AİHM’in Demirtaş kararı: Ağır siyasi ve ekonomik ambargo gündeme gelebilir
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Selahattin Demirtaş’ın derhal tahliye edilmesi yönündeki kararını değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Türkiye’nin karara uymadığı takdirde Avrupa Konseyi’nden çıkarılabilmesinin yanında ağır siyasi ve ekonomik ambargo ya da yaptırımların gündeme gelebileceğini söyledi.
ANKARA - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 'derhal tahliye edilmeli' kararına karşın HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi.
CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, partisinin merkez yönetim kuruluna sunduğu haftalık değerlendirme raporunda AİHM’in Demirtaş kararına uyulmamasının Türkiye için ciddi sonuçları olabileceğini kaydetti.
'DEMİRTAŞ KARARI TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI İLİŞKİLERİNİ ETKİLEYECEK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun AİHM kararının hiçbir anlam taşımadığına yönelik açıklamalarının yargıya müdahelenin yanı sıra Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini etkileyecek nitelikte olduğunu belirten Toprak, “Cumhurbaşkanı'nın ve İçişleri Bakanı'nın kesinleşmiş bir mahkeme kararı, yargı hükmü olmamasına karşılık kendilerini yargının üzerine koyarak hüküm kesmeleri ve siyasi tutumlarını yargı kararının üzerinde görmeleri hukuku yok sayan, mahkemeleri baskı altına almayı, yargının vereceği kararı ‘talimatlandırmayı’ öngören bir tutumdur” ifadelerine yer verdi.
'AİHM KARARININ UYGULANMAMASI SİYASİ VE EKONOMİK AMBARGO GETİREBİLİR'
AİHM kararına uyulmazsa konunun Türkiye'nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne taşınacağına dikkat çeken Toprak, Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alınmasının söz konusu olabileceğine belirterek şunları ifade etti:
“Bakanlar Komitesi AİHM’nin girişimini gündemine alarak Türkiye'nin Avrupa Konseyi ve AKPM üyeliğinin askıya alınmasına kadar varabilecek bir süreci başlatabilir. Bunun yanında birkaç hafta önce onaylanarak yürürlüğe giren AB Global İnsan Hakları Ambargolar Rejimi (GİHAR) Yasası çerçevesinde, Türkiye’ye insan hakları ihlali, AYM ve AİHM kararlarının uygulanmaması vb. nedenlerle ağır siyasi ve ekonomik ambargo ya da yaptırımların uygulanması gündeme gelebilir. Türkiye ile AİHM/Avrupa Konseyi arasında da kriz çıkarsa, bunun AB Liderler Zirvesine yansıması, Biden yönetimi ile ortaklaşa bir tutuma girilmesi beklenmelidir! AİHM ve yargı kararlarını uygulamamanın ülkemiz açısından çok ciddi sonuçlarının olabileceğini öngörmekteyim!”
'KHK’LI OHAL DÜZENİ KALICI HALE GETİRİLMEK İSTENİYOR'
Erdoğan Toprak’ın hazırladığı raporda STK, dernek ve vakıflara kayyım atanmasının önünü açan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Önlenmesine ilişkin kanun değişikliği de yer aldı. 2021’in ‘demokratik ve ekonomik reformlar’ yılı olacağını söyleyen iktidarın TBMM’den geçirdiği torba yasayla kendini tekzip ettiğini belirten Toprak, “İktidar, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına uyum ve gri listeye girmekten, kara para hesabı vermekten kaçınmak için alelacele TBMM’ye getirdiği torba yasa teklifinin içini demokrasiyi katledecek, demokratik kitle örgütlerini yok edecek düzenlemelerle doldurarak, derneklere, vakıflara, STK’lara yargısız infaza hazırlanıyor. Yasa, ağırlıkla sivil toplum örgütlerinin (STK), dernek ve vakıfların baskı altına alınması, yönetimlerine el konulması, yöneticilerinin görevden alınarak yerlerine kuruluşlara kayyum atanması, mal varlıklarına, banka hesaplarına el konulması vb. İçişleri Bakanı’na verilen çok geniş yetkileri içeriyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çıkartılan KHK’larla 1419 dernek, vakıf, STK kapatıldı. Şimdi KHK’lı OHAL düzeni, sürekli ve kalıcı hale getirilmek isteniyor!” ifadelerine yer verdi.
'FATF’IN UYARILARI KABUL EDİLEN YASADA YOK'
Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından kara para aklama, terörün finansmanı, insan kaçakçılığı, siyasi nüfuz ticareti, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele gibi konularda uyarıldığını, bu konulardaki yetersizliklerin 2021’e kadar tamamlanması uyarısında bulunulduğunu belirten Toprak, “Yasada rüşvet, yolsuzluk, kamu harcamaları ve ihalelerinde şeffaflık, siyasi nüfuz ticareti, siyasetin finansmanının şeffaflaştırılması vb. düzenlemelerinin hiç birisi teklifte yok!” dedi.