Akıl dışı bir takıntı: Hem büyüyeceğiz hem enflasyonu düşüreceğiz
Ya dezenflasyonist önlemler gevşeyecek ya da çok daha düşük bir büyüme gelecek. Üçüncü bir seçenek eşyanın tabiatına aykırı!
NOT ARTIRIMI ETKİSİYLE BORSA HAFTAYI 10,000 PUANIN ÜZERİNDE TAMAMLAYABİLİR
BIST 100 endeksi geçen haftayı da 10,000 seviyesinin altında kapadı. Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 0.63, altının gram fiyatı yüzde 0.29 ve dolar/TL yüzde 0.26 azalırken, Euro/TL yüzde 0.03 artış kaydetti. BIST 100 endeksi, en düşük 9,768.60 ve en yüksek 10,159.21 puanı gördükten sonra haftayı, önceki hafta kapanışına göre yüzde 0.63 değer kaybederek 9,771.16 puandan tamamladı. Bugün itibarıyla, Fitch'in not artırımının etkisiyle BIST 100'ün 10,000 seviyesinin üzerine gelmesi beklenebilir. Yükseliş trendi dalgalı da olsa devam eden altın, geçen haftayı kayıpla kapattı. Altının nereye kadar yükselişini sürdüreceği, Fed'in faiz indirimine göre netlik kazanacak. 50 baz puanlık bir indirim, ons altında hızlı bir yükselişi getirecektir. 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı geçen hafta yüzde 0.29 azalışla 2,749 TL'ye, cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 2.02 düşüşle 18,343 TL'ye indi. Bir önceki hafta sonu 4,617 TL olan çeyrek altının satış fiyatı 4,605 TL'ye geriledi. Geçen hafta ABD Doları yüzde 0.26 değer kaybederek 33.9790 TL'ye inerken, euro ise yüzde 0.03 artışla 37.6970 TL'ye çıktı. Yatırım fonları bu hafta yüzde 0.44 ve emeklilik fonları yüzde 0.50 değer kazandı. Yatırım fonları içinde en çok kazandıran yüzde 1.09 ile 'hisse senedi' fonları oldu.
TÜİK RAKAMLARINA GÖRE ENFLASYON DÜŞÜYOR, AMA KİMSE BUNU HİSSEDEMİYOR!
Resmi verilere göre, enflasyon baz etkisinin de katkısıyla ağustos ayında yavaşladı. Enflasyonda bir düşüş trendi olduğu doğru, ancak rakamlar doğru değil. Bunu bilmeyen yok... Devletin resmi kurumu, bir alışkanlık haline getirdiği makyajlamayı sürdürüyor. Makyajlanmış TÜİK verilerine göre, ağustosta aylık enflasyon yüzde 2.47 oldu. Yıllık enflasyon ise yüzde 51.97 seviyesinde. Yıllık çekirdek enflasyon da yüzde 60.23 seviyesinden yüzde 51.56'ya geriledi. Temmuz ayında aylık enflasyon yüzde 3.23, yıllık enflasyon ise yüzde 61.78 olarak gerçekleşmişti. Eğitim sezonunun yaklaşmasıyla aylık ve yıllık bazda en çok fiyat artışı yaşanan harcama grubu eğitim oldu. TÜİK verilerine göre, ağustosta eğitim grubunda fiyatlar aylık olarak yüzde 11.34 arttı. Doğalgaz zammının da etkisiyle eğitim grubunu aylık yüzde 8.51 ile konut grubu izledi. Konutun ardından yüzde 4.46 ile alkollü içecekler ve tütün geldi. Yıllık olarak eğitim grubunda artış yüzde 120.81 oldu. Yıllık enflasyonda eğitimi yüzde 101.49 ile konut, yüzde 67.70 ile lokanta ve oteller izledi. Endekste yer verilen 143 temel başlıktan 22 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, üç temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 118 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.
ÜRETİCİ FİYATLARI 40 AYIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE
TÜİK verileri tüketici fiyatlarında (TÜFE) ve üretici fiyatlarında (ÜFE) düşüş ivmesinin sürdüğünü gösteriyor. Düşüş eğilimi doğru, ancak gerçek enflasyon rakamlarını ve düşüş eğilimini daha gerçeklere yakın bir şekilde takip etmek için bu ölçümleri bağımsız olarak hesaplayan Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) verilerini dikkate almak çok daha mantıklı. Zaten hanehalklarının yıllık enflasyon beklentisi de ENAG verilerine daha yakın. ENAG hesaplamalarına göre, ağustosta TÜFE aylık yüzde 3.47 arttı. TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 90.35 olarak gerçekleşti. Şimdi dönelim tekrar TÜİK verilerine ve üretici fiyatlarına bir göz atalım. ÜFE artışı ağustosta yıllık bazda yüzde 35.75 oldu. Böylelikle yıllık ÜFE 40 ayın en düşük seviyesine geriledi. Aylık olarak bakıldığında ise üretici fiyatlarında artış yüzde 1.68 oldu. Ağustos ayıyla birlikte, ÜFE'nin TÜFE'nin altındaki seyri 14 aydır devam ediyor. Bloomberg HT anketine katılan kurumların beklentisi ağustosta aylık enflasyonun yüzde 2.6, yıllık enflasyonun ise yüzde 52.1 seviyesinde olması yönündeydi. Temmuz ayında yönetilen-yönlendirilen ürünlere yapılan zamların ardından aylık bazda enflasyonda hızlanma kaydedilmiş, ekonomi yönetiminden gelen mesajlarda ise bu yükselişin geçici olduğu iddia edilmişti. Ağustosta ise doğalgaz fiyatlarına zam gerçekleşmişti. Para Politikası Kurulu toplantısının özetlerinde TCMB, ağustos ayında aylık enflasyonun, gıda fiyatlarındaki düşük seyrin de etkisiyle bir önceki aya kıyasla yavaşlayacağını belirtmişti.
OVP: KORELASYON KURMANIN İMKANSIZ OLDUĞU BİR MASAL
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, her ne kadar Orta Vadeli Programın (OVP), makroekonomik politika çerçevesi ve hedefleriyle öncelikli reform alanlarını ve takvimini ortaya koyduğunu iddia etse de, gerek piyasalar gerekse ekonomistler '2025-2027 Orta Vadeli Program'ın bir hayal kırıklığı olduğunda hemfikir. Yılmaz, "Bu kapsamda, ekonomik istikrarı sağlamak ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için belirlenen politikalar ve reformlar, önümüzdeki üç yıllık dönemde ekonomimizin yol haritasını oluşturacaktır. Öngördüğümüz takvime uygun olarak dezenflasyon sürecinin etkileri 2024 Haziran ayından itibaren başladı" diyor da, hangi makroekonomik göstergeye ilişkin rakamlara bakarsanız bakın, bir diğeriyle çelişiyor. OVP'nin amacının, 'enflasyonun tek haneye düşürülmesi, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması, gelirin toplumun tüm kesimlerine adil dağıtılması olduğu' tarifi bile sıkıntının göstergesi. Bu enflasyonist koşullarda büyümeden taviz vermeden enflasyonla mücadelede başarılı bir sonuç almak mümkün değil. Doğal olarak işsizliğin artması da kaçınılmaz Cari açığın bu kadar radikal bir şekilde düşürüleceğini hedeflemek, öngörülen büyüme rakamıyla çelişik. OVP'de kur öngörüleri de ihracatçının şikayetlerinin göz ardı edildiğinin bir göstergesi. Bu yıl sonu için doların 33.22 TL, gelecek yıl için 42.01, sonraki iki yıl için ise sırasıyla 44 ve 46 TL civarı olması öngörülüyor. En ciddi kur artışı 2025'te olacaksa nasıl olacak da bunun enflasyona etkisi olmayacak? Aslına bakarsanız, her rakam başka bir soruyu akla getiriyor ve bu rakamlar arasında mantıklı bir korelasyon kurmanız imkânsız. En azından makroekonomik kriterlerle bu böyle...