'85 bin kimyasal içeren molozların etkisi döküldüğü yerden çok daha geniş'
Samandağlılar enkaz kimyasalları, asbeste dair önce bilgilendirme toplantısının ardından moloz döküm alanında eylem yaptı.
Burcu Özkaya Günaydın
HATAY - Maraş depremlerinin en büyük yıkımı yarattığı kentlerden Hatay’ın Samandağ ilçesi Yeşilköy mahallesinde bölge halkı ve çevreciler, günlerdir moloz dökümüne karşı eylem yapıp, yaşam nöbeti tutuyor. Dün Yeşilköy’de önce halk bilgilendirme toplantısı yapıldı, ardından moloz döküm alanında basın açıklaması.
Bilgilendirme toplantısına Doktor Ali Kocabaş, Metalurji mühendisi Cemalettin Küçük, Gıda Mühendisi Bülent Şık, Asbest Uzmanı Cafer Fidan ve çevre savunucusu Levent Bozkırlı katıldı.
Doktor Ali Kocabaş, Adana’da görev yaptığını, depremden sonra Samandağlı, Hataylı çok fazla hastasının olduğunu, özellikle astım, solunum yolları hastalığı olanların bu süreçte hastalık dozunun arttığını, şiddetlendiğini gördüklerini söyledi.
'KULLANILABİLİR MATERYALLER AYIKLANMALI'
Gıda mühendisi Bülent Şık, yıkımla birlikte asbest ve sağlığa zararlı kimyasalların ortaya çıktığını söyleyerek, “Asbestin ciddiyetine varmamız lazım, bir yerden toprak alıp, başka bir yere dökmüyoruz. Enkaz alanında bulunan en az 85 bin toksik kimyasal var. Yapmamız gereken şey bu maddelerin çevreye toksik madde bulaştırmasını engellemek. Yerinde depolama, ayrıştırma, kullanılabilir materyalleri ayıklanmalı” dedi.
'ASBESTİN YANI SIRA SLİKOZİS DE VAR'
Metalurji mühendisi Cemalettin Küçük de eğer Hatay halkının toza bugün karşı çıkmazsa gelecekte asbestin yanı sıra silikozise neden olan ağır metallerle de karşı karşıya kalacağını söyledi.
Enkazları döktükleri vadilerin beş yıl sonra çözülerek, çok çeşitli kimyasalların ortaya çıkacağını belirten Küçük, “Bir örnek vereyim. İstanbul’da kanal tartışması yapılıyor. Küçükçekmece’ye kazma vurup, su havzasını yok ettiklerinde kilometrelerce uzakta olan Bağcıların altındaki su deposu ortadan kalkıyor. Yani Musadağ’ın eteğine ya da bir vadiye döktükleri başka bir bölgenin yeraltı suyunu kirletir. Bizim en önemli varlıklarımız yeraltındaki su varlığıdır” diye konuştu.
'RANT DEĞİL, DEPREMZEDE SORUNLARI GÖRÜLMELİ'
Toplantını ardından molozların döküldüğü alana yürüyüş yapılarak, kamuoyuna açıklama yapıldı. Açıklamayı, Hatay Ekoloji Platformu ve İklim Adaleti Koalisyonu'ndan Demet Parlar yaptı.
Bir doğa olayının felakete dönüşmesinin başlıca nedenlerinin; rant hırsı ile inşa edilen depreme dayanıksız binalar, inşaat süreçlerindeki kontrol ve denetim hizmetlerinin yapılmaması olduğunu vurgulayan Parlar, deprem sürecinde yaşanan sorunların üzerine kaldırılan enkazlarla birlikte bu yıkımlara, başta kanserojen asbest tozu olmak üzere toksik kimyasalların yol açacağı sağlık sorunlarının da eklendiğine dikkat çekti.
Enkazların ranta yer açmak için hızla kaldırıldığını belirten Parlar, oysa deprem bölgesinin acil ihtiyacının gıda temini ve nitelikli barınma olduğunun altını çizdi.
Buradaki halkın direnişine acilen kulak verilmesi gerektiğinin söyleyen Demet Parlar, şöyle dedi: “Kurulacak yeni yaşam alanlarının nasıl ve nerelerde olması gerektiğinin kararını uzmanlarla yerel halk ortaklaşarak almalı. Rant uğruna, bölgenin geleceğini yok edecek uygulamaların engellenmesini istiyoruz. Deprem sonrası yeni sosyal ve ekolojik yıkımlara geçit vermeyeceğiz.”