Altın öyle bir uçacak ki!
Ons altın beklentilerin üzerinde yükselişini sürdürmeye devam edecek. Arada inişli bir çıkışlı seyir izlemesi muhtemel, ama yılın ikinci çeyreğinde büyük olasılıkla 2,500 dolar seviyesine ulaşacak.
ALTIN UÇUŞA GEÇTİ
Geçen haftanın yatırım araçlarının getirileri dikkate alındığında, altının performansı göz kamaştırıcıydı. İşte yatırım araçları ve getirileri... BIST 100 endeksi en düşük 8.736,45 ve en yüksek 9,174.19 puanı gördükten sonra haftayı, önceki hafta kapanışına göre yüzde 0.64 değer kazanarak 9,155.32 puandan tamamladı. Kapalıçarşı'da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 7.81 artışla 2,235 TL’ye, Cumhuriyet altınının satış fiyatı ise yüzde 7.85 artarak 15,025 TL’ye yükseldi. Bir önceki hafta sonu 3,410 TL olan çeyrek altının satış fiyatı ise 3,678 TL’ye çıktı. ABD Doları yüzde 1.29 değer kazanarak 31.9620 TL’ye, Euro yüzde 3.33 artışla 35.0400 TL’ye yükseldi. Yatırım fonları geçen hafta yüzde 1.18 ve bireysel emeklilik fonları yüzde 0.84 değer kazandı. Kategorilerine göre bakıldığında ise yatırım fonları içinde en çok kazandıran yüzde 6.32 ile ‘kıymetli maden’ fonları oldu. Görünen o ki, ons altın beklentilerin üzerinde yükselişini sürdürmeye devam edecek. Arada inişli çıkışlı bir seyir izlemesi muhtemel, ama yılın ikinci çeyreğinde büyük olasılıkla 2,500 dolar seviyesine ulaşacak.
FITCH’TEN SEÇİM ÖNCESİ ‘AFERİN’Lİ UYARI!
Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu ‘B’den ‘B+’ya yükseltti... Beklenti görünümde bir değişiklik yapmasıydı, notun yükseltilmesi sürpriz oldu. Notun yükselmesinin sebebi olarak Haziran 2023’ten beri uygulanan ve para politikasında önden yüklemeli sıkılaşma da dahil politikaların etkinliği, makroekonomik ve dış kırılganlıklardaki azalmayı yansıtması gösterildi. Fitch’in Türkiye’nin genel makroekonomik politika duruşunun enflasyondaki belirgin düşüşle tutarlı olması ve daha düşük cari açıkla daha güçlü likidite tamponları açısından dış kırılganlıkların azalmaya devam etmesi yönündeki beklentisi ise görünümün pozitife çevrilmesinde ana etken... Raporda enflasyon beklentilerinin hafiflediği ve dış likidite risklerinin azaldığı belirtildi. Enflasyonun 2024’te ortalama yüzde 58 ve yıl sonunda yüzde 40 olacağı tahminine yer verildi. 2024’ün ilk çeyreğinden sonra yurtiçi talep ve özel tüketim üzerinde daha güçlü bir etki yaratan sıkı politika yaklaşımının, görece zayıf dış taleple birleştiğinde büyümenin bu yıl yüzde 2.8’e yavaşlamasına neden olacağı ileri sürüldü. Ancak, Fitch’in beklenenden önce not artırımına gitmesinin bir sebebi, seçim sonrasında sıkılaşma politikalarından taviz verilmemesine yönelik bir motivasyon olarak da okunabilir. Zira rapordaki temenni de bu yönde...
NOT ARTIRIMINA MİSLİYLE COŞKU...
Bizi boşa düşüren genelde, gelişmelere yönelik misliyle iyimser tavrımız. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’te de aynı eğilim artarak sürüyor. Fitch’in kredi notunu yükseltmesinin ardından, Şimşek, “Pozitif görünüm önümüzdeki dönemde not artışının süreceğine işaret ediyor. 12 yıl sonra gelen bu not artışında, Türkiye’nin uluslararası normlara uyan, kural bazlı ve öngörülebilir politikaları etkili oldu. Makro-finansal istikrarın daha da güçlenmesiyle böyle olumlu gelişmeler artarak devam edecek. Yılın ikinci yarısında dezenflasyon, daralan cari açık ve bütçe disiplini sayesinde makro finansal istikrar daha da pekişecek ve kredi notumuz yükselecektir” ifadelerini kullandı. Sorun şu ki, aslında ne enflasyon rakamları gerçekçi, ne beklenen yabancı yatırımcı geliyor ne de ekonomi beklendiği kadar soğumuş durumda... Yani uygulanan sıkılaşma politikalarının net sonuçlarından oldukça uzağız. Fitch, ekonomi yönetiminin uygulamalarını destekler nitelikte bir gerekçe sunarken Şimşek meseleyi ‘her şey toz pembe’ seviyesine anında çıkarmış görünüyor. Ve hangi gerekçeye dayanarak bilinmez, ama bir not artışını şimdiden müjdeliyor!
TÜFE YILLIK YÜZDE 67.07, AYLIK YÜZDE 4.53 ARTTI SİZ GERÇEĞİ BULMAK İÇİN EN İYİSİ İKİYLE ÇARPIN!
Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (TÜFE) (2003=100) değişim 2024 Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 4.53, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 11.54, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67.07 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 55.91 olarak gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre, en az artış gösteren ana grup yüzde 43.44 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 94.78 ile lokanta ve oteller oldu. Ana harcama grupları itibarıyla, şubat ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 0.2 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 12.76 ile eğitim. Endekste kapsanan 143 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5'li Düzey) şubat ayı itibarıyla, on iki temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, altı temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 125 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti. Bu rakamlar bize öncelikle gıda enflasyonunun ne kadar inatçı olduğunu gösteriyor. Eğitimde yaşanan ve bir ölçüde ‘açgözlü enflasyonu’ da işaret eden artış ise bir başka mesele... Ve tabii hemen hatırlatalım, bu rakamlar TÜİK’in makyajından geçen rakamlar!