Adıyaman'da ölüm enkazın altında
Tütün memleketiydi Adıyaman ve depremden önce adım başı tütüncü vardı caddede. Şimdi adım başı enkaz vardı.
Vecdi Erbay
ADIYAMAN - Yol boyunca Adıyaman'a yardım taşıyan kamyonlarla karşılaştık. Adıyaman'ın girişinde ise depremde sarsılmış, yıkılmamışsa da ağır hasar görmüş binalar karşıladı bizi. Bunun Adıyaman'da görebileceğimiz en 'iyi' manzara olduğunu şehrin merkezine doğru ilerledikçe kanaat getireceğiz.
Aslında daha yola çıkmadan şehirde bir felaketin yaşandığı konusunda fikir sahibiydik. Elbette vali ya da belediye başkanı şehrin uğradığı yıkımla ilgili bilgi vermemişlerdi. Hatta vali bey, “Adıyaman sahipsiz”, “Yardımlar nerede” diye slogan atan depremzedelere gülerek karşılık vermişti. Dolayısıyla Adıyaman'ın uğradığı felaketle ilgili bilgileri hepimiz sosyal medyadan ve gazetecilerden öğrenmiştik.
HASAN'IN İNŞAAT TEKNİKERİ BABASI
Her sokakta tamamen yıkılmış, alt katları göçmüş, yan yatmış harap binalar vardı. Ayakta kalabilmiş bir binanın önünde sıra sıra yardım kolileri bırakılmıştı. Kolilerin içinden giysiler görünüyordu.
Hasan, "Koordinasyon olmadığı için kolileri bırakıp gittiler. İhtiyacı olanlar seçip alıyor" dedi. Doğru söylüyordu Hasan, biz sohbet ederken genç bir kadın geldi, kolilerin içinden elbise seçmeye başladı.
Hasan enkazları, büyük hasar görmüş binaları gösterdi sonra. Binaların tarihini biliyor, sahiplerini tanıyordu. Binaların ağır hasar görmüş olmasına şaşırmamış görünüyordu.
Sonra kendi binasını gösterdi. Sapasağlam görünüyordu. "Çünkü" dedi Hasan, "Babam inşaat teknikeri." Hem Hasan'ın binası hem de yanındakiler bir örnekti. İnsanın babası inşaat teknikeri olunca, deprem hattı üzerindeki binayı sağlam yapar elbette. Devlet babanın yapımına izin verdiği yapılar ise yerle yeksan olmuştu.
İki çocuk vardı yardım kolilerinin orada. Biz oradan ayrılırken Hasan çocukları da tanıttı: "Birinin babası, birinin de amcası öldü depremde. Çocuklar her şeye, işte böyle gülerek tepki veriyor."
Bu çocukların ruhunda açılan yaralar nasıl iyileştirilecekti?