Akar: Ermenistan'a uzatılan barış eli fırsat olarak değerlendirilmelidir

Azerbaycan'a ziyarette bulunan Milli Savunma Bakanı Akar, "Aliyev ile Erdoğan'ın uzattıkları barış elinin, Ermenistan tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmesini istiyoruz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Zafer Günü dolayısıyla ziyarette bulundukları Azerbaycan'da gazetecilerle de bir araya geldi. Azerbaycan Savunma Bakanı Orgeneral Zakir Hasanov'un da katıldığı toplantıda, Azerbaycan basınının sorularını yanıtlayan Akar, "Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın uzattıkları barış elinin, Ermenistan tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmesini ve fırsatın da kullanılmasını istiyoruz" dedi.

Dağlık Karabağ'da Azerbaycan ve Ermenistan arasında 27 Eylül 2020'de başlayan ve 9 Kasım 2020'de imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sona eren çatışmalara değinen Akar, "Şimdi ise yeni bir mücadele başladı, ekonomik bir mücadele. Oradaki insanların tekrar topraklarına dönmeleri, barış, huzur ve güven içinde yaşamalarına yönelik bir mücadele. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte çalışmak suretiyle haince, alçakça oralara yerleştirilen ve masum halkın hayatını tehdit eden el yapımı patlayıcılar ve mayınlar başta olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikenin giderilmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Orada temizlenen topraklar da çok şükür ekonomiye kazandırılıyor" diye konuştu.

'TÜRKİYE-RUSYA ORTAK GÖZLEM MERKEZİ'NİN SINIRLARI BELLİ'

Türk-Rus askerlerinin görev yaptığı ortak merkezin faaliyetlerine ilişkin soruya ise Akar, şu yanıtı verdi:

"Ortak Merkezin görevleri, sınırları belli. Zaman zaman farklı birtakım girişimler olmakla beraber değerli kardeşim Azerbaycan Savunma Bakanı Orgeneral Zakir Hasanov, bu konularda çok dirayetli şekilde gerekli düzeltmeleri yapıyor, fikirler ortaya koyuyor. O merkezin belirlendiği çerçevede çalışması için her türlü gayret gösteriliyor. Buradaki maksadımız ateşkesin sürekliliğinin sağlanması ve ateşkes ile birlikte bölgeye istikrarın gelmesi. Bu konudaki ciddiyetimizi, samimiyetimizi, dostluğumuzu ortaya koyduk, koyuyoruz. Buradan herhangi bir sapma yok.

Orada sadece Rusya ve Türkiye değil, aynı zamanda Azerbaycan da idari ve emniyet görevlerinde, oradaki faaliyetlerin yürütülmesinde çok ciddi gayret sarf ediyor. Bunun sonucu olarak da ateşkesin önemli ölçüde sürdüğünü, ihlallerin ciddi şekilde azaldığını ve istikrara doğru önemli adımlar attığımızı da büyük bir memnuniyetle müşahede ediyoruz. Oradaki Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, üzerine düşen görevler neyse bunları büyük bir aşk ve önemli bir görev yaptıklarının bilinciyle yerine getiriyorlar. Ufak tefek bazı sıkıntılar olmakla beraber bunları da görüşmeler yoluyla çözmek suretiyle ilerlemeye devam ediyoruz."

Başka bir soru üzerine, haziran ayından Alivey ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzaladığı Şuşa Beyannamesi'ni 'sahip olunan duyguların, düşüncelerin kağıda dökülmesi' olarak nitelendiren Akar, "Hem Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan hem de Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in ülkelerimiz için gördükleri perspektifi, vizyonu ortaya koydukları bir belge" ifadelerini kullandı.

Bu kapsamda çalışmaları sürdürdüklerini aktaran Akar, "Bir taraftan yeniden yapılanma, modernizasyon, personelimizin ve Azerbaycan'ın kahraman personelinin eğitimini, harekata hazırlık düzeyini en üst düzeye getirmek için çalışmalarımız sürerken, diğer taraftan da bu kahraman ve fedakar personelin donatımı için savunma sanayisi konusunda ihtiyaç duyulan harp silah, araç ve gereçlerinin teminiyle ilgili çalışmalarımız var. Bu çerçevede çok sıkı iş birliği halinde tek yumruk ve tek yürek olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi. 

"Bölgede durumun gerginleştirilmesine yönelik bir takım faaliyetlerin olduğunun" belirtilmesi üzerine Bakan Akar, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir konuşmasında 'barış güvercini olmak istiyoruz' ifadesini kullandı. Burada haklı, gerekli ve uluslararası meşruiyeti bulunan bir mücadele yapıldı. Bu mücadelede herhangi bir şekilde bir başka ülkenin toprağı işgal edilmedi, herhangi bir insanın, grubun, milletin hakkı gasbedilmedi. Biz, Azerbaycan'ın öz topraklarının işgalden kurtarılması için gayret gösterdik. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde bu düşmanlıklarla bir yere varılamayacağını herkesin anlaması lazım. Geleceğe bakmak lazım."

'İSTİKRAR ORTAMININ SAĞLANMASINI BEKLİYORUZ'

Erdoğan ve Aliyev'in, tarafların hem güvenliği hem de hak ve menfaatlerinin sağlanması bakımından neler yapılabileceğine yönelik açıklamalarının olduğunu söyleyen Akar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev ile Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın uzattıkları barış elinin, Ermenistan tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmesini ve fırsatın da kullanılmasını istiyoruz. Dolayısıyla burada Azerbaycan, Ermenistan, Türkiye, Gürcistan, Rusya, İran, bunların hep beraber konuşmak suretiyle istikrar ortamının sağlanmasını bekliyoruz. Bakın çatışmaların olduğu, sıkıntıların yaşandığı dünyada çeşitli bölgeler var. Söz konusu bölgelerden konuşup siyasal çözümler bulabilenler çok daha güvenli, çok daha müreffeh noktalara geldiler. Bunun görülmesi lazım. Tabii buradaki kilit faktör, Ermenistan'ın bunu anlaması ve bu manada da olaya sahip çıkmasıdır. Eğer bunu anlar ve gerekli katkılarda, hareketlerde bulunur, gerekli reaksiyonları gösterirse hem güvenlik hem de refah bakımından çok ciddi ilerleme sağlanabilir."

'ZENGEZUR GİBİ BAĞLANTILARIN KİMSEYE ZARARI YOK'

Azerbaycan'ın da ihtiyaçlarının olduğunu dile getiren Akar, "Nedir mesela? Zengezur bağlantısı var. Bu bağlantının kimseye zararı yok. Yani burada yapılması gereken şey iki toplumun birbiriyle buluşması. Bunları desteklemek lazım. Bunları engellememek lazım. Bu tür gelişmeler refahı yayar. Bu sadece Azerbaycan'da kalmaz. Bütün çevre ülkeler de bundan yararlanma imkanı bulur" değerlendirmesinde bulundu. (AA)