AK Parti Adayı Öntürk: Hatay’da siyaset değil hizmet yapmalıyız

AK Parti'nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Öntürk, Hatay'ı ayağa kaldırmak için çalışacaklarını, siyaseti değil hizmeti ön planda tutacaklarını söyledi.

AK Parti Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Öntürk, Hataylılarla görüşüyor.
Google Haberlere Abone ol

Burcu Özkaya Günaydın

HATAY - 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşayan Hatay’da, depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen yaralar tam anlamıyla sarılmış değil. Altyapı, üst yapı, her anlamıyla yeniden inşaya ihtiyaç olan Hatay’da mart ayında yapılacak yerel seçimler daha da önem kazandı.

Partilerin büyükşehir için belediye başkan adayları belli oldu. CHP yeniden mevcut belediye başkanı Lüftü Savaş’ı, AK Parti de geçmiş dönemlerde milletvekili olan ve il başkanı olarak görev yapan Mehmet Öntürk’ü aday gösterdi. Öntürk ile Hatay’ı, adaylığını, yeniden inşayı konuştuk. 

'DEPREMDE YARDIM İÇİN SAHADAYDIM'

AK Parti'de uzun süredir siyaset yapıyorsunuz. Geçmiş dönem Hatay milletvekilliği yaptınız, Kırıkhan İlçe Başkanlığı şimdi de Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayısınız. Adaylık süreci nasıl gelişti?

Ben bu şehirde doğdum, atalarım burada yaşadı, dostlarım burada... Ben bu şehrin kültürü ile büyüdüm. İş yerim burada, arazim burada, evim burada, her şeyim bu şehirde. Bu şehrin kültürü ile büyüdüm, bu şehir benim ekmeğimi verdi. Kendi doğduğum büyüdüğüm bu şehre benim bir minnet borcum olmalı değil mi?

Ben siyasetten 2018 yılında vazgeçmiştim, bırakmıştım. Üç dönem vekillik yaptım ve 'artık yeter ben elimden gelen borcumu ödedim' dedim. Genç arkadaşlarımız devam etsin istedim. Sayın cumhurbaşkanımızdan da affımı istedim. Tabi 6 Şubat depreminden sonra bize ihtiyaç duyulmuş, sayın cumhurbaşkanımız çağırdı. ‘Gidin orada il başkanlığınızı yapın’ dedi. Zaten ben 6 Şubat sabahından itibaren il başkanı oluncaya kadar hepimizin akrabaları öldü. Enkaz kaldırma, su götürme, yardım etme, çadır taşıma işleri için sahadaydım. Sosyal medyada paylaşmıyoruz tabi. Ben bir vatandaş olarak bir memleket sevdalısı olarak bunu yaptım.

Akrabalarımızı çıkardık, komşularımızı çıkardık. Böyle bir günde bana ihtiyaç olmuşsa ben bu şehirden kaçamam ki? Malımla, mülkümle, canımla bu şehri yeniden ayağa kaldırmamız lazım. Bu şehirdeki kardeşlik hukukumuzu, birlikteliğimizi devam ettirmemiz lazım. Bin yıllık medeniyetler şehri. Tüm renklerimizle bunu yapmamız lazım. Bunun için böyle bir görev verildi, biz de 'emredersiniz' dedik.

Öntürk, Hataylılarla bir araya gelerek onların sorunlarını dinliyor, projelerini anlatıyor. 

 

'YIKILAN HER BİNANIN YERİNE YENİSİNİ YAPACAĞIZ'

Hatay kimliği, tarihi, insanı, gastronomisiyle özel bir yer. Depremle beraber insanlar bu kültürel yapının bozulacağının, demografik değişimin olacağının kaygısını yaşıyor. Kazanırsanız Hatay’da ne değişecek?

Bu kent, tarihi bir kent. Bu şehrin tarihi, kültürel tüm varlıklarını koruyup, aslına uygun bir şekilde yeniden yapıyoruz, yapacağız. Tarihini koruyacağız, eskisinden de daha güzel bir hale getireceğiz. Geçmiş belediyeler döneminde yapılan imar bozuklukları, plansız düzensiz yapıları da düzelteceğiz. Burayı bir açık turizm müzesi yapacağız. Geri kalanı rezerv alanları ile yapacağız. Vatandaş şundan emin olsun; o mahallede kim yaşıyorsa, kimin iş yeriyse o oturacak. Yıkılan her binanın yerine binamızı yapacağız, kimseyi aç açıkta bırakmayacağız. Vatandaşlarımızı da bulunduğu mahalleye yerleştireceğiz.

Ancak vatandaş başka ilçeyi seçer ‘ben buraya gitmek istiyorum’ derse, oranın kura çekimine saygı duyacağız. Rezerv alanında Defne’de, Kırıkhan’da Antakya’da yapacağımız konut ve iş yerleri orada yaşayan vatandaşlarımızın olacak. Bunu da demografik yapımızı, mahalle kültürümüzü, tarihimizi koruma adına yapıyoruz.

Antakya merkezde şu an birinci etap başladı, toplam beş etap. Toplam 5 bin 200 konut yapılıyor. Orada oturan sayısı 5 bin. 200 de fazladan yapılıyor ne olur ne olmaz diye.

Mehmet Öntürk, gazeteci Burcu Özkaya Günaydın'ın sorularını yanıtladı. 

'VATANDAŞ İSTEMEZSE YAPMIYORUZ'

Rezerv alan nedir? Nereler rezerv alan ilan edilecek, buralarda uygulama nasıl olacak. Rezerv alan uygulamasının rant amaçlı kullanılacağına ilişkin kaygılar var. Bu uygulamanın size oy kaybettireceğini düşünüyor musunuz?

Rezerv alan üzerinden manipülasyon yapıyorlar. Yanlış bilgi veriyorlar. Devlet vatandaşının malına el koyar mı? Diyelim ki şu alanda bir yıkım oldu, devlet burayı rezerv alan ilan ediyor, caddesini, planını projesini çok daha güzel bir şekilde yapıyor. Burada bir konutunuz var diye çağırıyor, çekiyor kurasını ‘buyurun bu ev sizin’ diyor. Bu el koyma mı daha iyisini yapma mı? Böyle bir şey olabilir mi?

Yerinde dönüşümün olduğu yerler de var. Rezerv alan dediğimiz yer, şehrin silüetini değiştirecek. Hakikaten Antakya çok farklı bir şehir olacak. Defne, Samandağ çok farklı olacak. Vatandaş diyor ki; 'Yapmayın biz istemiyoruz' yapmıyoruz zaten. Samandağ’da yaşadık bunu. Samandağ’da dediler ki, ‘Biz istemiyoruz, tamam siz bilirsiniz, siz yerinde yapın’ dedik ve bunun için de kredi veriyoruz. Arkasından bir sürü vatandaş bakanlığa kadar aradı, ‘biz istiyoruz gelin’ dedi.

Rezerv demek bir mahalleyi, bir etabı orada yaşayan insanlarımıza yeniden yapıp devlet tarafından planı, projesi altyapısıyla vatandaşa yapmaktır. Bunun üzerinden fitne yapılmaz, yazık insanlara. Bizim bir an önce şehirlerimizi yapmamız lazım. Her türlü alternatifi hükümetimiz sundu. Rezerv alanı kent merkezinde tarihine, kültürüne uygun yapma gayretinde. Millet çok mutlu bundan. Bunun üzerinden siyaset olmaz, Hatay bir medeniyet şehri. Hatay’da siyaset ikinci planda olmalı, hizmet yapmalıyız. Şu insanların halini görüyorsunuz, kenetlenip, insanları evine kavuşturmalıyız.

Vatandaş arıyor; 'bana bir konteyner verin de berber dükkânı açayım' diyor. Biz artık iş yerlerini yapmalıyız. Hamaset çok kolay. Elli tane yalan atarsınız. Belediye başkanı ile ilgili tek kelime konuştum mu? Halk toplantısını dinlediniz. Konuşmam, bana yakışmaz. Ben tüm renklerimizle, birlik beraberlik içinde kenti ayağa kaldıralım istiyorum.

'BU ŞEHRİ KADERİYLE BAŞ BAŞA BIRAKMA İŞİNE GİRMEYECEĞİZ'

Depremle beraber imar affı, kentsel dönüşüm, belediyede imara dair işlenen usulsüzlükler çok fazla insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Hatay’da seçilirseniz bu konularda nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Bu şehir fay hattında. Bu şehri bir daha kaderiyle baş başa bırakma işine girmeyeceğiz. Bu çarpık kentleşmeden, yapılaşmadan kurtulacağız. Doğru neyse günün teknolojisi neyse onun izinden yürüyeceğiz. İmar affını meclis çıkardı biliyorsunuz, o da farklı bir şeydi. Yeni yapılan binalar da yıkıldı, eski binalar yıkıldı, af falan yoktu. Bu şehrin gücü neyi kaldırıyorsa, bu şehrin planlaması ne ise onu yapmamız lazım. Onun statik hesaplarını koymamız lazım. Denetim mekanizması anlamında biz belediye olarak üzerimize düşeni yapacağız.

İskenderun’un il olacağı konuşuluyor. Sanayi, liman İskenderun ve çevresinde. Böyle bir durumda Hatay ekonomik açıdan nasıl toparlanacak?

İllerin belirlenmesi parlamentonun görevi. Parlamentonun onaylaması ile olur. Parlamentonun gündeminde böyle bir şey yok. Bu ayrıştırmanın temeline bakmak lazım. İskenderun, Antakya'dan ayrılmak istiyorsa bundaki temele bakmak lazım. Benim görevim, dağın öteki yüzü ile burayı kıyam etmek. İki tarafın ekonomisini denk getirirseniz kıyam ederler. Bir tarafı güçlü bir tarafı zayıf bırakırsanız ayrılmak isterler. Onun için bizim görevlerimizi adaletli yapmamız lazım. Şurası bize oy verdi, diğer yer vermedi dersek böleriz, biz bölmeye karşıyız, birleştirmek için geldik.

'CUMHURBAŞKANIMIZ HATAY’A ÇOK ÖNEM VERİYOR'

Hatay'ın şu an bir ekonomisi yok. Hatay’ı kalkındırmak için İller Bankası’ndan gelen gelir dışında projeniz var mı?

Cumhurbaşkanımız Hatay’ı çok seviyor ve çok önem veriyor. Tüm kaynağı buraya aktaracak. Ben iktisatçıyım. Bizler parasal yönetimi çok iyi yapacağız. Bir daha Hatay’ın gündeminde böyle şeyler olmayacak. Herkes memnun olacak zaten. Kaçakların önünü keseceğiz. Fayda maliyet analizlerini yaparak, Hatay’mızı tüm renkleri ile kamuya mal olmuş insanlarla platformlarla yeniden kuracağız. Spor, ekonomi, mimari her konuda bu platformlar şehrimizin hem ülke içinde hem de uluslararası alanda önünü açacak. Ne kadar hayırsever vatandaş varsa ne kadar yardım kuruluşları varsa hepsinin Hatay’daki çorbada tuzunun olmasını sağlayacağız.

Belediye seçimlerinde partiler değişince mevcut belediye işçilerinde ‘acaba işten atılır mıyız’ korkusu da ortaya çıkıyor. Siz seçilirseniz yeni kadrolaşma yapmayı düşünüyor musunuz?

AK Parti'nin kurucusuyum, ilçe başkanıyım. İktidara geldiğimiz zamanlarda Kırıkhan Devlet Hastanesi’nin başhekimi bana 'işçilerle ilgili ne yapmamı istersiniz' diye sordu. Bunları çıkarıp yerine yeni almaktan bahsediyor, böyle bir durum varmış. Ben de çok gencim o zamanlar, ilçe başkanıyım, ideallerim var. Dedim ki, çalışan herkes benim kardeşimdir. Çalışmayan, siyaset olarak burayı kullanan varsa ve maaşını buradan alıyorsa ona bir şey diyemem, o takdir sizin. Biz vatandaşa iş ayarlamak zorundayız, kimsenin ekmeği ile oynamaya hakkımız yok. Bu düsturla 17 sene siyaset yaptım, hiç kimsenin ekmeği ile oynamadım. Şahsımdan örnek vereyim; benim binin üzerinde iş ortağım var. Onlar olmasa ekemem, biçemem, fabrikamı çalıştıramam. Pandemi yaşadık değil mi? Bir yıl sokağa çıkılmadı. Müdürüme talimat verdim, 'bir işçi bile işten çıkarılmayacak' diye. Kredi kullanacaksınız, mal satacaksınız ama işçi çıkarmayacaksınız. Biz bu kültürden geliyoruz. Büyükşehrin tüm çalışanları benim kardeşimdir.

Biz bunu Allah’ın izniyle de büyüteceğiz. Türkiye’nin en uzun sahiline sahip iliz. Belediyenin denizcilik ile ilgili bir kuruluşu var mı? Yok. Gemi atıklarını boşaltıp gidiyor. Bunun takibi var mı? Bunlarla ilgili eleman ihtiyacımız olacak. Bir sürü yan kuruluşumuzu kuracağız. İmar ile ilgili deniz ile ilgili yan kuruluşlar kuracağız. Bunlar hep ihtiyaç. Bırakın işten çıkarmayı biz pastayı büyüteceğiz. Tek derdimiz, tüm renklerimizle beraber olup, kardeş olup bu şehri ayağa kaldırmak. Başka derdim yok.