Almanya'da gençlik araştırması: 'Daha çok erkekler otoriter liderlere inanıyor'

ALMANYA – Savaş, iklim krizi ve enflasyon başta olmak üzere son yıllarda artan küresel sorunlar, genelde sola eğilimli olan gençleri de sağa kaydırmış gibi görünüyor. Almanya'da yapılan Shell 2024 Gençlik Araştırması'nın bulgularına göre, 12 ile 25 yaş arasındaki gençlerin dörtte biri sağ eğilimli olduğunu bildirdi. 2019 yılında bu yaş grubunda her beş genç erkekten biri sağ eğilimli olduğunu bildirmişti. Aynı yaş grubunda sağ eğilimli olduğunu bildiren genç kadınların oranı yüzde 11 dolayında bulunuyor.

Öte yandan, genç kadın ve erkeklerin yaklaşık yarısı otoriter rejimlere sempati duyuyor, 'güçlü bir elin' devlet ve toplumda düzeni yeniden kurması gerektiğine inanıyor. Bu yönde düşünenlerin oranı doğu eyaletlerinde yüzde 57, batı eyaletlerinde ise yüzde 42 oranında bulunuyor. Araştırmanın bulgularına göre sağ eğilimliler ve otoriter rejimlere sempati duyanlar daha çok doğu eyaletlerinde yaşayanlar ve eğitim düzeyi düşük olanlar.

DEMOKRATİK BİR DÜZENDE YAŞAMAKTAN MEMNUNLAR

Bunlarla birlikte, gençlerin çoğunluğu kendini 'hafif' sol görüşlü olarak niteledi ve demokratik bir düzende yaşamaktan memnun olduğunu bildirdi. Demokratik bir toplum düzeninde yaşamaktan memnun olduğunu bildiren anket katılımcılarının oranı batı eyaletlerinde yüzde 77 olurken, bu oran doğu eyaletlerinde yüzde 60 dolayında bulunuyor. Doğu eyaletlerinde otoriter liderlere ve rejimlere sempati artıyor.

PROF. TOPRAK: GENÇ ERKEKLER SORUNLARA KOLAY CEVAP BEKLİYOR

Araştırmanın bulgularını değerlerinden Dortmund Yüksek Okulu öğretim üyesi Prof. Ahmet Toprak, genç erkeklerin günümüzün karmaşık sorunlarına hazır ve kolay yanıtlar beklediklerini söyledi. Prof. Toprak, bekledikleri yanıtları da çoğunlukla sağcı otoriter liderlerin verdiğini, bu yüzden genç erkeklerde son yıllarda sağ eğilimin arttığını söyledi.

Sağ eğilimin artmasında, 'toksit erkeklik' olarak nitelenin olgunun da etkili olduğunu belirten Toprak, şu görüşleri ifade etti: “Dünyada savaşlar, iklim değişimi, enflasyon gibi büyük sorunlar var. Trump gibi otoriter liderler ve sağ partiler bu sorunlara basit açıklamalar ve kolay çözüm sözü veriyorlar. Bu da erkeklerde ve eğitim düzeyi düşük olanlarda karşılık buluyor. Nitekim, sağ eğilim daha çok eğitim düzeyi düşük ve doğu eyaletlerinde yaşayan erkek gençlerde artıyor. Kızlarda bu, karşılık bulmuyor, çünkü bunların eğitim düzeyi erkeklere göre yüksek, yükselmeye de devam ediyor. Olaylara doğru-yanlış, ak-kara olarak bakmıyorlar.”

Göçmenler arasında da Almanya için Alternatif (AfD) partisine oy verenlerde artış gözlendiğini hatırlatan Prof. Toprak, eski göçmenlerin yeni göçmenleri rakip olarak gördüklerini, AfD'ye ilginin bundan kaynaklandığını söyledi. Yeni göçmenlerin gelmesiyle ekonomik kaynakların bölüneceğini, bunu da eskilerin elbette istemediğini belirten Prof. Ahmet Toprak ayrıca eski göçmenlerin yeni göçmenlerin gelmesiyle yabancı düşmanlığının daha da artmasından kaygı duyduğunu ifade etti.

SAVAŞLAR GENÇLERİN EN BÜYÜK KORKUSU

Öte yandan, ankete katılan 2 bin 509 gencin büyük çoğunluğu, Avrupa'da olası bir savaşın en büyük korkuları olduğunu bildirdi. Savaş korkusunun ardından ekonomik koşulların kötüleşmesi, sosyal eşitsizlik ve insanlar arasında düşmanlık geliyor.

Sosyal eşitsizlik ve insanlar arasında düşmanlık kaygısı, en çok doğu eyaletlerinde yaşayan gençlerde yaygın; yabancı düşmanlığı ise daha çok batı eyaletlerinde yaşayan gençlerin kaygılandığı bir sorun. Doğulu gençler, birleşmenin üzerinden 34 yıl geçmesine karşın hâlâ ikinci sınıf insan muamelesi görmekten şikayetçi. Bunlara karşın gençlerin yüzde 56'sı geleceğe umutla bakıyor, iyi bir meslek öğrenip başarılı olacağına inanıyor.

PAUS: ARAŞTIRMANIN BULGULARI BİZE UYARI

Yeşiller Partili Federal Aile Bakanı Lisa Paus, araştırmanın bulgularının Federal Hükümet'e ve siyasetçilere bir uyarı olduğunu söyledi. O da otoriter liderlerin ve rejimlerin karmaşık sorunlara kolay yanıtlar sunduklarını, bunun da gençlerde karşılık bulduğunu ifade etti. Paus, şu görüşleri de belirtti: “Gençler için siyasi eğitimi güçlendirmeli, onlar için ve onlarla birlikte siyaset yapmalıyız. Demokrasi kendiliğinden var olmuyor. Her defasında yeniden öğrenilmeli ve yaşanmalıdır.”