Açık Radyo’nun karasal yayını kesildi: Böylesi bir destek karşısında hukuki baskılar sürdürülemez

Açık Radyo'nun yayınları RTÜK'ün lisans iptali kararının ardından sona erdi. Ömer Madra, “Böylesine bir destek karşısında bu gibi hukuki baskılar sürdürülemez” dedi.

Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - Türkiye'nin en köklü bağımsız radyo istasyonlarından biri olan Açık Radyo'nun yayınları, bugün saat 13.00’da sona erdi. Tophane'deki Açık Radyo binası önünde radyo yönetimi konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Açık Radyo yönetimi tarafından düzenlenen basın açıklamasına çok sayıda gazeteci, akademisyen, STK yöneticisi ve Açık Radyo dinleyicileri katıldı. Açık Radyo binasının olduğu sokağı dolduran kitle, ‘Açık Radyo açık kalacak’ sloganları atarak kararı protesto etti. Kitle, radyo yönetimini de alkışlarla destekledi.

Fotoğraflar: Gazete Duvar

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) lisans iptaline karşı "hukuk mücadelesini" sürdürmeyi planladıklarını belirten radyo yönetimi, yasal sürecin sonuçlanmasının ardından yeniden yayın hayatına dönmeyi hedeflediklerini söyledi.

Konuyla ilgili Gazete Duvar’a konuşan Açık Radyo kurucusu ve programcısı Ömer Madra, "Bu karar kabul edilebilir bir şey değil. Hukuka aykırıdır ve gerekçeleri de yeterli değildir. Hukuki mücadelemiz devam edecek. Büyük bir kaygı duymuyoruz. Hepsini kazanacağız. Böylesine bir destek karşısında bu gibi hukuki baskılar sürdürülemez” dedi.

Ömer Madra'nın açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:

PROGRAMLARDAN 29 KİTAP YAYINLANDI: Açık Radyo 29 yıl 11 aydır FM bandında, ayrıca 22 yıl 11 aydır da internet üzerinden Türkiye’ye ve dünyaya yayın yaptı. Bu niteliğiyle, eşine dünyada da ender rastlanan köklü bir kurumdur. RTÜK’ün basın özgürlüğünü çiğneyerek verdiği lisans iptali kararından tam bir gün sonra İzmir Basın Kampı'nda Basın Özgürlüğü Ödülü’ne layık görülen ve böylelikle 29 yılda ulusal ve uluslararası alanda 69’uncu ödülünü alan Açık Radyo, bugüne dek, tamamı gönüllü 1.416 programcısıyla 1.219 farklı program üretti ve bu programlardan türetilen 29 kitap yayınladı. Her yıl bir kitap! 30 yıl boyunca Türkiye’den ve dünyadan yaklaşık 26 bin aktivist, yazar, düşünür güzide konuk ağırlandı. 

AÇIK RADYO DENİLDİĞİNDE AKLA PROTESTO EDEN GENÇLER GELİR: Açık Radyo dendiğinde akla, bir başka mecrada hakettiğini bulamamış bir hüzünlü şarkı; radyo tiyatrosundan aklınıza kazınan müthiş bir tirad; edebiyatın görünür kıldığı bir büyük hikâye; insanlığın renk ve titreşimlerini sesle çepeçevre kuşatan bir mecra gelir. Açık Radyo dendiğinde akla, milyonlarca insanın Londra’da başlatıp Ankara’da devam ettirdiği bir barış çığlığı; Yırca’da, Cerattepe’de, Akbelen’de ağaçlarına var güçleriyle sarılarak sahip çıkan köylü kadınlar ya da lise önlerinden meydanlara taşarak, fosil yakıt şirketlerinin boyunduruğunda canlılar âlemini yok oluşa sürükleyen resmî iklim politikalarını protesto eden gençler gelir. 

KURUMSAL FAYDANIN SESİDİR: Açık Radyo dendiğinde akla, ekoloji mücadelesinin, sosyal dayanışmanın, hak mücadelelerinin seslerine daima kürsü ve megafon olan sakin ama kararlı bir radyo istasyonu gelir. Açık Radyo’nun sesi kamusal faydanın sesidir. Açık Radyo kurulduğu günden bu yana herhangi bir kişi ya da grubun çıkarını gözetmeksizin “kamu yararına” yayın yapmıştır. Gücünü ve dirayetini buradan alır. Açık Radyo Türkiye ve dünya kamuoyunda, gerek siyasette gerekse kültür, sanat ve edebiyat alanlarında ne tartışılıyorsa bunu itidal ve sağduyu ile ve fakat eksiksiz konuşmayı kendine görev bilir. RTÜK kararıyla Açık Radyo’nun “karasal yayın lisansının” iptal edilmesi hangi teknik ya da bürokratik gerekçeye dayandırılıyor olursa olsun, kesinlikle kamunun sesini kısma girişimidir. Tarihe öyle geçecek ve daima öyle hatırlanacaktır.
 

DAVA DEVAM EDİYOR: Açık Radyo’nun karasal yayın lisansının iptaliyle birlikte, FM yayına bağlı sürdürülen eş zamanlı internet yayını da sona erdi. Ancak karasal yayın lisansının iptali, radyonun kapanması anlamına gelmiyor. Radyonun yayıncı olarak başvurma hakkı olan farklı lisans biçimleri mevcut ve bunlardan biri ile yayının sürdürülmesi planlanıyor. Ayrıca karara karşı yürütmenin durdurulması istemli dava açılmış olup, hukuki süreçler halen devam etmektedir.

AÇIK RADYO İÇİN SES ÇIKAR: Toplumumuz giderek sayıları artan şiddet sarmallarıyla dört bir yandan kuşatılmışken birbirimizi dinlemek, ortak bir gelecek hayal edip onu hep birlikte kurmaktan başka çaremiz yok. Dinleyicilerimizi, destekçilerimizi ve kamuoyunu Açık Radyo için, özgür yayıncılık ve özgür habercilik için bir kez daha ama bu sefer çok daha net ve gür bir biçimde ses çıkarmaya davet ediyoruz. Bulunduğunuz her yerde radyonuzun sesi olun ve her yerde yüksek sesle söyleyin lütfen: Açık Radyo açık kalmalı!

KARAR HUKUKA AYKIRI: Açık Radyo’nun karasal yayın lisansı iptal edildi. Dolayısıyla FM bandında resmi yayıncı statümüzü kaybettik. FM yayına bağlı sürdürdüğümüz eş zamanlı internet yayını da FM yayını ile birlikte sona erecek. Zira halihazırdaki internet yayınımız tamamen karasal (FM) lisansımıza bağlıydı. Fakat karasal yayın lisansının iptali, radyonun kapanması manasına gelmiyor. Yayıncı olarak başvurma hakkımızın olduğu farklı lisans biçimleri var. Bunlardan birisi ile yayınımızı karasal ortamda olmasa bile sürdürmeyi umuyoruz. Ayrıca, yukarıda ifade ettiğimiz gibi, hukuki süreçler halen devam ediyor; en kısa zamanda hukuka aykırı olduğunu düşündüğümüz kararların yargısal süreçte de hukuka aykırılıklarının tespit edileceğini düşünüyoruz. Günümüzde dijital alanda, birçok farklı mecradan yayın yapmak mümkün; hepsinin kendi içinde olumlu ve olumsuz tarafları bulunuyor. Bunları teknik olarak değerlendiriyoruz. Ancak, yasal olarak internet yayıncılığı için de lisans alınması gerekiyor. Bunları da değerlendiriyoruz; en kısa sürede izin süreçleri için de yasal başvuruları yapacağız.

Basın açıklamasının ardından "Şimdi ne yapmalıyız?" sorusunun gelmesi üzerine Madra, şu yanıtı verdi:

“Bundan çok uzun zaman önce bu soruyu Lenin sormuştu. Bizim ofisin duvarında 'occupation' (direniş) hareketinden kalma bir fotoğraf var. Aktivist bir gencin fotoğrafı. Yapılacak şeyin sizlerle de paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Fotoğrafın altında 'Biz halklar korkudan daha büyüğüz' yazıyor."