ABD Dışişleri'nden, İsrailli bakana tepki: Derinden endişelendiriyor
ABD Dışişleri, İsrailli faşist bakan Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya 'baskın' düzenlemesine tepki gösterdi: Bu ziyaretin gerilimi artırma ve şiddeti kışkırtma potansiyeli var.
DUVAR - İsrail'in Filistinlilere karşı ırkçı söylemleriyle gündemde olan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskına ABD de karşı çıktı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, günlük basın toplantısında, baskınla ilgili sorulara “Bu ziyaretin gerilimi artırma ve şiddeti kışkırtma potansiyeli var. Söylediğimiz gibi, bu potansiyele sahip herhangi bir tek taraflı eylemden derin endişe duyuyoruz. Bu ziyaret bizi derinden endişelendiriyor” yanıtını verdi.
ABD’nin kesin bir şekilde Kudüs’teki kutsal mekanların tarihi statükosunun korunmasından yana olduğunu vurgulayan Price, kutsal yerlerin tarihsel statükolarını değiştirmeye yönelik tek taraflı adımlara karşı olduğunu dile getirdi, “Bu tür adımlar kabul edilemez” dedi.
İsrail'in aşırı sağcı yeni bakanı Ben-Gvir, sabah erken saatlerde İsrail polisinin yoğun koruması altında Harem-i Şerif'e girmişti. Provokatif eylemleriyle tanınan Ben-Gvir, 5 yıl sonra Mescid-i Aksa'ya giren görevdeki ilk İsrailli bakan olmuştu.
İsrailli politikacı, Mescid-i Aksa'daki statükoyu ihlal eden ve Filistinlilerce baskın olarak değerlendirilen bu eylemini, İbrani takvimine göre "Tevet" ayının 10'uncu gününde (Asara BeTevet) gerçekleştirmişti. Ben-Gvir'in daha önce Mescid-i Aksa'yı "ziyaret" edeceğini duyurması, işgal altındaki Filistin topraklarında tepkiyle karşılanmış ve gerilimi tırmandırmıştı.
'BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ PROVOKASYON'
Filistin Yönetimi, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskını kınayarak yaşanan gerilimden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu sorumlu tutmuştu. Filistin Yönetimi Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Açıklamada "benzeri görülmemiş bir provokasyon" olarak değerlendirilen bu baskının, "çatışmaların tırmanmasına yol açacak ciddi bir tehdit, çatışmaları durdurma taleplerini hiçe sayma ve Mescid-i Aksa'ya yönelik Yahudi yerleşimci baskınlarının ve ihlallerinin daha da artmasının önünün açılması" olarak görüldüğü vurgulanmıştı. (HABER MERKEZİ)