Afganistan'da kadınlar ABD'nin ihanetine uğramış hissediyor
Başkent Kabil'in düşmesi ve katı şeriat kurallarını benimseyen Taliban'ın kontrolü ele geçirmesinin ardından kadınlar, eğitim ve çalışma haklarının ihlal edileceğinden endişe duyuyor.
DUVAR - Afganistan'da katı şeriat kurallarını benimseyen Taliban'ın yönetimi ele geçirmesi, kadın haklarında gerileme endişesine yol açtı. Taliban'dan yapılan açıklamalarda kadınların çarşaf giymesinin mecburi olacağı ancak eğitim alma ve çalışma haklarının korunacağı vurgulansa da, çok sayıda kadın geleceklerinin nasıl şekilleneceği konusunda kaygı duyuyor.
'KADINLARIN GELECEĞİ KARANLIK GÖRÜNÜYOR'
Kadın hakları aktivisti, eski milletvekili ve Taliban ile barış müzakerelerinde Afganistan hükümetinin heyetinde görev yapmış olan Fawzia Koofi, kadınların 'ihanete uğramış' hissettiklerini söyledi. "Afganistan'daki kadınlar, ülkenin en fazla risk altında bulunan nüfusu" diyen Koofi, Taliban'ın kontrolü ele geçirdiği kentlerde serbest bırakılan 'suçluların' da tehdit unsuru olduğunu belirtti. Koofi, "Afganistan'daki kadınların geleceği karanlık görünüyor" ifadelerini kullandı.
MALALA: KADINLAR VE AZINLIKLAR İÇİN ENDİŞELİYİM
Nobel Barış Ödülü sahibi insan hakları aktivisti Malala Yusufzay, Kabil'in Taliban kontrolüne geçmesinden saatler sonra yaptığı Twitter paylaşımında kadınlar, azınlıklar ve insan hakları savunucuları için endişe duyduğunu dile getirdi. 2012 yılında 15 yaşındayken Taliban tarafından vurulan Yusufzay, "Küresel, bölgesel ve yerel güçler derhal ateşkes çağrısı yapmalı, acil insani yardım sağlamalı, mültecileri ve sivilleri korumalıdır" dedi.
We watch in complete shock as Taliban takes control of Afghanistan. I am deeply worried about women, minorities and human rights advocates. Global, regional and local powers must call for an immediate ceasefire, provide urgent humanitarian aid and protect refugees and civilians.
— Malala (@Malala) August 15, 2021
'BU SEFİL DURUMDAN KURTARMAYI BAŞARAMADIK'
Başkentin düşmesiyle endişeleri daha da artan Kabil'deki Sardar-e-Kabuli Kız Lisesi müdürü Nasreen Sultani ise "Kız çocuklarını gördüğümde gerçekten üzülüyorum" ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz hafta NBC News'a konuşan Sultani, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nın projesi kapsamında 10 yıl boyunca lisenin müdürlüğünü yaptığını aktardı. "Denedim ancak kadınların bu sefil durumdan kurtulmasını başaramadık" diyen Sultani, kız çocukları eğitim ve çalışma konusunda motive etmeye çalıştığını sözlerine ekledi.
'KADINLAR, KENDİ EVLERİNDE MAHKUM GİBİ YAŞIYOR'
İsminin paylaşılmasını istemeyen bir yetkili, Taliban'ın eline geçen kentlerde kadınların, 'kendi evlerinde mahkum gibi' yaşadığını söyledi. Nemruz Vali Yardımcısı Rohgul Khairzad ise geçtiğimiz hafta düşen Zaranc kentindeki kadınların kendisine yazdığı mektubu paylaştı. Eğitim, öğrenim ve çalışma haklarından endişe duyduklarını belirten kadınlar, "Taliban, önceki rejim sırasında, kadınların okumasına ve çalışmasına asla izin vermeyeceklerini gösterdi. Lütfen Taliban'ı durdurun, kadınların ve kız çocukların haklarına saygı gösterin" dedi. Mektupta ayrıca, kadın ve çocukların Taliban üyeleriyle evlenmeye zorlanabileceği belirtildi.
'BİRÇOK VAAT VE GÜVENCE VERİLDİ'
ABD merkezli yayın kuruluşu Politico'ya mektup yazan bir kadın gazeteci de, Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesinin ardından ABD tarafından 'ihanete uğramış' hissettiğini söyledi. Mektupta, "Birçok vaat ve güvence verildi. İlerleme, hakları, kadın hakları, özgürlük ve demokrasi hakkında bir çok konuşma yapıldı. Hepsinin içinin boş olduğu ortaya çıktı" ifadeleri yer aldı. (DIŞ HABERLER)