Amerika’nın Bağımsızlık Günü ve eşitlik konusundaki kararlılığımız
Yurttaşların fikirlerini birbirleriyle tartışması ve muhalif söylemleri ortaya koymalarının yasalarla korunması, bizim demokrasimiz de dahil olmak üzere tüm demokrasilerin sağlığı için elzemdir.
David M. Satterfield*
Amerika Birleşik Devletleri, 4 Temmuz’da Bağımsızlık Bildirgesi’nin yayımlanmasının 245. yıldönümünü kutluyor. Bildirge’nin bugün halen devam eden gücü ve nüfuzu, bizzat Bildirge’nin özündeki temel dayanaktan; “herkesin eşit yaratıldığı, Yaratıcı’nın, insanlara Yaşam, Özgürlük ve Mutluluğu arama gibi bazı vazgeçilemez hakları bahşettiği” şeklindeki o apaçık ortada olan gerçeklerden kaynaklanmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri’nde geçtiğimiz yıl yaşanan olaylar eğer bize bir şey öğrettiyse o da, sahip olduklarımıza garanti gözüyle bakmamamız gerektiğidir. Bir ulus ve ayrı ayrı bireyler olarak, anayasamızda ifade edildiği şekilde “daha mükemmel bir birlik” oluşturmak için ırkı, inancı, cinsiyeti ya da kökeni ne olursa olsun herkesin aynı insan haklarından ve özgürlüklerinden yararlanması yönünde çabalarımızı sürdürüyoruz. Başkan Biden’ın da tasdik ettiği gibi, “Ülkemizin kuruluşundan bu yana kat ettiği ilerlemeye karşın, Amerika’nın ortaya koyduğu vaadin tam manasıyla tüm insanlarımıza ulaşması için yapılacak daha çok iş bulunmaktadır.” Farkına vardığımız noktada geçmişin hatalarını kabul ederek düzeltme ve herkes için daha iyi bir gelecek inşa etme çabalarımızı azimle sürdürmekteyiz.
Bu hak ve özgürlükleri kazanmaya yönelik ısrarlı çabalar, tarihimizin bir parçasıdır. Bağımsızlık Savaşımızdan İç Savaş’a, sivil haklar hareketine, Ben De (MeToo) ve Siyah Hayatlar Önemlidir (BlackLivesMatter) girişimlerine varıncaya kadar, ülkemizin sahip olduğu çeşitliliği yansıtan insanlar, hukuk çerçevesinde eşit haklar kazanmaya çalışmış ve bu hakları elde etmişlerdir ve haklarını kazanmaya da devam etmektedirler. İlerlememiz, sadece eleştiri ve fikir tartışmalarıyla sağlanabilir. Anayasamız, insanların ifade ve basın özgürlüğünü ve barışçıl toplanma ve protesto haklarını güvence altına almaktadır. Yurttaşların fikirlerini birbirleriyle tartışması ve muhalif söylemleri ortaya koymalarının yasalarla korunması, bizim demokrasimiz de dahil olmak üzere tüm demokrasilerin sağlığı için elzemdir. Hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı, özellikle insanlar iktidarda olanları eleştiren görüşleri ifade ettiğinde muhalif söylemlerin güvence altına alınması bakımından kritik önem taşımaktadır. İnsanlar rahatlıkla tartışma ve karşıt fikirleri ortaya koyma ortamı bulabildiğinde, adalete ve tarafsız bir yargıya eşit erişim imkanına sahip olduğunda ve eşit düzeyde itibar ve saygı gördüğünde toplumlar daha istikrarlı, daha sağlıklı ve daha müreffeh hale gelmektedir.
Bu temel değerleri ahlaki bir üstünlük anlayışıyla değil, daha güçlü demokratik toplumlar olma yolunda birbirimize destek vermenin gerekliliğine duyduğumuz inanç nedeniyle dostlarımıza ve müttefiklerimize hatırlatıyoruz. Bayrağımız, Amerikalılara ve tüm dünyaya, Amerika Birleşik Devletleri’nin sadece bir yerin adı olmadığını, tüm demokrasilerin ortak değerleri olan herkes için özgürlük, adalet ve eşitliğin temsilcisi olduğunu her daim hatırlatsın.
*Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçisi