AİHM'den 'gizli tanık' kararı: Yeterli delil değil
AİHM, DTP Ergani İlçe Başkanı Hasan Bakır'a bir düğünde sarı, kırmızı, yeşil kumaşla halay çekmesi ve köy kahvehanesinde yaptığı bir konuşmadan dolayı 3 yıl ceza verilmesini hak ihlali olarak gördü. Gizli tanık beyanlarının ceza için tek başına yeterli delil olamayacağının altını çizen mahkemenin kararında Bakır'ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiği de belirtildi.
DUVAR - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), yargılamalarda sıkça tartışma konusu olan ve sadece gizli tanık beyanlarıyla ilgili yapılan tutuklamalar için emsal bir karar verdi. AİHM, Hasan Bakır'ın başvurusunu karara bağlarken avukatı olmadan savunma alınmasını ve gizli tanık beyanlarıyla bir kişinin ceza almasını hak ihlali olarak değerlendirdi. Mahkeme, Bakır'a 1000 euro verilmesini kararlaştırdı.
'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLAL EDİLDİ'
AİHM, DTP Ergani ilçe başkanı Hasan Bakır'ın PKK ve Abdullah Öcalan’ı övdüğü iddia edilen konuşmalarına ve yeğeninin düğününde kırmızı, yeşil, sarı bir kumaş parçası salladığı ve slogan attığı iddialarına ilişkin ceza davasını karara bağladı. Mahkeme, Ceza Muhakemesi'nde öngörülen güvencelere rağmen gizli tanık ifadeleriyle Bakır'ın savunma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, Bakır'ın savunma hakkının kısıtlandığı ve düğünde kırmızı, yeşil, sarı bir kumaş sallaması, slogan atması sebebiyle Bakır'ın hareketlerinin şiddete teşvik içerip içermediği incelenmeden üç yıl hapis cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi.
Mahkeme gizli tanık dinlenmesiyle ilgili görüşünü şöyle açıkladı: “Gizli tanıklar ve duruşma salonunda bulunmayan tanıklar farklı sorunlar doğurmakta olsa da her iki durum da sanık açısından potansiyel bir dezavantaja sebep olduğundan, bu iki durum prensipte farklı değildir. Altta yatan ilke, sanığın aleyhine sunulan delillere etkili biçimde karşı çıkma imkanı bulabilmesidir. Bu ilke, sanığın yalnızca tanıkların dürüstlüklerine ve inandırıcılıklarına karşı çıkabilmek için kimliklerini bilmesini değil, aynı zamanda tanıkları ifade verirken veya yargılamanın sonraki aşamalarında sorgulayarak delillerin doğruluğu ve güvenilirliğini test edebilmesini gerektirir. Savunma, sorgulayacağı kişinin kimliğini bilmezse bu kişinin önyargılı, saldırgan ve güvenilmez olduğunu gösterme imkanından yoksun kalır.”
Ayrıca mahkeme, gizli tanık beyanlarının tutuklama için tek dayanak olmadığının da altını çizdi. Türkiye'deki mahkemenin Bakır'ın aleyhine ifade veren gizli tanıkların kimliğinin, PKK tarafından baskı uygulanmasını engellemek üzere gizli tutulduğu gerekçesini de yetersiz buldu.
AİHM, Bakır ve avukatının yapılan duruşmalardan da haberdar olmamasına ilişkin görüşünü şöyle açıkladı: “Mahkeme ayrıca daha önce verilen bir karara göre 'tarafların yokluğunda' dinlenecek olan gizli tanıkların başvurucu ve avukatının yokluğunda, ancak savcının huzurunda dinlenmesi ile usuli bir dengesizliğin daha da arttığını gözlemektedir. Başvurucu ve avukatı bu duruşmalardan haberdar olmamış ve bu duruşmalara davet de edilmemiştir. Bu uygulama savunmayı savcı karşısında dezavantajlı konuma düşürmüş ve usuli güvencelerin yokluğunda, silahların eşitliği ilkesini ihlal etmiştir.”
Başvurucunun köy kahvesinde yaptığı konuşmalar ve yeğeninin düğününde kırmızı, sarı, yeşil bayrak sallaması nedeniyle ceza almasının Sözleşme’nin 10. maddesi altındaki haklarına bir müdahale teşkil ettiği konusunda taraflar hemfikirdir. Mahkeme müdahalenin Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesi altında kanun ile öngörülmüş olduğunu ve Hükümet’in ileri sürdüğü meşru amaçları güttüğünü kabul eder.
SARI-KIRMIZI-YEŞİL İHLALİ
AİHM, Bakır'ın düğünde sarı kırmızı ve yeşil kumaş sallamasının da cezaya konu olmasını şöyle değerlendirdi: “Mahkeme, ulusal mahkemelerin söz konusu olan menfaatleri yeterince incelemediğini ve dengelemediğini gözlemlemektedir. İlk derece mahkemesi ne başvurucunun hareketlerinin şiddeti, silahlı direnişi veya ayaklanmayı teşvik eder biçimde yorumlanıp yorumlanamayacağını veya şiddete sevk edip edemeyeceğini incelemiş; ne de başvurucunun şiddet içeren veya şiddete teşvik etme niyeti olan eylemlerde bulunup bulunmadığını analiz etmiştir. Dolayısıyla mahkeme, başvurucunun hareketlerinin şiddet çağrısı niteliğinde olduğuna yönelik Hükümet itirazını kabul edememektedir.”
Mahkeme saydığı bu gerekçelerle sarı, kırmızı ve yeşil kumaş salladığı için Bakır'a ceza verilmesini de ihlal olarak gördü. Mahkeme açıkladığı bu gerekçelerden sonra Bakır'a 5000 Euro ödenmesini kararlaştırdı.
Kararın tamamı için bakınız...