Afganistan’ın geleceğinde Çin’in rolü
Çin’in siyasi ve askeri çalkantılara karşı standart formülü ekonomik bağımlılıklar kurmak. Afganistan’da düzeni sağlamak için, Rusya ve İran gibi bölgesel güçlerin de yaptığı gibi, tüm siyasi aktörlerle temas içerisinde.
Biden hükümetinin ağustos itibariyle ABD’nin Afganistan’dan tamamen çekilme kararını açıklamasıyla, ülkenin ve bölgenin geleceği konusundaki tartışmalar hızlandı. Amerikan ordusunun çekilmeye başlamasıyla iç karışıklık kaygısıyla komşu ve bölge ülkelere mülteci akını başladı. Türkiye’ye gelen mülteci sayısındaki ani artış ve hükümetin Afganistan politikasının iniş çıkışları memleketteki mülteci nefretini maalesef arttırdı. Sıradan insanları değil devletleri sorumlu tutacağımız günlerin geleceği inancıyla, göçmen düşmanlığının söylem düzeyinde bile olsa yoğun olduğu Çin’in Afganistan’la ilgili kaygılarına bakalım.
Çin, göç politikasına göre Güneydoğu Asya ve Orta Asya’dan göçmen ve mülteci kabul etmiyor, onun yerine uluslararası göç kurumlarına maddi destekte bulunuyor. Ayrıca, Çin’in Afganistan sınırı, çoktan Taliban tarafından ele geçirilmiş olsa bile, çok sıkı korunuyor, o yüzden bir mülteci akını beklenmiyor. Çin devleti, kendi sınırından çok Tacikistan sınırından endişeleniyor.
Afganistan’da olası bir iç savaşın Orta Asya ülkelerini etkilemesi Çin üzerinde dolaylı bir etki yaratacaktır. Çin’in son on yılda Xinjiang’da yoğun bir güvenlikleştirme politikası izlemesinin resmi ifadelere göre nedeni olan Taliban tarafından eğitilmiş Uygurların bu vesileyle Suriye’den bölgeye geri dönmesi Çin’in en büyük güvenlik kaygısı. Bir diğer kaygısı ise ekonomik: Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru ve Güney Asya’yı batıya bağlayacak Kuşak ve Yol hattının geleceği.
Çin’in siyasi ve askeri çalkantılara karşı standart formülü ekonomik bağımlılıklar kurmak. Afganistan’da düzeni sağlamak için, Rusya ve İran gibi bölgesel güçlerin de yaptığı gibi, tüm siyasi aktörlerle temas içerisinde. Gerek dışişleri bakanı Wang Yi, Pakistan ve Afganistan dışişleri bakanlarıyla görüşüyor, gerek Hu Xijin gibi kamu diplomasisi aktörleri Taliban’a dostluk mesajları gönderiyor. Afganistan’da tek başına ya da koalisyon ortağı olarak iktidar olduğunda ülkeyi yönetecek altyapı, yatırım ve insan kaynağına sahip olmayan Taliban da Çin’i karşısına almamak için Uygurlara desteğini bile kesmiş durumda.
Çin tarafı da, Afganistan’da barışçıl bir düzenin oturtulması karşılığında altyapı desteği sözünü verdi. Henüz finansal destek sözü verilmediği için gelecekte bir Afganistan hükümetinin bu yatırımları nasıl finanse edeceği belirsiz. Bir diğer belirsizlik de, Afganistan’ın iç bölünmüşlüğünden dolayı, Çin yatırımları ve insan gücünün terörist saldırıların hedefi olma olasılığı. Geçtiğimiz haftalarda Pakistan’da Çinli mühendislerin öldürülmesi bu olasılığın çok da uzak olmadığını gösteriyor.
Genel kanının aksine, Çin’in ikili dış ilişkilerini genelde ekonomik avantajlardan çok siyasi ilişkilerin dengesi ve güvenlik kaygıları belirliyor. Afganistan’da istikrar adına ekonomik ödünlerde bulunacak mı, ilerleyen zamanlarda göreceğiz.