Altının rekor kırması çok muhtemel: Beklenti raporundaki tavan rakam ne?
Hemen herkes 2024 yılının değerli madenlerin yılı olacağı konusunda hemfikir. ‘Kıymetli Madenler 2024 Yılı Beklentileri’ raporu da bu beklentiyi onaylar nitelikte...
DUVAR - Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin ardından, yeni ekonomi yönetiminin uygulamaya başladığı sıkı para politikasıyla birlikte, TL mevduat faizlerinde ciddi artış yaşanıyor. TCMB’nin politika faizlerinde yaptığı antışların etkisi, mevduat faizlerinin artmasını getirdi, ancak oluşan TL likidite bolluğu nedeniyle, bankalar mevduat faizlerini indirmeye başladı. Türk Lirası likiditesinin artmasının belli başlı sebepleri arasında, kredi talebindeki düşüş en önemli faktörlerden biri. Bir diğer etmen ise TL mevduatın hala en iyi getiri sağlayan araçlarından biri olması. TL mevduat oranları gerilemiş haliyle bile yatırımcısına yüzde 40’tan fazla bir getiri sağlıyor, hem de garantili... Bu da bankalardaki TL mevduat miktarının yüksek kalmaya devam etmesi anlamına geliyor. Bir diğer gelişme de uygulanan kur korumalı mevduattan (KKM) çıkış stratejisi. Son verilere bakıldığında, haftalık 47.5 milyar TL’lik bir KKM’den çıkış dikkat çekiyor. KKM’den çıkan paranın önemli bir kısmının TL mevduata geçmiş olması muhtemel. Borsada yaşanan düşüş ve çıkan paranın da ağırlıklı olarak yine TL mevduata gittiği gözleniyor. Son olarak döviz kurunda yaşanan sınırlı artış da döviz yatırımcısının TL mevduata yönelmesini getiriyor.
(GRAFİK: TL MEVDUAT FAİZLERİ DÜŞÜŞ EĞİLİMİNDE)
KKM’DEN 47.5 MİLYAR TL’LİK ÇIKIŞ YAŞANDI
TCMB’nin aldığı önlemler sonucunda KKM’deki erime artarak devam ediyor. BDDK’nın haftalık bülteninde yer alan verilere göre, 12 Ocak bitimli haftada, kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları 2 trilyon 576 milyar 500 milyon TL’den 2 trilyon 529 milyar TL’ye geriledi. Aynı dönemde krediler 11 trilyon 662 milyar TL’den 11 trilyon 750.2 milyar TL’ye, mevduat 14 trilyon 680 milyar 300 milyar TL'den 15 trilyon 33 milyar TL’ye yükseldi. Tüketici kredileri 1 trilyon 516 milyar 300 milyon TL’den 1 trilyon 525 milyar 400 milyon TL’ye, bireysel kredi kartları 1 trilyon 173 milyar 300 milyon TL’den 1 trilyon 194 milyar 600 milyon TL’ye çıktı. Takipteki alacaklar ise 1 milyar 200 milyon TL’lik artışla 192 milyar TL’den 193 milyar 200 milyon TL'ye yükseldi. Bireysel kredi kartlarındaki artışın temel nedeni, düşük ve orta gelir grubunun temel ihtiyaçlarını zorunlu olarak kredi kartlarıyla karşılamak durumunda kalması. Takipteki alacaklarda artış ise ekonomideki durgunluğun bir yansıması olarak izlenmeli.
(GRAFİK: TİCARİ KREDİ HACMİNDE ARTIŞ SÜRÜYOR, AMA ZAYIF)
KISA VADELİ DIŞ BORÇLARDA
ÜST ÜSTE BEŞİNCİ REKOR
TCMB, Ekim 2023 dönemine ilişkin kısa vadeli dış borç istatistikleri açıkladı. Kasım sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2022 yıl sonuna göre yüzde 15.3 oranında artışla 171 milyar 900 milyon dolar oldu. Bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 8 artarak 67 milyar 300 milyon dolara, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 7.9 artarak 58 milyar 300 milyon dolara çıktı. Bankaların yurtdışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2022 sonuna göre yüzde 24.6 artarak 13 milyar 400 milyon dolar olarak gerçekleşti. Banka hariç yurtdışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesapları yüzde 8 azalarak 19 milyar 900 milyon dolar, yurtdışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 13.5 artışla 19 milyar 100 milyon dolar oldu. Yurtdışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 13.9 artışla 15 milyar dolara yükseldi. Altın ithalat borçları, 2022 yıl sonuna göre yüzde 6 artarak 51 milyar 700 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Vadesine bir yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 226 milyar 300 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Böylelikle, kısa vadeli dış borç son beş ayda 20 milyar dolar artarak üst üste beşinci kez rekor kırdı. Toplam borç stoku içinde kamu sektörü yüzde 20.2, TCMB’nin yüzde 20.4, özel sektörün ise yüzde 59.4 paya sahip. Kısa vadeli borçlar, özellikle de özel sektörün kısa vadeli borçları, ekonomik durgunlukta ciddi bir sorun oluşturabilir.
PİYASA BEKLENTİLERİNDE İYİMSERLİK
ŞUBAT AYINDAN İTİBAREN DEĞİŞEBİLİR
TCMB Ocak Ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre, piyasanın 12 ay sonrası TÜFE beklentisi ocak ayında yüzde 39.9 oldu, önceki tahmin yüzde 41.23’tü. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise yüzde 23.69 düzeyinde... Ankete göre, ocak ayında yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 42.4 olarak gerçekleşti. Piyasa beklentilerine göre, TCMB’nin politika faizini bir sonraki toplantıda yüzde 45’e çıkaracağı beklentisi hakim. Dolar kuru beklentisi ise 12 ay sonrası için 40.64 TL, yıl sonu beklentisi 40 TL. Anket katılımcıları, 2024 için yüzde 3.4’lük, 2025 için yüzde 3.9’luk bir büyüme oranı öngörüyor. Tüm bu beklentilerin iyimser olduğunu ve seçim sürecinde, yani gelecek aydan itibaren ekonomi yönetiminin sıkılaştırma politikalarının baskı altına girebileceğini hesaba katmadığı bir gerçek. Seçimler sonrasında ise özellikle döviz kurunda bir atak söz konusu olabilir. Politika faizinin yüzde 45’e çıktıktan sonra artırımların son bulması ise ayrı bir sorun olarak duruyor.