Ali Babacan: Karanlık aynı, değişen tek şey arabalar ve plaka numaraları

İktidara seslenen DEVA Partisi lideri Ali Babacan, "Yanlış ortaklarla berabersiniz; bu kir, üzerinize çoktan sıçradı. Çıkın ve temizlenin artık yahu" dedi.

Fotoğraf: AA
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TBMM’de düzenlediği değerlendirme toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. "Karanlık aynı, değişen tek şey arabalar ve plaka numaraları. Susurluk’taki siyah Mercedes’i herhalde hatırlıyorsunuz. Yine siyah arabalar, çakarlı arabalar. O gitti, yerine iddianamelerden bilhassa uzak tutulmaya çalışılan başka araçlar geldi" diyen Babacan, "İktidardakilere sesleniyorum: Yanlış ortaklarla berabersiniz; bu kir, üzerinize çoktan sıçradı. Çıkın ve temizlenin artık yahu. Bütün milletin gördüğünü, bildiğini, kendi parti mensuplarınızın üzülerek, içten içe hayıflanarak izlediklerini kimseden saklayamıyorsunuz" diye konuştu.

Toplantıda yeni Anayasa tartışmaları, tasarruf tedbirleri, Sinan Ateş cinayeti gibi konulara değinen Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Karanlık aynı, değişen tek şey arabalar ve plaka numaraları. Susurluk’taki siyah Mercedes’i herhalde hatırlıyorsunuz. Yine siyah arabalar, çakarlı arabalar. O gitti, yerine iddianamelerden bilhassa uzak tutulmaya çalışılan başka araçlar geldi.

Yargı karar verirken siyasi partilerin genel merkezlerine bakmaz. Yargı karar verirken Beştepe’ye bakmaz. Yargı, dediğim gibi Anayasa’ya bakar, yasalara bakar ve vicdanına bakar; ona göre karar verir. Siyasileşmiş, klikleşmiş bir yargı adalet dağıtamaz. Onlarca yıldır bunu yaşadık ya, hâlâ görmüyor musunuz, anlamıyor musunuz?

Yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlandığı bir Anayasa’ya itirazınız varsa söyleyin. DEVA Partisi’nin Anayasa çalışması çoktan hazır. Ben buradan iktidara sesleniyorum: Anayasa tartışmalarını, kendi şahsi gündeminizi dayatma ortamı olarak görmeyin. Kendi şahsi gündeminize bir vesile olarak bilmeyin. Yeni Anayasa mutlaka toplumun her kesimine kulak verilerek hazırlanmalı.

'ANAYASA’NIN YAPILMIŞI BURADA'

Türkiye’nin neye ihtiyacı olduğunu biliyoruz: Ödevimize çalıştık, gecemizi gündüzümüze kattık ve Anayasa için çalışmalara biz çoktan başladık. Hani tanınmış bir komedyenin esprisi var. Çocuklara ekran başında, böyle el işi kartondan ev yapma programları vardı bir ara. Komedyen diyor ki, çocuklar tam o el işini kartondan ev yapımıyla uğraşırken birisi çıkıyor ekranın bir köşesinden, işte, ‘Evin yapılmışı burada’ diye ortaya koyuveriyor. İşte ben de diyorum ki, ‘Anayasa’nın yapılmışı burada.’ Partimizi kurduktan sonra biz bu çalışmalara derhal başladık. Yeni Anayasa mı istiyorsunuz? İşte yapılmışı var, yazılmışı var.

 

'YANLIŞ ORTAKLARLA BERABERSİNİZ; BU KİR, ÜZERİNİZE ÇOKTAN SIÇRADI'

Siz, sokak ortasında öldürülen, evlatları yetim bırakılan bir babanın katillerini koruyanlarla ortaksınız. Siz, bomboş iddianameyle senelerdir cezaevinde tutulanlara yapılan hukuksuzluk devam etsin diye kürsüden size ve millete parmak sallayanlarla ortaksınız. Siz, Türkiye’yi o karanlık günlere geri götürmeye çalışanlarla ortaksınız. Siz o karanlıklardan hukuksuzluklardan adaletsizliklerden beslenenlerle ortaksınız. Evet, artık yüzleşin. Yanlış yoldasınız. İktidardakilere sesleniyorum: Yanlış ortaklarla berabersiniz; bu kir, üzerinize çoktan sıçradı. Çıkın ve temizlenin artık yahu. Bütün milletin gördüğünü, bildiğini, kendi parti mensuplarınızın üzülerek, içten içe hayıflanarak izlediklerini kimseden saklayamıyorsunuz.

Ankara’nın orta yerinde işlenen bir cinayet, açıkça karartılmaya çalışıyor. Görüyorlar, görmezden geliyorlar. Duyuyorlar, duymazdan geliyorlar. Susuyorlar. Güçleri, bazı dernek yöneticilerine dahi yetmiyor. Güçleri, evinde şüphelilerin yakalandığı vekillere yetmiyor. Bu gerçekle de bir türlü yüzleşemiyorlar. Güçleri yanı başlarında duranlara, iktidarın tepesinde kayyum gibi bekleyenlere yetmiyor.

'TASARRUF TEDBİRLERİNİ ERDOĞAN AÇIKLASIN'

Birkaç gün önce kamuda tasarruf tedbirleri açıklandı. Olumlu bir adım. En azından bunun gerekliliğini nihayet anladılar. Tam beş yıldır söylüyoruz ya, ‘tasarruf’ diyoruz, ‘tasarruf’ diyoruz, ‘tasarruf’ diyoruz. ‘Har vurup harman savuruyorsunuz, yazıktır, bu kaynaklar milletindir’ diyoruz. Nihayet bir paket açıkladılar. Ancak, ülkenin ekonomisindeki açıklarla karşılaştırdığımızda, alınan tedbirlerin son derece yetersiz olduğunu görüyoruz. Gerçekten tasarruf istiyorsak bu tasarruf tedbirlerini ve nasıl yapılacağını Sayın Erdoğan’ın kendisi açıklamalı. Yani gazdan ayağını nasıl çekecek, nasıl o harcamaları azaltacak, kendisi açıklamalı. Zaten yetkisi son derece sınırlı, harcama konusunda hiçbir adım atamayan, sadece vergileri toplayıp cumhurbaşkanının emrine sunan, borçlanıp cumhurbaşkanının emrine sunan kurumların tasarruf tedbiri alması ya da bu tedbirleri uygulaması mümkün olmaz. Samimi de olmaz.

'1 TEMMUZ’DA ASGARİ ÜCRETİ ARTIRMAMAK ZULÜMDÜR'

1 Temmuz’da asgari ücreti artırmamak, asgari ücretle çalışan herkese zulümdür. 1 Temmuz’da asgari emekli maaşını, o 10 bin lirayı artırmamak, asgari emekli maaşı alan herkese zulümdür. Siz kendi elinizle, yanlış politikalarınız yüzünden enflasyonu patlatın ve bunun bedelini de asgari ücretliye, en düşük emekli maaşı alan vatandaşa ödetin. Böyle bir şey olmaz. Böyle adalet olmaz. Onun için buradan iktidar çağrımız, 1 Temmuz’da hem asgari ücrette hem de asgari emekli maaşında ciddi, kayda değer, gerçek enflasyonu dikkate alan bir artış yapın.

Merkez Bankası’nın arka kapısı artık yol geçen hanına döndü. Arka kapı döviz satışlarından bahsediyorduk, şimdi arka kapı döviz alımları başladı. Niye arka kapı? Çünkü şeffaf değil. Rakamlar hep bir hafta sonra ve sonradan öğreniliyor. Rakamlar sonradan geliyor. Bugün eğer dolar kuru diyelim ki 32 liraysa, ben bir vatandaş olarak şunu bilmek istiyorum: Arkadaş, bugünkü dolar kuru piyasanın kendi dengesinde oluşmuş bir kur mudur, yoksa acaba Merkez Bankası bugün 1 milyar dolar aldı da kur öyle mi bu noktada oluştu? Bunu bilmek benim hakkım."