8 milyon seçmen kayıp
CHP 1989’dan beri ilk defa iktidara bu kadar yakın. Türkiye siyasetinin kaderini ise sandığa gitmeyen bu 8 milyona yakın insanın başlattığı protestonun ne ölçüde kalıcı olacağı meselesi belirleyecek.
AKP’nin yerel seçim yenilgisi tarihin en büyük seçmen protestosu sayesinde mümkün hale geldi. Önce rakamlara bakalım. 2019 Yerel Seçiminde 48 milyon 350 bin oy kullanıldı. Bunların 46 milyon 400 bini geçerli sayıldı. Seçimlere katılım oranı yüzde 84,6 olarak gerçekleşti. 2023 milletvekili Genel Seçimlerinde 54 milyon 400 bini geçerli olmak üzere 55 milyon 800 bin oy kullanıldı. Katılım oranı yerel seçimlere göre daha da artarak yüzde 87y’e ulaştı. 31 Mart akşamı ise büsbütün farklı bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Sandığa sadece 48 milyon 150 bin seçmen gitti. 46 milyon geçerli oya karşılık katılım oranı yüzde 78’de kaldı.
Bu rakamlarda açık bir şekilde gösteriyor ki 2024 Yerel Seçimlerinde kullanılan oy sayısı 5 yıl önceki yerel seçimin bile altında. 10 ay önceki genel seçimle karşılaştırıldığında ise 8 milyona yakın (tam olarak 7 milyon 650 bin) seçmenin sandığa gitmediği görülüyor. Bu katılım oranı 2004 Yerel Seçimlerini saymazsak en düşük rakam. Eldeki tablo karşısında açıkça şu soru sorulmalı: Bu 7 milyonu aşkın seçmen nerede? Her bir ile ve tek tek bütün partilere bakmak gerekiyor şüphesiz ki. Mikro bir seçim analizi yolumuzu açacaktır. Ancak ortada kimsenin inkar edemeyeceği ölçüde net bir tablo var: AKP ve MHP toplamda 18 milyon 500 bin oya gerilemiş durumda. Oysa bu iki parti son genel seçimde 27 milyon oy almıştı. İktidar bloğu toplam oylarının yaklaşık üçte birini kaybetti. Cumhur İttifakı'nın yaşadığı şey siyasal sosyolojik bir çöküştür.
Yeni bir siyasal denklemin kurulmasını zorunlu hale getiren şey ise hükümetin ekonomi politiğiyle yakından ilgili. Son genel seçimde ekonomik krizden çıkışı vaadi vermişti Başkan Erdoğan. Ancak Şimşek’in neo-liberal tercihleri nedeniyle ekonomi daha da baskılandı. İnsanların geçinemediği, kredi ve kredi kartı borçlarının patladığı, orta sınıfın bile yeni ev ve araba alamadığı bir ülke haline geldi Türkiye. Özellikle emekliler tam bir yıkım yaşadı. Erdoğan’ın seçimi çevirebilmek için yapabileceği şeylerden biri ek zamdı. Ancak o da gerçekleşmedi. Milyonlarca insan, daha düne kadar Erdoğan’a oy vermiş kitleler bu nedenle sandığa gitmedi.
Tabii bir de DEM faktörü var. DEM’in hemen tüm illerde CHP’ye karşı aday çıkarması AKP’yi umutlandırdı. Genel seçimlerdeki başlıca propaganda söylemi, yani ana muhalefetin PKK ile iş tuttuğu tezi yoğun bir şekilde kullanılmadı. Bu durum da Anadolu’daki çözülmeyi hızlandırdı.
Peki, bundan sonra ne olacak? CHP 1989’dan beri ilk defa iktidara bu kadar yakın. Türkiye siyasetinin kaderini ise sandığa gitmeyen bu 8 milyona yakın insanın başlattığı protestonun ne ölçüde kalıcı olacağı meselesi belirleyecek.
*Artvin Çoruh Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü.