Ali Babacan: Avrupa Birliği Türkiye için ne zaman hazır olacak?

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, 'To Vima' gazetesine verdiği söyleşide "Türkiye nispeten kısa sürede AB üyeliğine hazır hale gelebilir. Ancak soru şu; AB Türkiye için ne zaman hazır olacak?" dedi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yunanistan’da yayınlanan 'To Vima' gazetesine konuştu. Babacan, 19 Mayıs tarihinde yayınlanan söyleşide genel ve yerel seçimler ile Gazze ve Türkiye-AB ilişkilerine değindi.

“Türkiye-AB ilişkileri hala on yıl önceyle aynı önemi taşıyor mu, yoksa Türkiye’nin Avrupa vizyonu kayıp mı oldu?” sorusunu Ali Babacan şöyle yanıtladı:

“Avrupa Birliği, Türkiye için önemli bir ortak; Türkiye de Avrupa Birliği için öyle. Bu ortaklık ticaretten yatırıma, turizmden kültüre ve güvenliğe kadar çok geniş bir alanı kapsıyor. Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin büyük ölçüde siyasi nedenlerden dolayı ilerlemediğini söyleyebiliriz. AB sürecinin gerektirdiği reformları çok yüksek bir hızla hayata geçirebileceğimizi geçmişte gösterdik. Bu reformlar Türkiye'nin sistemsel olarak gelişmesine ve vatandaşlarımıza daha yüksek yaşam standartları sağlamasına olanak sağlıyor. Türkiye nispeten kısa sürede Avrupa Birliği üyeliğine hazır hale gelebilir. Ancak soru şu; AB Türkiye için ne zaman hazır olacak?”

'SEÇİMLER VATANDAŞIN SANDIĞA OLAN İNANCINI BİR KEZ DAHA KANITLADI'

Kendisine yöneltilen “Geçen seneki genel seçimler ve bu yıl yapılan yerel seçimler sonrasında Türkiye'deki iç siyaset tablosunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu Ali Babacan şöyle yanıtladı:

“Kuşkusuz ki ülkemizin demokrasi pratiklerinde ciddi sorunlar bulunuyor, ancak her iki seçim de vatandaşın sandığa olan inancını bir kez daha kanıtladı. Seçimlerin ardından ülkemizin kaderinin hala vatandaşların elinde olduğunu ve vatandaşların oy verme yoluyla bazı şeyleri değiştirebileceğini görmüş olduk. Son birkaç yıldır Türkiye ile Mısır, Suudi Arabistan, BAE gibi ülkeler arasındaki ilişkiler normalleşme sürecine girdi. Muhalefetin nüfuz ve gücünün artması, hükûmeti bu yöne sevk eden önemli bir etken olarak görülüyor.”

'İSRAİL İNSAN HAKLARINI İHLAL ETTİĞİ SÜRECE KALICI BARIŞ ASLA SAĞLANMAZ'

Babacan, “Erdoğan'ın ateşkes müzakerelerinin bir parçası olma arzusu var mı? Bu çaba yalnızca Hamas'la dayanışmanın bir sonucu mu, yoksa Türkiye'nin Ortadoğu ve Arap dünyasında oynadığı daha kapsamlı bir rolle mi ilgili?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Türkiye, Filistin halkı ile her zaman yakın dayanışma içinde olacaktır. Bu kırmızı çizgimizdir. Türk diplomasinin ateşkes için çaba gösterdiğine inanıyorum. Ancak ateşkes başka bir şey, 'kalıcı barış' ise bambaşka bir şey. Gazze'nin ağır tecrit altında bir açık hava hapishanesi olduğunu unutmayalım. İsrail hükûmeti kutsal ve mukaddes mekanlara yönelik saygısız tutumu ve buralara yönelik saldırılarıyla geçmişten beri sürekli gerilimi tırmandırdı. Uluslararası toplumun sayısız uyarısına rağmen Batı Şeria'da hukuka aykırı yerleşkeler kurulmaya devam etti.İsrail hükûmeti temel insan haklarını sürekli ihlal eden bu pervasız politikalara son vermediği sürece kalıcı barış asla sağlanmayacaktır.”

'TÜRKİYE'NİN RUSYA İLE DE KONUŞABİLME AVANTAJINA SAHİP OLDUĞUNA İNANIYORUM'

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, “Erdoğan'ın Ukrayna'da devam eden savaş ve oradaki savaş sonrası durum için planları neler? İlerleyen süreçte bir rol oynamaya yönelik bir arayışı var mı ve bu Rusya ile ilişkiler açısından ne anlama geliyor?” sorusunu, “Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısı kabul edilemez. Uluslararası hukuka aykırıdır. Hiçbir ülke komşusunu işgal etmeye kalkışamaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan adına konuşamam, ben bir muhalefet partisinin lideriyim. Ancak Türkiye'nin Ukrayna'nın yanı sıra Rusya ile de konuşabilme avantajına sahip olduğuna inanıyorum. Rusya ile ilişkiler söz konusu olduğunda ‘her koşulda diyalog halinde olmak’ en iyi stratejidir” şeklinde yanıtladı.