Amed Emek ve Demokrasi Platformu: Çadır kentler insan haklarını ihlal etmektedir

Amed Emek ve Demokrasi Platformu, depremin etkilediği Diyarbakır'da durum değerlendirmesi yaptı. Platform, barınma alanları ve yeni kurulan çadır kentin risklerini paylaşarak yetkilileri istişareye ça

Google Haberlere Abone ol

Şirin Bayık

DİYARBAKIR - Amed Emek ve Demokrasi Platformu, deprem süreci ve yeni oluşturulan çadır kente ilişkin Diyarbakır Eğitim Sen 1 No’lu Şube’de basın açıklaması yaptı. Platform adına basın açıklamasını Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan okudu. Açıklamada deprem sonrası Diyarbakır'da afet değerlendirmesi yapıldı. Kalıcı barınma alanlarındaki risklere değinen Elif Turan, “Su kanalına dikkat edilmeyen, elektrik kabloları çocuk güvenliğine uymayacak şekilde düzenlenmiş çadır kentler insan haklarını ihlal etmektedir" dedi.

'HÜKÜMET YETKİLİLERİNİN KENTE GELMESİ İLE BİRLİKTE SÜRECİN DIŞINDA BIRAKILDIK'

Depremden sonra engellemelerle karşılaştıklarını söyleyen Turan, "Bu sürecin en başından itibaren, birçok alanda ilgili devlet kurumlarına sürece dahil olma ve bu felaketin en az hasarla atlatılması için güç katma isteğimiz iletilmiştir. Hükümet yetkililerinin kente gelmesi ile birlikte sürecin dışında bırakılmamıza ve engellenmemize dönük bir pratik sergilenmiştir. İktidarın yardım tırlarına el konulması, kayyım atamaları gibi uygulamalarla kaosun uzamasına ve yaşanan acıların katmerleşmesine sebep olduğu açıktır. Her türlü engellemeye rağmen özgücümüz ve halkımızın dayanışma ruhuyla çalışmalarımız devam etmektedir" açıklamasında bulundu.

‘YENİ TAHRİBATLARIN ÖNÜNE GEÇİLMESİ GEREKMEKTEDİR’

Kentte enkaz çalışmalarının sona gelmesiyle akut dönemin bittiğini belirten Turan, "Önümüzde daha fazla dayanışmayı, birlikteliği ve planlamayı gerektirecek daha uzun bir süreç olacaktır. Sadece Amed’de yaşayan yüz bin kişi ve çevre illerden alacağı göç göz önünde bulundurulduğunda çok daha fazla bir nüfus için barınma, psikososyal destek, toplumsal yaşama entegrasyon gibi birçok alanda çalışmanın yürütülmesi gerekmektedir. Ekolojik bütünlükten uzaklaşmanın deprem gibi doğal bir olayı nasıl felakete dönüştürdüğünün bilinciyle, çalışmalar yürütülürken ekolojik bakış açısı göz önüne alınmalıdır. Bu çalışmalarla yeni tahribatların önüne geçilmesi gerekmektedir" dedi.

‘UNESCO DÜNYA MİRASI OLAN HEVSEL BAHÇELERİ BU YERLEŞİMDEN ZARAR GÖRECEKTİR’

Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesi, Silvan yolu üzerinde kurulan çadır kent ile ilgili, "UNESCO Dünya Mirası olan Hevsel Bahçeleri bu yerleşimden zarar görecektir" şeklinde değerlendirme yapan Turan, bunun düzeltilmesi için bir an önce şehrin sivil toplum örgütleri ile istişare edilmesini talep etti. Turan, "Daha önce belediyenin hafriyat alanı olmasından kaynaklı asbest riski taşıyan bu alanın, önceki yıllarda Dicle Barajı kapağının kopması sonucu su altında kaldığı biliniyorken dolgu alanı olan bu alanın ciddi sel riski taşıdığını tekrar vurgulamak istiyoruz. Ayrıca Hevsel vadisinde bulunan bu alanın rüzgar koridoru olmasından dolayı çetin ve sert mevsim koşullarından dolayı çadırda ısınma problemi olabilir, kullanılacak sobalardan dolayı yangın riski taşımaktadır" diye konuştu.

Turan, çadır kentin kalıcı olmasından dolayı yaz aylarında sivrisinekler nedeniyle sıtma ve bulaşıcı hastalık riskleri göz önünde bulundurulması gerektiğine de vurgu yaptı. Turan ayrıca, "Şehrin sivil toplum örgütleri ile beraber çalışmayı reddeden anlayış, çadır kentleri tarikat vakıflarına açmıştır. Korucuların içerisinde uzun namlulu silahlar ile gezdiği, tarikatların cirit attığı, öte yandan su kanalına dikkat edilmeyen, elektrik kabloları çocuk güvenliğine uymayacak şekilde düzenlenmiş çadır kentler insan haklarını ihlal etmektedir" dedi.