Abdulhamit Gül: Eğer 'Şu kişi ne der' diyorsa o kişi hakim, savcı değildir

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, TBMM'deki bütçe görüşmelerinde konuştu. Muhalefetin Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmadığı eleştirilerine yanıt veren Gül, kararların bağlayıcı olduğunu söylediğini hatırlattı. Hakimin dosyadaki delile göre karar verdiğini belirten Gül, “Eğer 'Şu kişi ne der' diyorsa, o kişi hakim, savcı değildir. Öyle bir hakim olmaz, savcı olmaz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, TBMM Genel Kurulu'nda, bakanlık ve bağlı kuruluşların 2021 yılı bütçesine ilişkin konuşma yaptı.

Adaletin, devletin temeli olduğunu belirten Gül, "Adalet her insanımız için hepimiz için hava gibi, su gibi olmazsa olmazdır. Devleti, toplumu bir arada tutan duygu, adalet duygusudur. Adaletin de bir alternatifi yoktur. Bu nedenle adaleti geliştirmeye yönelik atacağımız her adım milletimizin yarınlara daha güvenle bakmasını sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.

“Demokratik siyasetin, milletten aldığı yetkiyi milletle beraber kullanma sanatı olduğunu” söyleyen Gül, hukuk devletinin tüm unsurlarıyla tahkim edilmesinin, temel hassasiyetleri olduğunu belirtti.

Hukuk devletinden anladıklarının bir kanun devleti olmadığının altını çizen Gül, bağımsız ve tarafsız yargının hukukun üstünlüğünü teminat altına aldığı, herkesin ve her kurumun hukukla bağlı olduğu bir sistem olduğunu dile getirdi.

'YARGI TARAFSIZDIR, MİLLETİN TAMAMINA EŞİT YAKINLIKTADIR'

Devletin bütün fonksiyonlarının, yetkisini Anayasa'dan, meşruiyetini milletten aldığına vurgulayan Gül, şöyle devam etti:

“Millet, bütün işlerimizin hakemi ve hakimidir. Türk yargısı da milletin yargısıdır, millet adına karar verir, millet adına adaleti tesis eder. Yargı tarafsızdır; çünkü bütün rengiyle, diliyle, inancıyla, yaşam tarzıyla milletin tamamına eşit yakınlıktadır. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı; milletin yargıya güvenini artıracak, 'adalet yerini buldu' duygusunu geliştirecek en temel anayasal ilkedir.”

'YARGININ VESAYET DÜZENİNİN BEKÇİLİĞİNİ YAPTIĞI DÖNEMLER GERİDE KALDI'

“AK Parti hükümetlerinin milletten aldığı demokrasi ve hukuk emanetini iç ve dış vesayet odaklarıyla çarpışa çarpışa, bu odakları eze eze bugünlere getirdiğini” söyleyen Abdulhamit Gül, “Yargının hukukun değil, vesayet düzeninin bekçiliğini yaptığı dönemler geride kalmıştır. Vesayet odaklarının çizdiği profile uymayan, makbul olmayan vatandaşlar bu tel örgüye takılmışlardır.” dedi.

'ADALET DUYGUSUNU SAĞLAMAK ADINA TOPLUMUN HER KESİMİYLE GÖRÜŞÜYORUZ'

İnsan Hakları Eylem Planı'nı yakın zamanda açıklayacaklarını aktaran Gül, şunları söyledi:

“Bizim ilkelerimiz; masumiyet karinesidir, lekelenmeme hakkıdır, suç ve cezanın şahsiliğidir, adil yargılanma hakkıdır. Elbette bağımsız, tarafsız, adil ve iyi işleyen bir sisteminin kilit önemde olduğunun farkındayız. Demokrasinin güçlenmesinde, özgürlüklerin gelişmesinde belirleyici olan yine hukuktur. Vatandaşın kendisini emin ve güvende hissetmesi de hukuk düzeninin sağladığı himaye sayesindedir. Bu konu sadece bir mevzuatın da bir meselesi değildir. Bir hukuk disiplininin de sadece konusu değildir. 2019 Mayıs'ında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi ve yakın zamanda milletimizle paylaşacağımız İnsan Hakları Eylem Planı da işte bu anlayışa dayanmaktadır. Güven veren ve erişilebilir adalet vizyonuyla, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla bu belgeyi hazırlıyoruz. Çünkü yargı Türk milletinin yargısıdır. Dolayısıyla AK Parti'nin değil, 83 milyonun, herkesin adalet duygusunu sağlamak adına toplumun her kesimleriyle görüşerek bu belgelerimizi, politikalarımızı birlikte hazırlamaya devam ediyoruz.”

'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KONUSUNDA HAK ARAMA YOLLARI GENİŞLETİLDİ'

Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin 19 aylık kısmın büyük bir kısmının salgına denk gelse de önemli sonuçlar alındığını belirten Abdulhamit Gül, “Birinci Yargı Paketinde hak ve özgürlükleri artırıcı çok önemli adımlar attık, ceza muhakemesinde yapısal yenilikler getirdik” diye konuştu.

Demokratik sistemlerin başlıca meşruiyet kaynağının, pek çok hak ve özgürlüğün de ön koşulunun ifade hürriyeti olduğunun altını çizen Gül, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bu anlayışla, haber verme sınırını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağına ilişkin düzenlemeler yapılmış oldu. Bu ilke tahkim edildi. İfade özgürlüğünü ilgilendiren konularda hak arama yolları genişletildi. Bunlar daha önce istinafta kesinleşiyordu. Ancak farklı kararlarla karşımıza çıktığı için Yargıtay içtihatlarıyla hukuk öngörülebilirliği olsun diye Yargıtay yolu açılmış oldu."

'ASIL OLAN TUTUKSUZ YARGILAMADIR'

Tutuklamanın bir koruma tedbiri olduğunu dile getiren Gül, “Asıl olan tutuksuz yargılamadır. Tutuklamaya başvurulmasının gerekli olduğu durumlarda da bu karar ölçülü ve orantılı şekilde tatbik edilmelidir. 2002 yılında tutuklu oranı yüzde 41 iken aralık ayı itibarıyla Türkiye'de tutuklu oranı yüzde 16'ya inmiştir” ifadelerini kullandı.

Ceza muhakemesinde seri ve basit yargılama gibi iki yeni müessesede 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdiğini hatırlatan Gül, ortalama iki yılda sonuçlanan bu tür davaların, iki hafta gibi sürede sonuçlandığına söyledi.

'TEK BİR KADININ BİLE ŞİDDETE MARUZ KALMAYACAĞI İNŞA EDECEĞİZ'

Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerinin, kadına karşı şiddetle mücadelede önemli birer merkez olacağını ifade eden Gül, “İnsanlık dışı bu fiillerin engellenmesi, toplumun her kesiminin ve tüm kurumların iş birliğinden geçmektedir. Kadına yönelik her türlü şiddeti kınıyorum, lanetliyorum. Tek bir kadının bile şiddete maruz kalmayacağı bir dünya inşa etmek hepimizin ortak dileği, ortak amacıdır. Bunu da gerçekleştireceğiz” dedi.

E-duruşma uygulamasına başladıklarını hatırlatan Gül, "30 büyükşehrimizde, 260 mahkemede e-duruşma başlamış oldu. Özellikle bu salgın sürecinde de avukatlarımızdan çok büyük bir olumlu dönüş aldık, bunu yaygınlaştırarak tüm Türkiye'de, tüm mahkemelere bu uygulamayı yansıtacağız” şeklinde konuştu.

TARTIŞMA ÇIKINCA BİRLEŞİME ARA VERİLDİ

Resmi Gazete'de 15 Ocak'ta yayımlanan bir karara işaret eden Gül, hakimlerin vermiş olduğu kararlarda, Anayasa Mahkemesi ve AİHM'in vermiş olduğu kararlara yönelik bir ihlal söz konusuysa, bu ihlali yapan hakim ve savcıların terfisinde dikkate alınacağını söyledi.

Gül'ün bu ifadesi üzerine CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, arka sıralardan ön sıralara doğru yürüyerek “Anayasa Mahkemesi kararlarına uyuluyor mu uyulmuyor mu? Enis Berberoğlu'yla ilgili karara uyuluyor mu uyulmuyor mu? Buna cevap verin” dedi.

Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, “Genel Kurulda bu şekilde davranmaya hakkınız yok” diyerek Tanrıkulu'nu uyardı.

Tanrıkulu'na AK Parti milletvekillerinin de tepki göstermesi üzerine Meclis Başkanvekili Bilgiç, birleşime ara verdi. Arada da AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında tartışma devam etti.

Bakan Gül, aranın ardından konuşmasına devam etti.

'İDARİ SULH MÜESSESİ GETİRECEĞİZ'

Kamunun vatandaşla mahkemelik olduğu uygulamaya son vermek üzere “idari sulh” müessesesini getireceklerini açıklayan Gül, böylece hem yargının iş yükünün azalacağını hem de vatandaşın devletle mahkemelik olmayacağını söyledi.

Adalet Bakanı Gül, avukatların, mesleğe yeni başlayanların, kamu avukatlarının özlük haklarının iyileştirilmesi, vergi gibi birtakım kolaylıkların yapılması hususunda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile çalışmaları sürdüreceklerini belirtti.

'İYİ REFORM İYİ UYGULAMAYLA HAYAT BULUR'

Hukuk devletinin demokrasiyi, insan onurunu koruyan, insan hak ve özgürlüklerini teminat altına alan, tüm işlemlerinde kendisini hukukla bağlı sayan devlet olduğunun belirten Gül, “Bu anlamda hukuk devleti ilkesini ifade özgürlüğü, hukuk güvenliği ve adil yargılanma hakkı gibi Anayasa'da teminat altına alınan tüm haklar bakımından güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi.

Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'nın nihai hedefinin hukukun üstünlüğünü güçlendirmek olduğunu vurgulayan Gül, şöyle devam etti:

"Eylem planımız hem mevzuatımızı iyileştirecek düzenlemeleri hem de uygulamayı geliştirecek faaliyetleri kapsayacaktır. İnsan haklarına dayalı hukuk devleti anlayışımızın güçlendirilmesi, eylem planının temel hedefidir. Hukukun üstünlüğünü her alanda hakim kılan bir uygulama anlayışı, insanımızı haklarıyla birlikte yaşatmaya dair en büyük güvence olacaktır. Yargı ve adalet herkes içindir. Hangi reformu, hangi yeni düzenlemeyi yaparsak yapalım, hangi kanunu çıkartırsak çıkartalım, aslolan uygulamadır. İyi reform ancak iyi uygulamayla hayat bulur. Bu çerçevede yine eylem planlarımız ve bu konudaki zihniyet ve paradigma değişikliği de uygulamanın daha iyi olmasına katkı sağlayacaktır. Amacımız, ileri demokrasilerin tam merkezinde yer alan büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa etmektir.”

'ÖZGÜRLÜKLER YOKSA GÜVENLİĞİN BİR ANLAMI OLMAZ'

Huzur ve güvenliği sağlanmadan özgürlüklerin korunamayacağını söyleyen Gül, “Güvenlik yoksa özgürlükler yaşayamaz. Özgürlükler yoksa güvenliğin bir anlamı olmaz. Ne özgürlükleri güvenliğe ne de güvenlik ihtiyacını özgürlüklere feda edebiliriz. Hukuk devleti, her ikisini birlikte var eden bir toplumsal düzendir ve bu düzenin korunmasıdır” diye konuştu.

'YARGI, AK PARTİ'NİN YARGISI DEĞİLDİR'

Türkiye'nin hukuk ve adaletini daha ileri taşımak için katkı sunacak bütün görüş ve önerilere açık olduklarını dile getiren Gül, “Yargı, AK Parti'nin yargısı değildir. Yargı, 83 milyonun yargısıdır, bu milletin yargısıdır. Bu konuda daha iyisini yapmak için hiçbir önyargımız yoktur. Hedefimiz, 83 milyon vatandaşımızı hiçbir ayrıcalık ve ayrımcılığa tabi tutmadan, herkesin eşit olduğu ve adalet hizmetlerinden eşit yararlandığı bir adalet sistemini kalıcı bir şekilde hukuk sistemimize kazandırmaktır” ifadelerini kullandı.

ÖZKOÇ: FETÖ'NÜN SAVCISI ZEKERİYA ÖZ'ÜN ARKASINDA DİMDİK DURDUNUZ

Gül'ün konuşmasının ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Anayasa Mahkemesinin Enis Berberoğlu ile ilgili aldığı kararın yerel mahkeme tarafından hiçe sayıldığını söyledi.

İktidarı eleştirenlerin tutuklandığını, adalet sistemine “makul şüpheli” kavramının getirildiğini söyleyen Özkoç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na saldırıldığını ancak bir kişinin bile tutuklanmadığını belirtti.

Özkoç, "FETÖ'nün savcısı Zekeriya Öz'ün arkasında dimdik durdunuz. FETÖ'nün bütün buradaki terör saldırılarını düzenleyen Adil Öksüz'ün elini kolunu sallayarak Türkiye'den gitmesine izin verdiniz. Sizler Habur Sınır Kapısı'nda PKK'ya destek veren, Silivri mahkemelerinde FETÖ terör örgütünün arkasında duran iktidarsınız” eleştirisinde bulundu.

BEŞTAŞ: HUKUKA DİRENEN HAKİM VE SAVCILAR VAR

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını belirtti.

Beştaş, “Direnen hakim ve savcılar var ama neye direniyor biliyor musunuz? Hukuka, adalete, demokrasiye, hukuk devleti ilkelerine direniyor. Kendi kendilerine mi direniyorlar? Hayır. Burada iktidarın yargı üzerinde tamamen bir denetimi var, bağımlı ve taraflı bir yargı yaratmak için uzun yıllardır yasalarla, uygulamayla yürütülen aktif bir faaliyet var” diye konuştu.

GÜL: ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI BAĞLAYICIDIR

Eleştirilere yanıt veren Adalet Bakanı Gül, Anayasa Mahkemesi kararlarının Anayasa'ya göre bağlayıcı olduğunu dile getirerek şunları kaydetti:

“Bu konudaki tutumuzu, yaklaşımımızı defalarca söyledik. Burada yargısal bir süreçle ilgili verilen bir kararda, siz, Adalet Bakanı'nın cübbe giyerek ağır ceza mahkemesi başkanını kaldırıp 'O cübbeyi ben giyeceğim, ben karar vereceğim' demesini mi bekliyorsunuz? Yargı bağımsızdır, bu kararı veren bir yargı mensubudur. Yürüyen bir davayla ilgili hakime talimat, tavsiyede bulunarak 'Bu şekilde karar ver' demeyi siz belki düşünüyor olabilirsiniz ama bizim anlayışımızda kararları hakim ve savcılar kendileri verirler. Coğrafi teminatı bu yüzden getirmeyi planlıyoruz.”

'BİNLERCE HAKİM CEZAEVİNDE DEĞİL, FETÖ'CÜ TERÖRİSTLER CEZAEVİNDE'

Hakimin dosyadaki delile göre karar verdiğini söyleyen Gül, “Eğer 'Şu kişi ne der' diyorsa, o kişi hakim değildir, savcı değildir, yargı mensubu değildir. Bu anlayışı kim söylüyorsa bu konuda savcılıklara suç duyurusunda bulunmanızı da sizlere tavsiye ediyorum. Öyle bir hakim olmaz, öyle bir savcı olmaz” dedi.

“Binlerce hakim, savcı cezaevinde diyorsunuz. Binlerce hakim cezaevinde değil, FETÖ'cü teröristler cezaevinde” diyen Gül, “PKK'yla omuz omuza çalışan, FETÖ ile PKK terör örgütünün mensupları cezaevinde. Bizim onurlu hakimimize 'Cezaevinde' diyemezsiniz çünkü o Anayasa'ya bakar; Kandil'e bakmaz, Pensilvanya'ya bakmaz” ifadelerini kullandı. (ANKARA/AA)