Ailesini korumak için istifa eden engelli memura geri dönüş engeli

Eşinin ailesi tarafından ölümle tehdit edilen serebral palsili Ozan Şahin, “Canımı, doğacak çocuğumu ve evlilik birliğimi korumak için istifa ederek şehir değiştirdim” diyor. İzini kaybettirmek için mahkeme kararıyla adresini gizleyen Şahin, memuriyet görevine geri dönme hakkını kullanmak istiyor. Boş kadro olmadığı gerekçesiyle talebi reddedilen Şahin, 9 aylık bebeğine bakabilmek için sokakta seyyar satıcılık yapıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Serebral palsili Ozan Şahin, ortak arkadaşları aracılığıyla tanıştığı Büşra Nur Şahin ile 2019 yılında evlendi. Engeli nedeniyle eşinin ailesi tarafından kabul edilmedi. Defalarca tehdit edildi, kayın pederi tarafından evi ve işyeri basıldı. “Barış olsun diye çok uğraştık” diyen Ozan, can güvenliğini ve aile birliğini korumak için 2019’un son aylarında Antalya’daki memuriyet görevinden istifa ederek şehir değiştirdi. Şu anda mahkeme kararıyla adresini gizli tutan Ozan, 657 sayılı kanunun 92. maddesinden doğan hakkını kullanarak kamu görevine geri dönmek istiyor. Kontenjan yetersizliği sebebiyle talebi reddedilen Ozan, engeli sebebiyle özel sektörde de iş bulamıyor. İlgili kanun maddesine göre istifa eden memurlar, boş kadro bulunması halinde iki defadan fazla olmamak üzere memuriyete dönebiliyor.

Büşra ve Ozan Şahin 9 aylık bebeklerinin ihtiyaçlarını karşılamada büyük zorluk yaşıyor. 

“Engelli bir birey olarak kendimi hep bir mücadelenin içinde buldum. Hem toplumsal hem fiziksel bir mücadelenin içinde...”

Bu sözler 33 yaşındaki Ozan Şahin’e ait. Ozan, serebral palsili. Yani beyin felci geçirdiği için, bedenini, bacaklarını, ellerini ‘engelsizler’ kadar iyi kullanamıyor.

Serebral Palsi çoğumuza bir şey ifade etmiyor. Spastik desek hemen bir şeyler gelir oysa gözümüzün önüne. Ama o görüntünün zihnimizdeki karşılığı da genellikle eksik ve yanlıştır. Çoğu insan beyin felci geçirmiş birini gördüğünde, bedenden önce zekâ engeli olduğunu zanneder ve böylece ilk düğme yanlış iliklenir, gerisi de yanlışlıklar silsilesi olarak devam eder. Sırf kaslarınızı kontrol edemediğiniz için girdiğiniz her ortamda, karşılaştığınız insanların çoğu zihninizi de bedeninizle bir değerlendirir. Oysa siz okuyan, yazan, tartışan, mücadele eden sağlıklı bir bireysinizdir. Ama bunu anlatabilmek için, önce sizi dinleyen insanlara ihtiyaç vardır. İşte tam da bu yüzden Ozan Şahin’e kulak verdik ve sarsıcı hikâyesini dinledik:

‘RİSKE ATMAK, OZAN’I KAYBETMEK İSTEMEDİM’

Antalya’daki Akdeniz Üniversitesi’nde Sanat Tarihi okuyan Ozan, mezun olduktan sonra Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (E-KPSS) hazırlanmış. 2014 yılında E-KPSS’nin son atamasıyla, Muratpaşa Anadolu Lisesi'nde memur olarak çalışmaya başlamış. İşinden, yaşadığı şehirden ve arkadaş çevresinden memnun bir hayat süren Ozan, 2018 yılında “konuşmadan anlaşabiliyoruz” dediği Büşra ile tanışmış. Edebiyat ve şiir üzerine yapılan sohbetler zaman içerisinde bir birlikteliğe dönüşmüş. Ozan’ın ailesi ve çiftin arkadaşları bu birlikteliği başından beri desteklemiş. Ancak Büşra, olumsuz sonuçlar doğurabileceği endişesiyle bu durumu ailesine açamamış ve Ozan’la gizlice evlenmiş. Onu bu kararı almaya sevk eden sebepleri şöyle anlatıyor:

Ozan ve Büşra Şahin'in düğünlerinden bir kare...

“Ailem, engelli olmayı gittikçe kötüleşen bir hastalık gibi düşünüyor. Evlenmemi normalde de istemezlerdi ama engelli biriyle evlenmemi hiç istemezlerdi. Gitsem, konuşsam başka şeyler olabilirdi. Riske atmak, Ozan’ı kaybetmek istemedim.”

Evlendikten sonra ailesini ikna etmek için çok uğraştığını söyleyen Büşra, “Beklediğimden çok daha fazla tepki verdiler, hiçbir şekilde kabul etmediler” diyor. Hem kendisinin hem de ailesinin araya girerek diyalog kurmaya çalıştığını belirten Ozan ise şöyle konuşuyor: “Ben engelli olabilirim ama Büşra bunu kabulleniyor. Büşra’ya kendimi farklı tanıtmadım ya da sonradan engelli olmadım, hep böyleydim. O bunu göre göre benimle evlenmeye ve her zorluğu birlikte aşmaya verdi. Evet, Büşra’nın ailesinin haklı sebepleri olabilir, onları da anlıyorum. Ama beni biraz tanımaya çalışabilirlerdi, bize bir şans verebilirlerdi. O zaman ben istifa etmezdim ve maddi olarak bu kadar zorlanmazdık. Ayrıca ortada bir aşk ve bir bebek var. Bunlar hayat için önemli şeyler.”

‘AĞABEYİN Mİ DİYE SORUYORLAR, EŞİM DEYİNCE AFALLIYORLAR’

Ozan ve Büşra’nın maruz kaldığı ayrımcılık, Büşra’nın ailesiyle sınırlı değil. Dışarı çıktıklarında bakışların onlara döndüğünü hissediyorlar. Ozan’ı tekerlekli sandalyede görenlerin yanına gelip “Ağabeyin mi, kardeşin mi?” diye sorduklarını anlatan Büşra, “Eşim deyince afallıyorlar. Engelli olduğu için sanki sevemeyecekmişim gibi bakıyorlar ya da bir menfaat için mesela para için beraber olduğumu düşünüyorlar. Ama öyle bir şey değil, kafa yapımız uyduğu ve onu sevdiğim için beraberim” ifadelerini kullanıyor.

Ozan ve Büşra Şahin kış bastırınca nasıl geçineceklerini bilemiyor.

İZİNİ KAYBETTİRMEK İÇİN İSTİFA ETTİ

Evlilik haberini aldıktan sonra İstanbul’dan Antalya’ya giden Büşra’nın babası, çifti hem kendi evlerinde hem de Ozan’ın iş yerinde tehdit etmiş. “Beni her yerde buluyorlardı” diyen Ozan, istifa ederek şehir değiştirmeye ve bu yolla izini kaybettirmeye karar verdiğini söylüyor. Mahkemeye başvurarak ikamet adreslerinin gizlenmesi için karar çıkartan çift, Büşra 8 aylık hamileyken başka bir şehre taşınmış.

İstifa kararını, 657 sayılı devlet memurları kanunun 92. maddesinde belirtilen göreve geri dönme hakkına güvenerek verdiğini söyleyen Ozan, bir ay önce bu haktan faydalanmak için başvuru yapmış. Ancak, kontenjan yetersizliği sebebiyle talebine olumlu yanıt verilmemiş. Şu anda aktif bir şekilde iş arayan Ozan, tüm başvurularda engelinin karşısına çıktığını söylüyor. Evlenirken aldığı kredinin borcunu ödeyebilmek ve evini geçindirmek için seyyar satıcılık yapan Ozan, bu sefer de zabıta engeliyle karşı karşıya:

“Anlatıyorum, bu işi yapmam lazım, ailem var, çocuğum var ve bir şekilde para kazanmam lazım diyorum, oralı olmuyorlar. Ayrıca ne zamana kadar dışarıda çalışabilirim, bunun yağmuru, çamuru var.”

Çiftin bebeği Deniz, henüz dokuz aylık. Bu sebeple şu anda çalışmasının mümkün olmadığını söyleyen Büşra, yaşadıkları maddi çıkmazı şöyle anlatıyor: “Sadece evde bakım ücreti alıyoruz. Kirada oturuyoruz, faturalar, bebeğin masrafları, hayat masrafları var. Ozan memuriyete dönemediği için dışarıda çalışıyor. Düzenli bir gelir değil, günlük. Şu anda çıkıyor ama pandemiyle ilgili ikinci bir patlama olması bekleniyor. Bebeğimiz küçük olduğu için ondan da korkuyoruz.”

Maddi zorluklar sebebiyle ruh sağlığının bozulduğunu söyleyen Ozan, kendisini sürekli kaygı içinde hissediyor. “Şu anda ben burada sizinle sohbet ederken bile memuriyete dönemezsem ne yapacağım diye düşünüyorum. Engelli olarak bunun cevabını kendim bile veremiyorum” diyen Ozan, bir an önce işine dönmek istiyor.