Ağaoğlu ve Tibuk’un şehir projesine çevreciler dava açtı

Ağaoğlu ve Tibuk iş birliği ile yapılmak istenen kent projesine çevrecilerin en büyük itirazı, Tuzla Sulak Alanı’nın tehdit altında olması. Projeye dava açan çevreciler acil yargılama talep ediyor.

Çevreciler, projenin Tuzla Sulak Alanı'nı tehdit ettiğini belirtiyor.
Google Haberlere Abone ol

Osman Çaklı

DUVAR - İş insanı Ali Ağaoğlu ve Besim Tibuk'un ortaklığıyla Bodrum Milas arasında devasa “turizm kenti” yapılmak isteniyor.

Muğla Çevre Platformu ile TMMOB projeye karşı 2 Temmuz'da Muğla 2. İdare Mahkemesi'nde karşı dava açtı. MUÇEP Eş Sözcüsü Umay Karabaş ve Doğa Koruma Politikaları Uzmanı Levent Erkol neden davacı olduklarını ve projenin yaratacağı tahribatı anlattı.

MAHKEME BİLİRKİŞİ ATADI

ÇED onayı 2 Haziran'da alınan kent projesi, bölgede bulunan Tuzla Sulak Alanı’nı tehdit ediyor. ÇED sürecine itiraz süresi dolmadan MUÇEP ve TMMOB Muğla harekete geçerek, Muğla 2. İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Projenin yıkıcılığı nedeniyle "ivedi olarak yürütmeyi durdurma" talep edildi. Mahkeme bölgede bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi.

'YEREL OTORİTELER ONAY VERMEYİNCE ANKARA İLİŞKİLERİ DEVREYE ALINDI'

Projenin hayata geçmesiyle bölgeye 30 bin kişilik bir nüfusun taşınması bekleniyor. Fakat bu öngörü de 2008 yılındaki hesaplamalara ait. Bugün bir kentte var olan tesislerin hepsinin projede bulunması ve turizm potansiyeli dikkate alındığında nüfusun çok daha fazla olması bekleniyor. Ayrıca bölgedeki su problemi güncelliğini korurken nüfus artışının yeni sorunlar doğuracağı konusunda çevreciler kaygılı. MUÇEP Eş Sözcüsü Umay Karabaş, sulak alanın ulusal öneme haiz olduğundan bahsederek sözlerine şunları ekledi: "DKMP Bölge Müdürlüğü'nden projeye ilk başta izin çıkmadı. Sonrasında oluşan baskıyla izin verildi. Yaklaşık 10 yıl önce Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu da arkeolojik sit alanı olan bölge için izin vermedi. Daha sonrasında 1. derece arkeolojik sit alanı olan yerin statüsü Ankara eliyle 3. dereceye düşürülüp izin alındı."

'KAYMAKAM ATAMASI YAPILACAK KADAR NÜFUS TAŞIYACAKLAR'

Tuzla Sulak Alanı 2001 yılında beri önemli bir kuş alanı. Geçtiğimiz haziran sonunda, 1. derece doğal sit derecesi de güncellenerek “kesin korunacak hassas alan” ilan edildi ve sınırlar revize edildi. Karabaş, projeye ilişkin İçişleri Bakanlığı'ndan dahi izin alınması gerektiğini ise şöyle açıkladı: "Kaymakam atanmasını gerektirecek kadar nüfus taşıyacaklar. İçişleri Bakanlığı'ndan bile izin almaları gerekiyor." Tuzla Sulak Alanı çevrecilerin en hassas olduğu meselelerden biri. Çünkü alanı yalnızca su kütlesi olarak değerlendirmiyorlar. Sulak alanı besleyen akarsuları, dereleri de projenin etki alanına katarak, Tuzla Sulak Alanı'nın kaderinin kuruyan sulak alanlarla aynı olmamasını istiyorlar.

'TUZLA SULAK ALANI DOĞAL YAŞAM KOMPLEKSİDİR'

Milas Tuzla Sulak Alanı'yla ilgili teknik bilgi paylaşan Doğa Koruma Politikaları Uzmanı Levent Erkol, sulak alanın 562 hektar büyüklüğünde olduğu söyleyerek "Ulusal öneme sahip sulak alan olarak 31 Temmuz 2019 tarihinde tescillendi. Sulak alan, bir lagün (deniz ile bağlantısı olan göl) ve bu lagünün çevresinde bulunan deniz börülcesi habitatları, çamur düzlükleri, tuzcul çayırlıklar, küçük adacıklar ve sazlıklardan oluşan bir doğal yaşam alanı kompleksidir" bilgisini paylaştı.  

Doğa Koruma Politikaları Uzmanı Levent Erkol
'ULUSAL VE ULUSLARARASI MEVZUATA GÖRE KORUMA ALTINDA'

Alanda başlıca flamingo, ak pelikan, cılıbıt, poyraz, balıkçıllar, martı ve sumru gibi kuş türlerinin yanı sıra kış aylarında sayıları binleri bulan çeşitli ördek türleri bulunduğuna dikkat çeken Erkol, alanın ülkemizde mahmuzlu kız kuşunun kışladığı nadir alanlardan olduğunu ifade etti. Bütün bu özellikler beraber düşünüldüğünde, alanın hem önemli kuş alanı hem de önemli doğa alanı kriterlerine sahip olduğunu vurgulayan Erkol, alanın ulusal ve uluslararası mevzuatlar ile koruma altında olduğunu belirtti.

‘YETKİLİLER ACİLEN YANLIŞTAN DÖNMELİ'

Turizm kenti projesinin bölgeye uygun olmadığını ifade eden Erkol, ÇED raporunda da açıkça belirtildiği üzere sulak alanın koruma bölgelerinde yer aldığını söyledi. Erkol sözlerini şöyle tamamladı: "Doğanın ve çevrenin korunmasında doğrudan sorumlu olan Tarım ve Orman Bakanlığı, DKMP Genel Müdürlüğü ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü acilen ÇED raporunu inceleyerek alınan yanlış kararın yürütülmesini durdurmalıdır."

Tuzla Sulak Alanı'nı etkileyecek projenin bölgede yaratacağı tahribat ile devam eden yargı süreci ve ÇED raporunda yer alan hatalara ilişkin Muğla Çevre Platformu, 9 Eylül saat 13:00'te Tuz binasında kapsamlı basın açıklaması yapacak.