Afganistan Dayanışma Partisi: Biz Afganistan'da kalmaya ve direnmeye karar verdik
Afganistan Dayanışma Partisi: Taliban'a ve ABD emperyalist hükümetine karşı mücadelemizde yanımızda olan, Afganistan halkına dayanışmalarını ifade eden, dünyanın bütün yurttaşlarına teşekkür ediyoruz.
SPA- ‘Solidarity Party of Afghanistan’- Afganistan Dayanışma Partisi, 2004 yılında kurulan, sol-laik bir Afgan partisi. Vurgulanması gereken bir başka özelliği de parti liderlerinin, Sovyetler Birliği işgaline karşı da direnişe katılmış olması. Taliban yönetimi ele geçirmeden önce, partinin -büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan- 30 bin resmi üyesi vardı. Bugün Afganistan Dayanışma Partisi'nin şu anda yeraltındaki üyelerinden, Shayaan ile Kabil’deki durumu ve geleceği konuştuk…
Partinin durumu ne şu anda? Anladım ki siz Afganistan’ı terk etmiyor, kalıyorsunuz, Kabil’de ve diğer şehirlerde?
Evet, başta gençler olmak üzere, birçok kişi ülkeden kaçmaya çalışıyor. Uçaklara tutunmak isteyen, uçaklardan düşen insanların korkunç görüntülerini mutlaka görmüşsünüzdür. Biz bu duruma rağmen, kalmaya ve mücadelemize devam etmeye karar verdik ama nasıl kalabileceksiniz, nasıl yapacaksınız derseniz, güvenlik nedeniyle ayrıntılarını giremeyeceğim, ama biz kalacağız.
Çok önemli bir şey bu direnme kararı. Peki Afganistan’da Taliban’a karşı böyle bir direnişin başarılı olma şansı var mı sizce?
Afganistan'da insanî bir kriz var. İnsanların çoğu işini kaybetti ve herkes ülkeyi terk etmeye çalışıyor. Hiç kimse vahşi Taliban yönetiminin egemenliği altında yaşamak istemiyor. Şu anda, yüz binlerce insan ülkeyi terk etmek için İran, Pakistan ve Tacikistan sınırlarında. Fakat biz, bu her şeye rağmen, kalmaya karar verdik. Çünkü biz Afganistan'ın er ya da geç, Taliban'a teslim edileceğini öngörmüştük, bu yüzden, bu duruma hazırdık.
Ve asla umudumuzu kaybetmeyiz. Baskının olduğu yerde, direniş olduğuna inanıyoruz. ‘Afganistan Dayanışma Partisi’ olarak bu direnişin bir parçası olmak ve hatta buna öncülük etmek istiyoruz.
Afganistan halkı, ülkeyi terk eden ABD hükümeti için ne düşünüyor?
Bütün herkes, emperyalist ABD hükümetine karşı çok olumsuz bir bakış açısına sahip. Çünkü terörle mücadele adı altında, binlerce Afgan'ı öldürdüler ama şimdi Afgan halkının, özellikle de kadınların kaderini, o teröristlere hediye ettiler.
Büyük bir trajedi yaşanıyor orada şimdi. Özellikle kadınlar için. Kadınlar ne yapacaklar şimdi? Sizin partinizin çoğunluğunun da kadınlar olduğunu biliyorum…
Evet, gerçek bir trajedi. Çünkü Taliban, kadınlar için tüm açık hava etkinliklerini yasakladı. Her ne kadar bu kısıtlamaları, uluslararası toplumu kandırmak için, resmî olarak açıklamasalar da, bu böyle. Siyasî olarak tanınmak için, ılımlı bir yüze sahip olduklarını iddia ediyorlar ama gerçekte üniversiteler, okullar ve ofisler kadınlara kapalı. Kadın TV sunucuları, TV programlarından men ediliyor.
Taliban, biraz daha ılımlı olduğu izlenimi veren açıklamalar yapıyor, öncesine benzemeyen…
Taliban dışarıdan daha ılımlı bir yüze sahip gibi görünüyor, ancak önceki ortaçağ zihniyetlerini ve eylemlerini koruyor. Halkın içinde müziği ve kadınların işe gitmesini zaten yasakladılar. Ancak böyle yapmalarının, bir başka önemli nedeni, şehirlerde sağlam bir dayanaklarının olmaması. Yani aynı zamanda, ülke çapında bir ayaklanmadan kaçınmak için de yumuşak davranıyor.
Yıllar önceki bir görüşmemizde bana, tek bir Taliban olmadığını söylemiştiniz. Yani Pakistan’ın desteklediği bir Taliban, İran’ın desteklediği, Çin’in desteklediği bir Taliban gibi… Bu hâlâ geçerli mi?
Evet, Taliban, Pakistan ve İran tarafından destekleniyor ve şimdi, bu hükümetler de açıkça bunun hakkında konuşuyor. Mesela Pakistanlı köktendinci ve hatta liberal partiler, Taliban'ın sözde zaferini açıkça kutladı. Çin’e gelince, Çin hükümeti Afganistan'daki ABD'nin yerini almak istiyor çünkü Afganistan'ın yeraltı kaynaklarının peşindeler. Afganistan'ın yeraltı kaynaklarının 2 trilyon ABD doları civarında olduğu tahmin ediliyor ve bu madenlerin çoğuna el bile değmemiş. Çok zengin uranyum, lityum ve bakır madenlerine sahip bir ülke. Dolayısıyla Çin, bu madenlere ulaşmak için, Afganistan'daki herhangi bir hükümetle işbirliği yapmak istiyor.
Biliyorsunuz Afganistan’dan çok sayıda mülteci Türkiye’ye geldi. Türkiye’de bazı insanlara göre de bu gelenler, mülteciler, ABD’ye çalışan, onların ajanı ya da tam aksine radikal İslamcılar, ne dersiniz bu konuda?
Afgan mültecilerin tamamı, güvensizlik ve yoksulluk nedeniyle Afganistan'dan kaçtı. Hâlâ devam eden bir savaş ve hâlâ dökülen kan var. İnsanımıza iş yok, istihdam yok. Bu nedenle o insanların kaçmaktan başka çareleri kalmadı. Bunun için, ABD hükümeti için çalışmış olmaları, onları desteklemiş olmaları da gerekmiyor. Sadece insanlar başka çare bulamıyorlar. Ayrıca İslamcıların, sadece bizde değil, dünyadaki herhangi bir ülkede, CIA tarafından, solcu ve ilerici güçlerle savaşmak için yaratıldığı da çok açıktır. Bu yüzden, İslamcı radikallerin ABD hükümeti aleyhine konuşma hakları da yoktur.
Peki Kabil’de Taliban yönetimine karşı eylemler oluyor mu? Bir direniş var mı?
Evet, mesela son iki gün içinde Herat ve Kabil'de kentlerinde, kadınlar Taliban'a karşı protesto mitingleri düzenleyerek, okuma, çalışma ve sokağa çıkma hakkı talep etti. Size fotoğraflarını göndereyim.
Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Taliban'a ve ABD emperyalist hükümetine karşı mücadelemizde yanımızda olan, Afganistan halkına dayanışmalarını ifade eden, dünyanın bütün yurttaşlarına teşekkür ediyoruz. Latin Amerika, Kuzey Amerika, Avrupa, Türkiye, İran, Kürdistan, Hindistan insanları ve daha niceleri bizim yanımızda durdu. Ayrıca bir de önemli nokta olarak, Erdoğan hükümetinin doğrudan faşist Taliban rejimini desteklediğini söylemek isterim. Geçmişte Erdoğan hükümeti, Taliban ile Afgan hükümeti arasındaki görüşmelere arabulucu olmak için istiyorlardı. Şimdiyse Taliban ile, Kabil havaalanının kontrolünün Türk kuvvetlerine verilmesi üzerine görüşmeler sürüyor. Yani halklar hep bizimle, hükümetler onlarla oldu, daha çok…