Alaattin Aktaş: Hesabı masaya bırakıp çıkamıyoruz

Ekonomi uzmanı Alaattin Aktaş, fiyatlama algısı ve fiyatlama davranışlarındaki bozukluğa değindi, "ya çaya ödediğim 40 lira çok fazla ya 30 liralık kablo çok ucuz" diye yazdı.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Ekonomi uzmanı Alaattin Aktaş, enflasyonun en önemli etkilerinden birinin de hizmet sektöründeki fiyatlandırma davranışlarına yansıyan tutarsızlık olduğunu dile getirdi. Bir adet HDMI kabloya 30 Tl veren Aktaş, gittiği bir kafede bir bardak çay için 40 lira ödedikten sonra kaleme aldığı yazısında "Ya çay çok pahalı ya kablo çok ucuz. Mal ve hizmet fiyatları arasında bir dengesizlik mevcut ama fiyat artışı açısından da bir makas olduğu dikkati çekiyor." ifadelerini kullandı. 

Enflasyonun artmadığı ülkelerde bir çayın ya da kahvenin fiyatını tahmin etmenin çok zor olmadığına değinen Aktaş, "Yurt dışında yaşayanlar ya da sık sık yabancı film seyredenler iyi bilir. Bir kafeden, bir bardan ayrılacaksanız ve aceleniz varsa hesabı beklemeniz gerekmez; birkaç banknot çıkarıp masaya bırakır ve çıkıp gidebilirsiniz. Fiyat değil düne, bir hafta önceye, bir ay önceye göre, bir yıl önceye göre bile çok değişmemiştir ki..." diye yazdı. Merkez Bankası verilerine göre de hizmet fiyatlarındaki artışın mal fiyatlarına göre çok yükseklerde olduğuna değinen Aktaş, ekonomi yönetiminin faiz politikasına ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

"Demiri kesen emir, kuşkusuz faizi de indirtebilir; ama o zaman özellikle hizmetler sektöründeki yapışkan ve ekonomik gerçeklerle izah edilemeyen fiyatlama davranışları daha da bozulur. Merkez Bankası da sürekli olarak ’hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık’ derken haklı çıkmış olur.

Reel sektör açısından ise tam bir sakal-bıyık durumu yaşanıyor.

Faizin mevcut düzeyi maliyetleri artırıyor ve durgunluğa yol açıyor. 

Faiz indirilse bu sefer de kurda yaşanabilecek artıştan kaynaklanacak bir maliyet artışı söz konusu olacak.

Merkez Bankası ’Ben enflasyona bakarım, gerisi beni ilgilendirmez’ yaklaşımı sergiliyor.

Siyasetçi ise olan biteni şimdilik sessizce izliyor, bakalım nereye kadar?"

(ALINTI)