar küçük olursa olsun hiçbir ihmal önemsiz değildir.
6 Şubat 2023’de meydana gelen ve başta Kahramanmaraş, Hatay Malatya ve Adıyaman olmak üzere 11 il ve çok sayıda ilçe ve köyü etkileyen depremlerde resmi verilere göre 53.537 insanımız hayatını kaybetti. Yüz binden fazla insanın yaralandığı, on binlerce binanın yıkıldığı depremden sonra, bölgedeki illerden yakın iller ve Türkiye’deki önemli metropoller başta olmak üzere farklı illere büyük göçler yaşandı.
TÜİK’in 31 Aralık 2023 verilerini açıklaması üzerine 2022 ve 2023 yılı sonuna göre bölge illerinin nüfus değişimini inceleme olanağı ortaya çıktı. Bu verilere göre 6 Şubat depreminin etkilediği 11 ilde 2022’de 14 milyon 13 bin 196 olan nüfus 220 bin 450 azalarak 2023’te 13 milyon 779 bin 746’ya düştü. Yani 11 ilde yıllık nüfus artış hızı yüzde -1,6 oldu (yani yüzde 1,6 azaldı). Öte yandan depremde ölen 53 bin 537 kişinin sayısı bu illerin 2022 nüfuslarının yaklaşık yüzde 0,4’üne denk gelmekteydi.
Depremin etkilediği 11 ilden Adıyaman, Elazığ, Kilis ve Osmaniye büyükşehir statüsünde değilken geri kalan 7’si büyükşehir statüsündedir. Bu nedenle 4 ilde 2022-2023 döneminde kırsal nüfus değişimini hesaplama olanağı varken diğerlerinde böyle bir olanak yoktur. Bunun nedeni 2013’te yürürlüğe giren 6360 sayılı yasal düzenlemeden dolayı büyükşehirlerde bütün kırsal yerleşmelerdeki nüfusun da kentsel nüfus kabul edilmesidir. Bu nedenle TÜİK verilerine göre Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Şanlıurfa illerinde, il nüfusunun tamamı kentsel nüfustan oluşmakta ve bu illerde kırsal nüfus bulunmamaktadır. Oysa 2012 yılı verilerine göre bu illerden sadece Şanlıurfa’da 786 bin ve Hatay’da 750 bin civarında olan kırsal nüfusun 2013’te yasal düzenlemeden dolayı sıfır olduğunu düşündüğümüzde günümüzde adı geçen 7 ilde kentleşme oranının aslında yüzde 0 değil de iline göre yüzde 55 ile yüzde 70 arasında değiştiğini tahmin etmekteyiz. Çünkü 2012 verilerine göre Hatay’da kentleşme oranının yüzde 51,1; Şanlıurfa’da yüzde 55,4; Kahramanmaraş’ta yüzde 63,5 ve Diyarbakır’da yüzde 72,5 olduğunu düşündüğümüzde günümüzde bu illerde kentleşme oranının yüzde 100 olduğunu söylemek olanaksızdır.
Mevcut verilere göre Adıyaman’da 2022’de 177 bin civarında olan kırsal nüfus, 2023’te yaklaşık 13 bin artarak 190 bine çıkmıştır. Bu da yüzde 7,2’lik bir artışa denk gelmektedir. Aynı süreçte Elazığ’da kırsal nüfus yaklaşık 132 binden 147 bine çıkmış, yani yaklaşık 16 bin artmıştır. Adı geçen ilde kırsal nüfus yıllık yüzde 11,8 oranında artmıştır. 2022-2023 döneminde Kilis’te kırsal nüfus yaklaşık 31 bin 500’den 33 bin 400’e çıkmış yani 1900 artmıştır. Bu artış yüzde 5,8’e denktir. Osmaniye’de ise aynı dönemde kırsal nüfus yaklaşık 120 binden 128 bin 600’e çıkmış yani 8 bin 600 artmıştır. Bu da yıllık yüzde 7,3’lük bir artışa denk gelmektedir. Adı geçen 4 ilde de kırsal nüfusun bir yılda kabaca yüzde 6 ile yüzde 12 arasında artmasında depremin önemli bir etken olduğu düşünülmektedir. Çünkü kentlerde evi yıkılan ya da ağır hasarlı olan on binlerce insan varsa kırsaldaki evine giderek, ya da bağ evinde kalarak veya ev kiralayarak çeşitli kentlerden kırsal yerleşmelere göç etmiştir. Çünkü bu 4 ilde kentsel nüfusun değişimine bakıldığında Adıyaman’da 43 bin, Osmaniye’de 10 bin 500, Elazığ’da ise 2700 civarında azaldığı görülmektedir. Adı geçen 3 ildeki kentsel nüfusun 2022-2023 arasında yıllık nüfus artış hızı sırasıyla yüzde -9,4, yüzde -2,4 ve yüzde -0,6 olmuştur. Kilis’te ise 2022-2023 arasında kentsel nüfus yaklaşık 5500 artmış olup bu yüzde 4,7’lik bir artışa denk gelmektedir. 4 ilden birinde artan kentsel nüfusun, özellikle depremin en fazla etkilediği illerden biri olan Adıyaman’da onda bir oranında azalması dikkat çekmektedir.
Dört ilde toplam nüfusun değişimi incelendiğinde ise Adıyaman’da yaklaşık 30 bin, Osmaniye’de 1700 azalan nüfusun Elazığ’da 13 bin ve Kilis’te de 7300 arttığı görülmektedir. Yani depremin vurduğu 11 ilden büyükşehir statüsünde olmayan 4’ünün ikisinde nüfus artmış, diğer ikisinde ise azalmıştır. Tabii bu illerdeki nüfus artış-azalış miktarını sadece kendi içlerinde değil de yakın ve uzak iller ile birlikte el almak gerekmektedir. Örneğin Elazığ’daki nüfus artışında depremde daha fazla tahrip olan Malatya’daki kırsal ve kentsel yerleşmelerden Elazığ’a yapılan göçlerin etkisi var mı? sorusunun cevabı verilerde yok. Ancak bu güçlü bir ihtimaldir. Ya da Elazığ diğer 80 ile ne kadar göç verdi ve bunlardan ne kadar göç aldı sorunun cevabı henüz açıklanmayan 2023 net göç verilerinden dolayı şu an meçhuldür.
Mevcut verilere göre büyükşehir statüsünde olan 7 ilde 2022-2023 arasındaki kentsel nüfus değişimi ile toplam nüfus değişimi aynıdır. Çünkü bu illerde 6360 sayılı yasaya göre kırsal nüfusun bulunmadığı kabul edilmiştir. Adana’da 2022-2023 arasında nüfus yaklaşık 3800 azalmış ve ilde yıllık nüfus artış hızı yüzde -0,2 olmuştur. Aynı süreçte Diyarbakır’da nüfus yaklaşık 13 bin 250 artmış ve yıllık nüfus artış hızı yüzde 0,7 olmuştur. Hatay’da ise bir yılda nüfus yaklaşık 141 bin 400 azalmış ve yıllık artış hızı yüzde -8,4 olmuştur. Kahramanmaraş’ta da aynı süreçte nüfus yaklaşık 61 bin kişi azalmış ve yıllık nüfus artış hızı yüzde -5,2 olmuştur. Bu süreçte Malatya’da nüfus yaklaşık 70 bin azalmış ve yıllık artış hızı yüzde -8,6 olmuştur. Şanlıurfa’da ise bir yılda nüfus yaklaşık 44 bin artmış ve yıllık artış hızı yüzde 2 olmuştur.
Yukarıda detaylı olarak açıklanan ve yorumlanan verilerden de anlaşılacağı üzere depremin vurduğu 11 ilden Hatay, Malatya, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da nüfus daha fazla azalmış ve bu azalış kabaca 30 bin ile 141 bin arasında değişmiştir. Bu 4 ilde yıllık artış hızı da kabca yüzde -5 ile yüzde -9 arasında gerçekleşmiştir. Kişi sayısının en fazla azaldığı ile 141 bin ile Hatay olurken yüzde olarak en düşük artış hızı yüzde 8,6 ile Malatya’da gerçekleşmiştir.
Yukarıda son olarak üzerinde durulan 4 ilin dışındaki 7 ilden Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfada son bir yılda nüfus artmış, Adana ve Osmaniye’de ise azalmıştır. Şanlıurfa’da ise 44 bin bir artan nüfus, Diyarbakır ve Elazığ’da yaklaşık 13 bin, Gaziantep’te 10 bin, Kilis’te 7300 artmıştır. Bu illerde yıllık artış hızı yüzde 0,5 (Gaziantep) ile yüzde 4,9 (Kilis) arasında değişmiş olup artan miktar da kabaca 7300 (Kilis) ve 44 bin (Şanlıurfa) arasında değişmiştir. Adana’da bir yılda nüfus yaklaşık 3800, Osmaniye’de ise 1700 azalmıştır. Bu illerde yıllık nüfus artış hızı da sırasıyla yüzde -0,2 ve yüzde -0,3 olmuştur.
Yukarıdaki tablo ve açıklamalar dikkate alındığında sonuç olarak 6 Şubat 2023 depreminin 11 ili etkilediği fakat özellikle 4 ilde daha büyük bir tahribat oluşturduğu dikkat çekmektedir Bu iller Hatay, Malatya, Kahramanmaraş ve Adıyaman’dır. Adana ve Osmaniye'de de son bir yılda nüfus az miktarda da olsa azalmıştır. Buna karşın son bir yılda depremin vurduğu illerden Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfa'da nüfus artmıştır. Gaziantep’te Nurdağı ve Islahiye dışındaki ilçelerde yıkıcı etkinin az olması, bu il toplamında nüfusun azalmamasına neden olmuştur. Adı geçen diğer 4 ilde ise depremin verdiği tahribat daha küçük boyutluydu.
Yazımı sonlandırırken, bu depremde ölenlere rahmet, yaralılara şifa, akrabalarını kaybedenlere başsağlığı ve sabır diliyorum. Fakat özellikle şunu da vurgulamak istiyorum: Boyutu ne kadar büyük olursa olsun hiçbir rant insan hayatından daha değerli olamaz ve boyutu ne kadar küçük olursa olsun hiçbir ihmal önemsiz değildir. Bu nedenle yerel seçimlere yaklaştığımız şu günlerde imar planlarının bilimsel gerçekler göz önüne alınarak yapılmasının çok, çok, çok önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Yine yapı denetimi konusu son derece önemlidir. Yani yasalar ve yönetmelikler kitaplarda, raflarda kalmamalı, uygulamada sürekli başucunda bulundurulmalıdır. Ancak bu sayede ülkemizin bir gerçeği olan depremde, can ve mal kaybımız minimuma iner.
* Prof.Dr. / Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü