Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın seyahat uyarısında ne vardı?
Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın seyahat uyarısı, Türkiye'deki hukuk dışı uygulamalarda meydana gelen yeni gelişmeler de eklenerek genişletilmiş bir uyarıdır.
Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın 7 Ağustos 2024 tarihinde yayınladığı seyahat uyarısı birçok yayın kuruluşunda haber olarak yer aldı. Ancak ilginç bir şekilde 10 Ağustos 2024 günü yani geçtiğimiz cumartesi başta iktidar yanlısı olan birçok gazetede (Sabah, Yeni Çağ, Takvim, Türkiye, Akşam Gazetesi, hatta T24 bunlardan bazıları), “Almanya Dışişleri Bakanlığının Türkiye'ye yönelik seyahat önerisi haberlerinin yalan olduğu ortaya çıktı”, şeklinde benzer başlıklarla haberler yayınlandı.
Haberlerin ortak noktası seyahat uyarasının yalan olduğu vurgulandıktan sonra, uyarının yayınlandığı kabul edilmekle birlikte, Almanya Dışişleri Bakanlığının sadece “Türkiye'de Türk Kanunlarının geçerli olduğuna” vurgu yaptığı söylenmekte idi.
Bu haberler gerçeği yansıtmamaktadır.
Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın 7 Ağustos 2024 tarihinde yayınladığı Türkiye'ye ilişkin seyahat uyarısının bir güncelleme içerdiği doğrudur. Ancak, Türkiye'deki hukuk dışı uygulamalarda meydana gelen yeni gelişmeler de eklenerek genişletilmiş bir uyarıdır. Açıklamanın hiçbir yerinde ise iktidar medyasının söylediği gibi Türkiye'deki yasalara vurgu yapılmamıştır. Tam tersine Türkiye'ye gidecek olan Alman vatandaşlarına ve Almanya'da yaşayan, özellikle de çifte vatandaşlığı bulunan Türkiye kökenli kişilere yönelik, hukuk dışı olarak tutuklanabilecekleri, cezai kovuşturmalara muhatap olabilecekleri, çıkış yasağı veya ülkeye giriş izni verilmeyerek mağdur olabileceklerine ilişkin uyarılar içermektedir.
Seyahat uyarısında yer alan bazı başlıklar şöyle sıralanabilir:
'FİLİSTİN YANLISI PROTESTO MİTİNGLERİ VE ŞİDDETLİ AYAKLANMALAR OLABİLİR'
Suriye ve Irak sınırlarından uzak durulması gerektiğine ilişkin şiddetli bir uyarı ile başlayan açıklamanın devamında İsrail ve Filistin topraklarında yaşanan çatışmalar nedeniyle Türkiye'de kendiliğinden ve şiddetli çatışmalar olabileceği belirtilmiş. Bu nedenle Alman vatandaşlarının Türkiye'de bulundukları süre içinde yerel medyayı takip etmeleri, dikkatli ve uyanık olmaları, gösterilerden ve büyük toplantılardan uzak durmaları gerektiği belirtilmiş.
'KEYFİ TUTUKLAMALAR VE ÇIKIŞ YASAKLARI VAR, LİSTELER TUTULUYOR'
Hala Alman vatandaşlarının keyfi olarak tutuklandığı, çıkış yasağına tabi tutulduğu veya Türkiye'ye girişlerinin engellendiği vakalar olduğunu belirten bakanlık; geçmişte sorunsuz bir şekilde girip çıkabilen kişilerin bile, çok eski veya yeni suçlamalar nedeniyle bu uygulamalara maruz kalabilecekleri konusunda da uyarıda bulunmaktadır.
Bu uygulamaların birçok durumda, kolluk kuvvetleri önlemleri, terörist olarak sınıflandırılan bir örgüt için propaganda, destek veya üyelik şüphesine dayandırıldığı konusunda Alman Vatandaşlarını uyaran bakanlık, devamında “Türk kolluk kuvvetleri, yeterli ön soruşturma olmadan bile kolluk kuvvetlerinin hedefi haline gelebilecek Almanya'da ikamet eden kişilerin kapsamlı listelerini tutuyor” diyerek uyarısını sürdürmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi açısından hukukun üstünlüğüne aykırı olan Türkiye'deki geniş terör kavramı nedeniyle bu uygulamaların yaşandığını dile getiren Almanya Dışişleri Bakanlığı, Almanya'da ifade özgürlüğü kapsamında kalan bir çok konuda bu uygulamalara maruz kalmanın mümkün olduğunu açıklamasına eklemiş.
'SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI HATTA BEĞENİLER BİLE YETER'
Özellikle Türkiye'de kabul edilen yeni "Dezenformasyonla Mücadele Yasası"na atıf yapan bakanlık, sosyal medya paylaşımları, gönderilen beğenilmesi veya yeniden paylaşımı nedeniyle bile kovuşturmaya tabi kalınabileceğini söylüyor.
Açıklamada, “kolluk kuvvetleri tarafından doğru olmayan ve ülkenin güvenliğine, kamu düzenine veya nüfusun sağlığına tehdit olarak sınıflandırılan ifadelerin yayılması da cezai kovuşturmaya yol açabilir”, dedikten sonra, "Almanya'daki gösterilere katılım veya Almanya'da yasal olarak kayıtlı bir derneğe üyelik, diğer şeylerin yanı sıra üyelikler yıllar önce olsa da, tutuklamaların, çıkış yasaklarının veya girişlerin reddedilmesinin nedeni olabilir" demektedir.
Özellikle 2014 yılında Almanya'daki Kürtler tarafından imzalanan ve Alman Federal Hükümeti'ne sunulan "Bağımsız Kürdistan Girişimi" dilekçesi gibi dilekçeleri imzalayan kişilerin de tutuklama, çıkış yasağı ve giriş yasağına maruz kalabilecekleri konusunda Alman vatandaşlarını ve Almanya'da yaşayan kişileri uyarıyor. Özellikle Türkiye kökenli kişilerin daha dikkatli olmaları gerektiğini, çeşitli hapis cezalarıyla karşılaşabileceğini söylüyor.
Ardından kalabalıklardan, mitinglerden ve siyasi olaylardan uzak durulmasını yeniden şiddetle tavsiye ediyor.
Kamuya açık olmayan yorumların bile ihbarlar nedeniyle soruşturularak ilgilerin cezalara çarptırılabileceğini yeniliyor.
GAZETECİLERE ÖZEL UYARI
Gazetecilere de özel bir paragraf ayıran Alman Bakanlığı, sebep göstermeden akreditasyonlarının reddedilebileceğini, Alman hukuk anlayışına göre ifade özgürlüğü kapsamındaki yazı, haber ve ifadelerinin, Türkiye'de mesleki kısıtlayıcı tedbirlere ve cezai takibata yol açabileceğini özellikle belirtiyor.
Alman konsolosluklarının yardımlarının bile kişileri çeşitli cezalarla karşı karşıya kalmaktan kurtarmayacağı konusunda da uyarıyor.