Almanya'da 6 bin cinsel istismar vakası: Rahipler tayin ediliyor, korunuyor
İki yıl süren bir araştırma sonunda 1945 ile 2022 yılları arasında Münster Başpiskoposluğu'nda 610 kız ve erkek çocuğun rahiplerin cinsel istismar ve tecavüzüne uğradığı tespit edildi.
Yunus Ülger
DUVAR - Almanya'da Katolik kilisesinde kız ve erkek çocuklara yönelik cinsel şiddetin boyutları yeni araştırmalarla iyice gün yüzüne çıkıyor. Yıllarca hasıraltı edilen cinsel istismar ve cinsel saldırı olayları, son yıllarda kamuoyunun baskısıyla araştırmalarla ortaya çıkarılıyor. En son olarak bir araştırma takımı, Münster Başpiskoposluğu'nda 1945 ile 2022 yılları arasında iki yıl süreyle cinsel istismar ve saldırı olaylarını inceledi. Kilisenin 1,3 milyon euro ile finanse ettiği araştırmada, saldırıya uğrayanlarla konuşuldu, dosyalar incelendi. Önceki gün açıklanan araştırmanın bulgularını korkunç ve skandal olarak nitelemek çok yanlış olmaz. Yüzlerce kız ve erkek çocuk binlerce kez cinsel istismar ve cinsel saldırıya uğruyor, yıllarca bunlara karşı kilise bir şey yapmıyor, yapmadığı gibi zanlı rahipleri koruyor, başka yerlere tayin ediyor.
2020 yılına kadar Münster Üniversitesi'nde görevli olan Hamburg Üniversitesi öğretim üyesi tarihçi Prof. Thomas Grossbölting başkanlığındaki araştırma takımı, 1945 ile 2022 yıllarında 6 bin dolayında cinsel istismar ve saldırı tespit etti. 610 olarak tespit edilen kurbanlar, büyük çoğunluğu ise erkek olmak üzere çocuklar ve daha ergenlik çağında olan gençler. Kesin olarak tespit edilemeyen mağdur sayısının ise bin dolayında olduğu tahmin ediliyor, bu durumda cinsel istismar ve saldırı olayları 6 bini epeyce aşıyor.
'TASAVVUR EDİLEBİLECEK HER ŞEY OLDU'
Çocuk yaşta cinsel istismar ve saldırıya uğrayanlardan Martin Schmitz, Kuzey Ren Vestfalya Kamu Yayın Kurumu (WDR) ile söyleşisinde, yaşadığı cinsel şiddeti, “Tasavvur edilebilecek her şey oldu” diye özetledi. 1970'li yıllarda 11 yaşında cinsel şiddete maruz kalan Schmitz, başına gelenleri ailesine anlatamadığını, anlatsa da ailesinin, “Kilisede böyle şeyler olmaz” diye tepki vereceğini söyledi.
Araştırma bulgularını “ürkütücü” olarak Prof. Grossbölting, zanlı rahipler hakkında yasal işlem yapmak bir yana, bunların korunduğunu, her defasında başka kiliselere tayin edildiklerini söyledi. Ayrıca bunlara manevi rehberlik görevi verildiğini bildirdi. 2009'dan bu yana Münster Bölgesi Başpiskoposu olan Felix Genn'in cinsel şiddet olaylarının üstüne gitmediğini, bunları hasıraltı ettiğini söyleyen Prof. Grossbölting, başpiskoposun iki cinsel saldırı olayını Roma'ya bildirmediğini anlattı. Genn'in son yıllarda bu olayların üzerine gitmeye başladığını belirten Prof. Grossbölting, genel olarak Katolik kilisesinin, kendi girişimiyle değil, dışardan kamuoyunun baskısıyla cinsel şiddet olaylarını araştırmaya başladığını söyledi.
DEVLET YASA ÇIKARSIN
Federal Hükümetin İstismar Kurbanları Görevlisi Kerstin Claus, kiliselerde cinsel istismar ve saldırı olaylarını aydınlatmak için devletin müdahale etmesini, bunun için bir yasa çıkarmasını istedi. WDR radyosuna konuşan Claus, bu olayların kiliselere bırakılmaması gerektiğini, cinsel şiddette zamanaşımının da kaldırılmasını istedi. Claus, federal hükümetin koalisyon sözleşmesinde bu konuda bir yasal düzenleme planı bulunduğunu hatırlattı.
KİLİSELERDE BÜYÜK ÜYE KAYBI
Cinsel şiddet olayları ve genel olarak kiliseleri protesto sebebiyle Almanya'da Katolik ve Protestan kiliseleri büyük oranda üye kaybediyor. Protestan Kiliseler Birliği'nin (EDK) en son verilerine göre 2022'de kiliselere üye olanların oranı yüzde 50'ye kadar düştü. 1992'de bu oran yüzde 72 dolayında bulunuyor. Almanların yüzde 40'ı herhangi bir dini kurumu üye değil, bu oranının 2060 yılında yüzde 30'a düşeceği tahmin ediliyor.
1,3 milyon çalışanıyla kamu kesiminden sonra en büyük işveren olan Katolik ve Protestan kiliseleri, 2019'da 13 milyar euro vergi geliri elde etti. Üye kaybı sebebiyle vergi gelirlerinin gelecek yıllarda düşmesi bekleniyor. Anaokulları, okulları, hastaneleri ve sosyal kuruluşları olan kiliseler için gelir kaybının olumsuz sonuçları olacak, eğitim, kültür ve sağlık hizmetlerini azaltmak zorunda kalacak.