Amed Emek ve Demokrasi Platformu: Barış inşa edilsin
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, bölgedeki hak ihlalleriyle ilgili basın açıklaması yaptı. Açıklamada Kürt sorununda çözüm için müzakerelerin yeniden başlaması talep edildi.
DİYARBAKIR - Amed Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri Ofis semtinde basın açıklaması yaptı. Amed Emek ve Demokrasi Platformu dönem sözcüsü Abdussamed Ucaman, 90’lı yılların karanlığından sonra 2002 yılında iktidara gelen AK Parti hükümetinin Türkiye halkaları için bir heyecan yarattığını belirterek, "Kürt sorununu çözeceğine dair sözler vermiş ve bu minvalde attığı adımlarla halkın büyük kesiminin desteğini kazanmıştı. Çünkü bu topraklarda en büyük özlem barışaydı ve AKP bu konuda adımlar atacağının sözünü veriyordu. Hatta o zamanın başbakanı Erdoğan 2005 yılında, Diyarbakır’da ‘Kürt sorunu benim sorunumdur’ demiş ve bu sorunu çözeceğine dair söz vermişti” dedi.
Ucaman, 2013-2015 yılları arasında barış görüşmeleri yürütülürken ateşkes kararının alındığını hatırlatarak, “barış havası herkesi daha mutlu ve umutlu kılmıştı” şeklinde konuştu.
'HAK İHLALLERİ ARTTI'
Konuşmasında, “2016 yılının 15 Temmuz'u FETÖ’nün darbe girişimi, AKP için Allah’ın lütfuydu. Çünkü kendileri öyle değerlendiriyordu” diyen Ucaman, Kürtlere yönelik hak ihlallerinin bundan sonra arttığını belirtti.
Ucaman, bu dönem artış gösteren hak ihlallerini, şöyle sıraladı:
“FETÖ’yü bahane ederek onlarca Kürt derneği, gazetesi ve dergisi kapatıldı, binlerce emekçi KHK’lerle ihraç edilip ekonomik işkenceye maruz bırakıldı. Kürtlerin seçtiği belediyelere kayyımlar atandı, milletvekilleri tutuklandı, iradeleri gasp edildi.
İktidar destek kaybettikçe 'denize düşen yılana sarılır' misali milliyetçi politikalara daha sıkı sarılmış ve Kürtlere karşı kutuplaştırıcı dilini sivriltmiştir. İktidarın kutuplaştırıcı dili milliyetçi kesim üzerinde Kürtlere karşı kışkırtıcı dil haline gelmiştir. Bundan kaynaklı son dönemlerde batıda Kürtlere karşı ırkçı saldırılar gerçekleşirken, bölgede ise mevcut sistem eliyle taciz ve tecavüz konsepti geliştirilmiştir. Batman’da, sistematik olarak tecavüz ettiği kadının intiharına ve ölümüne sebep olan uzman çavuşun serbest bırakılması, bu tecavüz konseptinin ifşası anlamına da gelmektedir. Bölgede ki ormanlar ve dağlar 'güvenlik' bahanesiyle sürekli yakılmakta ve yaşam alanları bırakılmamaktadır. Tarım alanları ve meralar hem yangınlardan dolayı zarar görmüş hem de operasyonlar ve yasaklar bahane edilerek kullanılmaları engellenmiştir. Bu da bölgede tarım ve hayvancığı bitirme noktasına getirmiştir. Bu sebeplerden ötürü kendi coğrafyasında çalışma ve üretme ortamı bulamayan Kürtler yüzünü batıdaki tarım alanlarına dönmüş ve mevsimlik işçiliğe yönlendirilmişlerdir. Buralara mevsimlik olarak çalışmaya giden Kürtler zaman zaman ırkçı saldırılara maruz kalmaktadırlar. Van’da köylerinden gözaltına alınıp helikopterden atılan 2 Kürt, 2 gün sonra yoğun bakımda ortaya çıkmıştır. Bu gün Servet Turgut adındaki vatandaşımız yaşamını yitirdi. İşkence yasalarla suç sayılmasına rağmen, cezasızlıktan güç alan güvenlik güçlerinin böyle insanlık dışı uygulamalara başvurmaları bir yerlerden teminat aldığının göstergesidir.”
'BARIŞ İNŞAA EDİLSİN'
Ucaman, konuşmasının sonunda şunları söyledi: “En son 82 siyasetçi, belediye başkanı ve aktivist gözaltına alındı. Daha bu akşam, içinde STK üyelerinin de bulunduğu gözaltılar yaşanmış bulunmaktadır. Tüm bu yaşanan ve yaşatılanlar hayırlı hiçbir sonuca götürmeyeceğini biliyoruz ve buna karşı tüm demokratik haklarımızı kullanacağımızı bildiririz.
Biz Emek ve Demokrasi Platformu olarak bu kutuplaştırıcı dilin toplumsal barışa hizmet etmediğini, aksine işkenceye, hukuksuzluğa ve anti-demokratik uygulamalara hizmet ettiğini ve iktidarın dilini değiştirmesini talep ediyoruz ve diyoruz ki, müzakereler yeniden başlasın, barış yeniden inşaa edilsin.” (DUVAR)