ORDU - Gürgentepe Belediyesi'nin AK Partili Belediye Başkanı Yaşar Şahin'in, belediyeye ait şirkette çalışan 2 kadın işçiye makam odasında sendikadan istifa etmeleri için uyguladığı baskının görüntüleri ortaya çıktı.

'BEN DEDİĞİMİ YAPTIRMAZSAM YAŞATMAM'

2019 yılı Haziran ayında yaşanan olayda, Başkan Şahin makam odasına çağırdığı 2 kadın işçi ile Türk-İş'e bağlı Belediye-İş Sendikası'dan istifa etmeleri konusunda tartışıyor. Kadın işçileri içeri girer girmez "Oturma" diyerek azarlayan belediye başkanı görüntülerde, “Ben belediye başkanı olarak bu şirketinde müdürü olarak, yetkilisi olarak diyorum ki; siz bu sendikadan istifa edin” diyor. Başkan ardından “Ben dediğimi yaptırmazsam yaşatmam” tehditvari bir üslup kullanıyor.
.

Kadın işçilerin istifa etmeyeceklerini söylemeleri üzerine Şahin odasına çağırdığı bir erkek personelden, 4 kişi hakkında emirlere itaat etmedikleri için tutanak tutmasını istiyor. Erkek personel bir süre sonra odadan ayrılıyor ama kadınlar tutanak tutulmasına da itiraz ediyor.

ODASINDAN KOVDU

Kadınların itiraz etmesine sinirlenen Başkan Yaşar Şahin, sinirle koltuğundan kalkarak, bağırarak hakaretlerine devam ediyor ve "Ne kadar terbiyesizmişsiniz lan siz" diyerek 2 kadını odasından kovuyor. Kadın işçiler odadan ayrılırken dava açacaklarını söyleyerek çıkıyor.

DAVAYI KAZANDILAR ANCAK İŞE DÖNEMEDİLER

Yaşar Şahin sendikadan ayrılmayan 4 işçi hakkında amirlerine itaat etmedikleri gerekçesiyle tutanak tutturuyor ve kısa bir süre sonrada işçileri işten çıkarıyor. İşçiler açtıkları davayı kazansalar da tekrar görevlerine geri dönemedi.

KARACA: ŞEHİT YAKINIYIM

İşten çıkartılan işçilerden Sevinç Karaca’nın, 1996 yılında Hakkari Şemdinli’de PKK ile çıkan çatışmada vefat eden jandarma er Sezgin Karaca’nın yengesi olduğunu söylediği belirtildi. 15 yıl AK Parti kadın kollarında çalışan 2 çocuk annesi Karaca, şimdi bir tekstil atölyesinde çalışıyor.

'BİZE YAPMADIĞI, ÇEKTİRMEDİĞİ KALMADI'

 Sevinç Karaca, Gerçek Gündem'e yaptığı açıklamada ise belediye başkanının yaptıklarının zalimlik olduğunu söyledi. Soruları yanıtlayan Karaca'nın açıklamaları şöyle:

Olaylar nasıl gerçekleşti? 

Orada gördüğünüz görüntü, bir buçuk yılı aşmış bir süre öncenin görüntüsü. O görüntüleri ben alıp mahkemeye sunmuştum. Sendikal baskı zaten seçimden 1-2 ay sonra başlamıştı. Pozitif ayrımcılıkla direk göreve başlamıştı başkan. Sonrasında bize yapmadığı, çektirmediği kalmadı.

Hangi sendikada örgütlüydünüz?

Belediye-İş sendikası

'TAZMİNATI AZ ÖDEMEK İÇİN GARSONLUĞA GEÇİRDİ'

Sonrasında görevden uzaklaştırıldınız mı?

Ben zaten temizlik işçisiydim. Tazminatı az ödemek için beni garsonluğa geçirdi ve sonra da işten çıkardı. Sendika hakkımızı aradı, dava açtık. Davayı kazandık çok şükür. Mahkeme kararına uyulmadı, hala göreve başlatılmadık.

Şehit yakını olmanız ile gündeme geldi olay. Bu konuda yorumunuz nedir?

Eşimin abisi. Benim de amcamın oğlu. Şehit Jandarma Er Sezgin Sezgin Karaca. 1996'da şehit oldu. Bu olayları yaşadım, onca mahkeme gördüm. Benim avukatım dahil kimse benim şehit yakını olduğumu bilmiyordu. Ama bu haber nasıl oldu, nasıl bitti orayı çözemedik. Bu görüntü nasıl ortaya çıktı hiçbir bilgim yok. Telefonla arandım, internette, haberlerde gördüm. 

Belediye başkanı olayın gerçekleştiği gün size neler söyledi? 

Orada gördüğünüz konuşma oldu. Onun öncesinde sabah genel personel toplantısı oldu. Toplantıda herkese tek tek sendikadan istifa edip etmediğini sordu. Herkes etti zaten. Bir tek ben kalmıştım. Ben de etmeyeceğimi söyledim. Tüm çalışan arkadaşlarımızın gözü önünde odadan kovdu. Görüntünün çekildiği günün sabahında kovdu. Öğleden sonra beni tekrar çağırdı. Konuşmamızda bu olay oldu.

'ÖNCESİNDE TEHDİTLER OLDU'

Bunun öncesi var. Çok öncesinde de aynı tavırlar, hareketler, tehditler oldu. "İstifa edeceksiniz, başkana karşı geliyorsunuz" gibi. "Başkanım, bu sendikaları ben kurmadım, ben de üye olmadım. Önceki dönem belediye başkanı anlaşmış, üye olmuş, bizi üye yapmış. Bizim bununla ilgili çok bir bilgimiz yok. Aklımız ermiyor zaten. Neden bize bu kadar ısrar ediyorsunuz." dedim.

Daha önce kendisiyle iş değişikliği için özel görüşme yapmıştım. O görüşmede, "Ben sana iş değişikliği yapmayacağım ama 10 işçi çıkaracağım, yerine de 10 işçi alacağım. Kendi ekibimle çalışacağım" demişti. Ben o lafının üzerine sendikadan istifa etmedim. İstifa etseydim sendikanın hiçbir üyesi kalmıyordu. Hepimiz sendikasız olarak kalıyorduk. Sonrasında ne yapacaktı? O da onun fikri. Onun kalbini bilemem artık. 

'DİK DURUŞUMU HER ZAMAN KORUDUM'

Size o hakaretleri ettiğinde ne hissettiniz?

Orada da görmüşsünüzdür. Ben dik duruşumu her zaman koruyan bir insanım. Öyle ahım şahım yaşantıdan gelen birisi değilim. Fakirlikle, yoklukla dimdik ayakta durarak çocukluk geçirdik. Bugüne kaldık. Ben ona gerekli cevabı verdiğimi düşünüyorum. Ben hukuka güvendim. Ben adalete güvendim. Benim tek güvendiğim şey Allah'ımın adaleti ve mahkeme ilamı. 

Mahkemeyi kazandınız ama uygulanmadı karar...

Evet. Oturdum Allah'ımın adaletini bekliyorum. Rabbim her şeyi görüyor, biliyor. Allah herkesin hakkından gelsin. Nerede zalim varsa hakkından Rabbim gelsin. (YURT HABERLERİ)