AB içişleri bakanları 'göç'ü görüştü: Uzlaşma sağlanamadı
AB üyesi ülkelerin içişleri bakanları, Belçika'nın başkenti Brüksel'de yapılan toplantıda, 'Göç ve İltica Anlaşması' son unsuru olan 'Kriz Yönetmeliği'ni görüştü. Toplantıdan uzlaşma çıkmadı.
DUVAR - Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson ve AB Konseyi'nin dönem başkanı İspanya'nın İçişleri Bakanı Fernando Grande-Marlaska, AB ülkelerinin içişleri bakanlarının Belçika'nın başkenti Brüksel'de 28 Eylül Perşembe günü yapılan toplantısının ardından basına açıklamalarda bulundu.
Bakan Grande-Marlaska, AB Komisyonu'nun 2020 yılında önerdiği 'Göç ve İltica Anlaşması'nın son unsuru olan 'Kriz Yönetmeliği' üzerinde tartışmalar yapıldığını belirterek, "Neredeyse bitiş çizgisine geldik. Yalnızca tüm üye ülkeleri ilgilendiren bir nüans etrafında fark var" ifadelerini kullandı. Tek tek ülke ismi vermeyeceğini ifade eden Grande-Marlaska, "Sadece biraz daha zamana ihtiyacımız var" diye konuştu.
SEBEP BERLİN-ROMA ANLAŞMAZLIĞI MI?
Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre, Johansson da "Hiçbir temel siyasi engel yok" ifadesini kullanarak, gelecek günlerde anlaşmaya varılacağından emin olduğunu söyledi. Marlaska ve Johansson, çalışmaların bundan sonra büyükelçiler düzeyinde devam edeceğini bildirdi. AB yetkilileri, gazetecilerin 'gerçekte bugün toplantıda neler yaşandığı, İtalya ve Almanya'nın tutumlarının nasıl olduğu' konularındaki sorularına yanıt vermekten kaçındı.
Toplantı öncesinde AB yetkilileri ve üye ülkelerin bakanları, toplantı günü bir anlaşma sağlanacağından oldukça ümitli konuşmuştu. Toplantıya katılan kaynaklardan basına yansıyan bilgilere göre, anlaşma sağlanamamasının ardında Roma ve Berlin arasındaki gerilim yatıyor. Buna göre, Almanya, Akdeniz'de insani yardım ve arama-kurtarma hizmetleri sağlayan sivil toplum kuruluşları (STK) gemilerinin desteklenmesini önerirken, İtalya buna 'mülteciler için çekici bir faktör' olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor.
ALMANYA GÖNÜLLÜ KABUL ANLAŞMASINI ASKIYA ALMIŞTI
Almanya, İtalya'nın Lampedusa Adası'na mülteci gelişleri sürerken Roma yönetiminin Dublin Sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle mültecileri gönüllü olarak kabul etme anlaşmasını askıya almıştı. Bunun ardından İtalya'nın tepkisini çeken bir karar daha veren Almanya hükümeti, Akdeniz'de mültecileri kurtaran STK'leri mali açıdan destekleme kararı aldığını açıklamıştı.
İtalya Başbakanı ve faşist İtalya'nın Kardeşleri partisi lideri Giorgia Meloni, 23 Eylül'de Alman mevkidaşı Olaf Sholz'a bu karardan 'şaşkınlık' duyduğunu ifade eden bir mektup göndermişti.
İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ve Almanya Dışişleri Bakanı ve Yeşiller Partili siyasetçi Annalena Baerbock, bu konuyu görüşmek üzere 28 Eylül Perşembe günü Almanya'nın başkenti Berlin'de bir araya gelmiş, düzenlenen ortak basın toplantısında Tajani; insan hayatının kurtarılmasının önemli olduğunu ve kimsenin STK’lere karşı olmadığını ancak ülkesinin 'yasa dışı göçmenleri çeken bir mıknatıs' haline gelmemesi gerektiğini savunmuştu. Baerbock da ülkesinin dün Brüksel’deki toplantıda son birkaç saat içinde yapılan yoğun müzakerelerde bazı noktaları uzlaşmaya dahil ettiğini doğrulamıştı.
DÜZENLEME SEÇİMLERE YETİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Avrupa Birliği, 2015 yılında mültecilerin Avrupa ülkelerine gelişiyle birlikte mültecilerin üye ülkeler arasında nasıl dağıtılacağına ve iltica başvuruları reddedilenlerin nasıl geri gönderileceğine çözüm arıyor. AB Komisyonu'nun bu hedefle hazırladığı 'Göç ve İltica Anlaşması' üye ülkelerin farklı tutumları nedeniyle kabul edilemiyor.
Fransa'nın AB dönem başkanlığı sürecinde paket üzerinde ilerleme sağlanabilmesi için 'adım adım yaklaşımı'nı benimsemesi üzerine, bakanlar 8-9 Haziran'daki toplantılarında anlaşmanın 'zorunlu dayanışma mekanizması' gereğince mültecilerin AB ülkelerine adil dağıtımı, mülteci kabul etmeyen ülkelerin her bir kişi başına, ev sahipliği yapan ülkeye 20 bin euro ödemesini öngören kuralların üzerinde nitelikli çoğunlukla anlaşma sağlamıştı.
AB kurumları, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Haziran 2024'te yapılacak olması dolayısıyla mevcut yasama yılının bitimine aylar kala üye ülkelerin anlaşma üzerinde bir an önce uzlaşmasını istiyor. Ardından yeni kuralların yasalaşması için üç AB kurumu; Konsey, Komisyon ve Parlamento arasında üçlü müzakerelere geçilecek. (DIŞ HABERLER)