Alkole zam: Yüksek ÖTV sonucu ölmek kader olmamalıdır

Yeni yılın ilk haftası ile birlikte gelen alkol zamları, ‘sahte içki tüketimini artırır mı’ sorusunu gündeme getirdi. Gıda mühendisi Toprak, “Kaçak alkolden ölmek, insanın kaderi olmamalıdır” dedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Her yıl olduğu gibi 2023 yılının ilk günlerinde de alkol ve alkollü içeceklere zam geldi. TÜİK’in enflasyon rakamlarını açıklamasının ardından alkollü içkilerden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tutarlarının yeniden belirlenmesiyle biradan alınan ÖTV tutarı 4.40 liradan 5.39 liraya, köpüklü şaraptan alınan ÖTV tutarı 146.48 liradan 179.14 liraya, cin, votka ve rakıdan alınan ÖTV tutarı da 602.48 liradan 736.77 liraya yükseltildi. ÖTV zammına bir de şirketlerin yaptığı zam eklenince yerli bira çeşitlerinde zam oranı yüzde 35'i, ithal bira çeşitlerinde ise 50’yi buldu.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak, yüksek ÖTV oranlarının sahte içki kullanımını artırabileceğine dikkat çekerek tüketicinin uygun fiyatlı alkole ulaşabileceği gibi bir fiyat düzenlemesi yapılması gerektiğini ifade etti.

2022 YILINDA 1 MİLYON 837 BİN LİTRE SAHTE İÇKİ ELE GEÇİRİLDİ

Söz konusu zamlar uzun süredir tartışılan ‘kaçak içki’ konusunu yeniden gündeme getirdi. Zamlar sonucu alkole erişim zorlaşırken ‘merdiven altı üretim’ olarak tabir edilen alkollü içkilere yönelim arttı. Birçok tekel bayi, müşterilerinin evde içki yapmak amacıyla ‘etil alkol’ sorduğunu dile getirdi.

Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu'nun verilerine göre, 2022 yılında Türkiye’de toplam 38 kişi sahte içkiye bağlı zehirlenme nedeniyle vefat ederken 78 kişi hastanelik oldu. 2022 yılında kolluk güçleri tarafından yapılan operasyonlarda toplam 1 milyon 837 bin 198 litre kaçak-sahte içki ele geçirilirken, bu rakam 2021 yılına göre 700 bin litre artış gösterdi. Ayrıca 2022 yılında yasal işlem yapılan kişi sayısı da 3 bin 598'den 4 bin 641'e yükseldi.

Türkiye’de artan vergiler dolayısıyla market fiyatları yükseldikçe bandrollü içkiye olan erişimin kısıtlandığını ve kaçakçılık faaliyetlerinin arttığını yineleyen platform, “Başka bir ifadeyle 2022 yılında Türkiye’de neredeyse her 9-10 günde bir vatandaş, marketten satın almaya gücü yetmediği içkiyi kaçak yollarla temin etmeye çalışmış, bu nedenle canından olmuştur. Devletin Alkol Politikalarını İzleme Platformu olarak üzerinde sıkça durduğumuz üzere, sahte içki önlenebilir bir toplumsal felakettir. Vatandaşı zehir tacirlerinin elinden kurtarmak için yapılması gereken şey, yasal ve bandrollü alkollü içkilere olan erişimi rahatlatmaktır. Bunun da yolu ağır vergi külfetini indirmekten geçmektedir” ifadelerini kullandı.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak

'YÜKSEK VERGİ UYGULANMASI SAHTECİLİĞİ KÖRÜKLÜYOR'

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak ise tamamen adli bir vaka ve kayıt dışı ekonominin bir ürünü olan merdiven altı üretimin halk sağlığını nasıl tehdit ettiğinin daha önceki yıllarda çarpıcı örnekleri ile sıkça görüldüğünü hatırlattı. “İçilebilir nitelikte alkol olmasının çok ötesinde sanayi tipi alkollerden veya hiç olmayacak bir şekilde insan sağlığı için son derece zararlı olan metil alkol türü çok daha ucuz alkol kullanılarak yapılan bu kaçak üretimlerin insan hayatını nasıl sonlandırdığına ne yazık ki birçok kez tanık olduk” diyen Toprak, hali hazırda gerekli denetimler yapılmazken gelen alkol zammının sahte içkiye yönelimi körüklediğini ifade etti.

Toprak, şunları söyledi: “Gıda insan sağlığı ile doğrudan ilgili, ihmal edilemeyecek ve ertelenemeyecek bir konu. Mevzuat hazırlamak, kurallar koymak, bu kuralların uygulanması takip edildiği ve yeterince denetim yapıldığı sürece önemli. Bu denetimler yeterince yapılamazken, bir de alkollü içkilerde çok yüksek oranlarda vergi uygulanması kayıt dışını ve sahteciliği körüklemekte, tüketicileri riske atmakta. Ayrıca ülkemizde gelir dağılımındaki adaletsizlikler, asgari ücret nezdinde alım gücünün düşmesi, tüketicilerin yeterince bilinçli olmaması gibi olumsuzluklar da gıda güvenliğine tehdit oluşturmaktadır. Unutulmamalıdır ki; güvenli gıdaya erişim bir insan hakkıdır ve gıda güvencesi yoksa gıda güvenliği de yoktur.”

'YÜKSEK VERGİ BASKISI SAHTECİLİK CAZİBESİNİ DÜŞÜRECEK ORANLARA ÇEKİLMELİ'

Bütçe açıklarını kapatmak için, alkollü içkilere yapılan yüksek zamların ve vergilerin sahtecilik ve kaçakçılığı tetiklediğini dile getiren Toprak, “Alkollü içkilerdeki yüksek vergi baskısının, sahtecilik cazibesini düşürecek oranlara çekilmesi, tüketicinin uygun fiyatlarla alkollü içkilere ulaşmasını sağlayıcı bir fiyat düzeyinin belirlenmesi gerekmekte” dedi.

Devletin alkollü içecekler dahil tüm gıdaların insanlar tarafından sağlıklı ve güvenilir bir şekilde tüketilmesinden sorumlu olduğunun altını çizen Toprak, “Vahşi kapitalist neoliberal ekonomik sistemin sınır tanımaz kar güdüsüyle, gözü dönmüş bir grup insanın yaptığı hukuksuzluğu masum insanların canlarıyla ödemesi kabul edilebilir bir durum değildir. Tabana yayılmamış, adil ve eşit olmayan vergilendirmelerle kamu maliyesi ayakta tutulmaya çalışılırken, dolaylı vergilendirme gibi kolaycı bir yaklaşımla vergi toplama yolunu seçen merkezi idarenin, bu durumun yaratılmasına kapı açtığı görmezden gelinemez. Vatandaşın ekonomik yönden zayıflığını fırsat bilen bu kriminal kimseler, kendi karlarını artırmak için insan yaşamını bile nasıl hiçe saydıklarını herkese göstermişlerdir. Alkol ve gıda zehirlenmesi gibi vakalarla insanlarımızı yitirmek çağdaş, demokratik bir hukuk devletine yakışmamaktadır. Halk sağlığı ve gıda güvenliği denetimsizliği ile yüksek ÖTV’nin bir sonucu olan kaçak alkolden ölmek, insanın kaderi olmamalıdır” diye konuştu.