ABD Yüksek Mahkemesi'nden Türkiye'nin 'dokunulmazlık' talebine ret

ABD Yüksek Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2017 yılında gerçekleştirdiği Washington ziyareti sırasında korumalarının protestoculara saldırmasına ilişkin Türkiye'nin temyiz başvurusunu reddetti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - ABD Yüksek Mahkemesi, 2017 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın korumalarının, Washington'daki Türkiye Büyükelçiliği önünde Erdoğan'ı protesto eden göstericilere saldırmasına ilişkin bir karar açıkladı. Mahkeme, Türkiye'nin Yabancı Egemen Dokunulmazlık Yasası (FSIA) uyarınca 'korumaların dokunulmazlığa sahip olduğu' yönündeki temyiz başvurusunu reddetti.

Türkiye'nin avukatları, davalıların ABD'de dokunulmazlığa sahip olduğunu iddia etmişti. ABD Yüksek Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2017’de ülkeye yaptığı ziyaret sırasında Washington’daki protestolarda zarar gören göstericiler tarafından maddi tazminat talebiyle açılan iki davanın iptal edilmesi talebini reddetti.

NE OLMUŞTU?

Olay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sonrası gittiği Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın resmi konutu önünde gerçekleşmişti. Ellerinde “Demirtaş’a özgürlük” pankartları taşıyan ondan fazla kişi konutun karşı tarafından Erdoğan aleyhine sloganlar atmıştı. Bu sırada konutun önünde elinde Türkiye bayraklarıyla bir başka grup toplandı ve karşılıklı sözlü sataşmalar yaşandı. İki grup arasındaki sözlü sataşmalar zamanla arbedeye dönüştü. Cumhurbaşkanı'nın konuta gelmesinin ardından Erdoğan’ın korumaları, protestoculara saldırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuya ilişkin şu açıklamayı yapmıştı: “Beyaz Saray’a girerken PKK’lı göstericiler siz onlara ‘aktivistler’ diyorsunuz; orada her türlü gösteriyi yapıyorlar. Polisin, onlara müdahale etmediğini gördüm. Daha sonra büyükelçilik rezidansına geçtik. Büyükelçilik rezidansına geçtiğimiz zaman orada da yine aynı şekilde, yakın mesafede gösteri yapıyorlar ve polisin onlara ne yazık ki müdahale etmediğini gördüm. Bu defa, yakın mesafedeler. Benim kendi korumalarım, beni korumakla görevli olanlar ister istemez duruma müdahale etmek durumunda kaldı.” (DIŞ HABERLER)