Akşener: Cinping Perinçek, Erdoğan ve Bahçeli'yi esir almış
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, iktidarı Uygur sorunu ve HDP Esenyurt ilçe binasında PKK lideri Abdullah Öcalan posteri bulunması üzerinden eleştirdi. Akşener, "Bu Cumhur İttifakı gerçekten bir acayip… HDP binasında, Apo posteri bulunca şaşırıyorlar ama, seçim zamanı mektubunu okutmaya gelince, dert etmiyorlar" dedi.
DUVAR - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, esnafın kredi borçları ertelendiğine göre Erdoğan'ın piyasa şartlarını bildiğini, buna rağmen dükkanların kapanmadığından söz ettiğini belirtti. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in adına gönderme yaparak, "Cinping Perinçek" diye isimlendirdiği Doğu Perinçek'in Erdoğan ve Bahçeli'yi esir aldığını söyleyen Akşener'in açıklamalarından başlıklar şöyle:
NASIL İŞLER TIKIRINDA DİYORSUN? Esnafımızın kredi borçlarını erteleme kararı aldığına göre, Sayın Erdoğan, piyasa şartlarını biliyor olmalı, değil mi? Ancak nedense, bu karara rağmen, çıktı dedi ki; “Bazı dostlar diyorlar ki, dükkanlar kapanıyor, şirketler kapanıyor. Kapanan falan yok, her şey ortada.” Aynen böyle dedi…E, ben de şimdi doğal olarak, kendisine sormak istiyorum: Eğer işler yolundaysa, ve her şey de ortadaysa, kredi taksitlerini neden öteliyorsun? Yok eğer esnaf zordaysa, ve ödemelerini öteliyorsan, o halde nasıl oluyor da, işler tıkırında diyorsun? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu Sayın Erdoğan? 2020 yılında, 40 binin üzerinde gerçek kişi işletmesi ve şirket kapandı. Kaldı ki, resmi kapanma işlemi zaman aldığı için, fiilen kapanan işletme sayısı, maalesef bunun çok üzerinde. Ayrıca, kriz dönemlerinde kurulan şirket sayısının artması, kimseyi yanıltmasın. Böyle dönemlerde, borçlarını ödeyemediği için, birçok firmanın kredibilitesi bozulur. O nedenle firmalar, iş yapabilmek ve bazı yükümlülüklerden kaçınmak için, çareyi yeni şirket kurmakta bulurlar. Sayın Erdoğan’a şiddetle tavsiye ediyorum. Tespitlerini sağlam analizlere dayandır. Danışmanlarının kulağına üfledikleriyle, milletimizin huzuruna çıkıp, yalan yanlış konuşma. Veriler ortadayken, “Kapanan işletme yok” demek en hafif tabiriyle ciddiyetsizliktir. Çaresizlikten kurulan şirketlere bakıp, “İşler tıkırında” demekse, düpedüz cehalettir.
HAKSIZ MIYMIŞIM SAYIN ERDOĞAN? 15 Temmuz’da, kahramanlık destanı yazan Kahramankazan’da, bir giyim mağazasına girdim. Dükkan sahibi kardeşim diyor ki; “Isıtmayı bile karşılayamıyoruz, dükkan buz gibi. Saat 1 oldu, hâlâ siftah yok. 5 aydır kira ödeyemiyorum. Dayanacak güç kalmadı.” İstanbul Kartal’da bir kuyumcu kardeşim diyor ki; “80 yaşında bir teyzemiz geldi, eşinden kalan yüzüğü bozdurdu.” Eskiden vatandaş kuyumcuya yatırım için giderdi. Şimdilerde, fatura ödeyebilmek için, alyans bozdurmaya gidiyor. Bakın bilezik demiyorum, yuvasının nişanesi alyansını bozduruyor, alyansını. Bak, İstanbul’daki bir tuhafiyeci kardeşim ne diyor; “Benim işim iyi ya da kötü ne fark eder? Yan dükkânın sahibi arkadaşım dayanamadı, kapattı.” Ben sana daha en başından, sarayın sakıncalarını söyledim. “Saray insanı milletinden koparır, gerçeklerden koparır, başka bir sanal evrene hapseder” dedim. Sense gittin, sarayın üstüne bir de ucube sistem kondurdun. Haksız mıymışım?
PERİNÇEK ESİR ALMIŞ: Görüyoruz ki; Çin Merkez Komitesi Türkiye Komiseri, namı diğer “Kısmen İktidar”, Sayın Cinping Perinçek, “Müslümanım” diye diye gezen Sayın Erdoğan’ı da, “Türk Milliyetçisiyim” diye diye gezen Sayın Bahçeli’yi de, nasıl olduysa esir almış. Çin’in, Türkistan’da, Uygur kardeşlerimize uyguladığı zulme, Avrupa’dan, Amerika’dan ses geliyor, ama Ankara’dan hala çıt çıkmıyor. Bu Cumhur ittifakı gerçekten bir acayip… HDP binasında, Apo posteri bulunca şaşırıyorlar ama, Seçim zamanı mektubunu okutmaya gelince, dert etmiyorlar. Yana yakıla, “HDP kapatılsın” diyorlar ama, bunun için en ufak bir adım bile atmıyorlar. Nitekim bunlara sorarsan, en büyük Türk, en has Müslüman kendileridir ama, "Müslüman Türküm” dediği için, zulüm gören kardeşlerimizi duymuyor, iki laf edemiyorlar. Böyle cıvıklık, böyle ciddiyetsizlik olmaz. Böyle devlet yönetilmez. Yazıklar olsun. Ayrıca ortada bir de, Çin’le 2017 yılında yapılmış bir, “Suçluların İadesi Anlaşması” var. Bunu, Dışişleri Komisyonu gündemine almaya cesaret edebilecekler mi çok merak ediyorum. Buradan ilan ediyorum; bunu yapacak kişi, kardeşlerimizin mezalimine imza atacak kişidir. Ve bunu bir utanç nişanı olarak, ömür boyu taşıyacaktır.
ZENGİN TÜRKİYE'Yİ KURMAK KOLAY: AK Parti iktidarı, sarayda sefaya dalıp, bu ucube sistemle birlikte bizi fakirliğe mahkum ederken, Polonya, kaynaklarını yüksek teknoloji üreten, dünyaya açılma potansiyeli olan işlere ayırdı. 10 yıl önce aynı yerdeydik. Bugün bir Polonya vatandaşı, bir Türk vatandaşından iki kat zengin. Sayın Erdoğan, kaynaklarımızı eşi dostu yandaşı zengin etmeye harcarken, Güney Kore, teknolojik gelişime ve eğitime kaynak ayırdı. Bugün bir Güney Kore vatandaşı, bir Türk vatandaşından 4 kat daha zengin. Ve ne kadar acıdır ki; bu ülkelerin, ne Türkiye kadar geniş tarım alanları var, ne de Türkiye kadar engin turizm kaynakları var. Bu ülkeler, doğal kaynak ve coğrafi konum açısından, Türkiye’ye göre dezavantajlı ülkeler. Şimdi bir kez daha soruyorum: Tükettiğinden daha fazlasını üreten bir Türkiye inşa etmek, bu kadar zor mu? Hayır. Sayın Erdoğan için imkansız olabilir ama, İYİ Parti iktidarında zengin, güçlü ve mutlu bir Türkiye’yi kurmak çok kolay. (HABER MERKEZİ)