10 Ekim Davası'nda karar duruşması ertelendi: Sinan Ateş duruşması ile aynı gün görülecek

10 Ekim Davası'nın karar duruşması bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Dava, Sinan Ateş cinayeti davasının ilk görüleceği gün olan 1 Temmuz'a ertelendi.

Abone ol

ANKARA- 10 Ekim 2015'te Ankara Gar Meydanı'nda meydana gelen, 103 kişinin hayatını kaybettiği Gar Katliamı Davasının karar duruşması başladı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Çok sayıda milletvekili, meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşunun katıldığı duruşmada Suruç Katliamında hayatını kaybedenlerin aileleri de hazır bulundu.

Davada, 26 sanıktan 10'u hakkında hüküm verilecek. Saldırıya ilişkin IŞİD üyesi oldukları düşünülen 16 kişi halen firari durumda. Geçen celselerde insanlık suçu ile yargılanan Erman Ekinci hakkında da karar verilecek. Ekinci, duruşmaya mazeret dilekçesi ileterek SEGBİS ile katıldı.

Başlangıcında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, “Türkiye’de yaşanmış en büyük katliam, 103 insanımız hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı. Yüzlerce meslektaşımızın yaşam hakkının korumak zorunlu bir unsudur ve TBB duruşma katılması zorunludur. Katliamda bir avukat olan Avukat Uygar Coşkun da hayatını kaybetti” diyerek duruşmaya TBB olarak katılma talebinde bulundu.

Mahkeme, TBB’nin talebini kabul etti. 

AVUKATLAR CÜBBELERİNİ ÇIKARDI, AİLELERİN YANINA GEÇTİ

Mahkeme Başkanının avukatların sunduğu dilekçeyi özetlemesinin ardından Avukat İlke Işık, mevcut heyetin davanın üçüncü heyeti olduğunu hatırlattı. Bu heyetin sunulan 35 talebin sadece 6’sını kabul ettiğini belirten Işık, “Bu katliam ‘insanlığa karşı suç’ demek neden bu kadar zor, Türkiye yargısı buna neden bu kadar direniyor?” diye konuştu.

Işık, avukatlar olarak cübbelerini bırakarak ailelerin yanına geçeceklerini söyledi ve ardından tüm avukatlar cübbelerini çıkarıp ailelerin bulunduğu izleyici bölümüne geçti.

SALONDA ‘ADALET İSTİYORUZ’ SLOGANI

Avukatlar alkışlarla cübbelerini bırakıp ailelerin yanına geçti. Avukatların bu tepkisi salonda uzun süre alkışlandı ve aileler “Adalet istiyoruz” sloganı attı.

SALONDA MİKROFON OLMAMASINA TEPKİ: BİZ SÖZ HAKKIMIZI KULLANMADAN KARAR VEREMEZSİNİZ

Bu tepkinin ardından hayatını kaybedenlerin aileleri söz istedi. Mahkeme Başkanı ise salonda hoparlör olmamasını gerekçe göstererek mümkün olmadığını ifade etti. Çocuklarını, dostlarını kaybettiklerini, tüm duruşmaları takip ettiklerini ifade eden aileler söz almakta ısrarcı oldu. Avukatlar bundan önceki duruşmaların mikrofonla yapıldığını hatırlatırken Avukat Mehtap Sakinci, “Biz söz hakkımızı kullanmadan, karar veremezsiniz. Bu hukuka aykırıdır. Hoparlör getirilene kadar bekleyeceğiz” dedi. Avukat Murat Yılmaz da “Bu meseleyi çözemiyorsanız o cübbeye çıkaracaksınız” diyerek tepki gösterdi.

Mahkeme Başkanı, mikrofon temin edilmesi için duruşmaya 15 dakika ara verdi.

Salonda mikrofon sorununun çözülememesinin ardından ailelerin avukatların boşalttığı kısımda söz almasına karar verildi. Aileler söz haklarını kullanmaya başladı.

'KAFKA’NIN DAVA ROMANINDA YAŞANANLARI 9 YILDIR YAŞATIYORSUNUZ BİZE'

İlk sözü alan İsa Kocabıyık, mahkeme başkanına “Kafka’nın Dava romanında olanları 9 senedir bize yaşatıyorsunuz. Hiç mi düşünmediniz bu insanlar ne yaşadı diye? Hiç mi düşünmediniz bu insanlığa karşı suçtur diye? Bizi insan olduğumuz için öldürdüler. Biz birkaç IŞİD’li katile diz çökmeyiz. Biz adaletin peşindeyiz” dedi.

GERÇEK ADALET İSTİYORUZ

Hayatını kaybeden Uygar Coşgun’un annesi Nuray Coşgun, “Benim torunum babasını 2 buçuk yaşında kaybetti. Mezarlığa gittiğimizde ‘burası babamın evi’ diyor. Bana ‘bu hayatta ne istersiniz?’ diye sorsalar ‘bir kere daha evladıma sarılmak isterim, bir kere’. Biz adalet istiyoruz, gerçek adalet istiyoruz” diye konuştu.

BENİM OĞLUM BARIŞ İÇİN GELDİ ANKARA’YA

Hayatını kaybeden Güney Doğan’ın annesi Derman Doğan da “Benim oğlum barış için geldi Ankara’ya. Benim aklıma hiç bomba patlama gelmedi ki. Ben çocuğumu evlendireceğim, torun göremedim ben. Benim için yaşamak çok zor. Sizin de evladınız var, benim çocuğum katledildi. Benim çocuğum karıncayı incitmezdi. Günahı neydi? Sadece halay çekti benim çocuğum. Sadece adalet istiyorum ben” dedi.

19 FİRARİYİ YERLERİNİ BİLMENİZE RAĞMEN YARGILAMIYORSUNUZ

Korkmaz Tedik’in annesi Zöhre Tedik, “Bizim istediğimiz sadece barıştı. Gençler, askerler ölmesin diye geldik. Siz bizim bütün taleplerimize ret verdiniz. Siz bu 103 insanı öldürenleri ‘insanlık suçudur’ diyerek yargılamadınız. Siz bu katillerin insanlık suçu işlediğini reddediyorsunuz. Bunun ucu size de dokunacak. Israrla katillere ceza vermiyorsunuz. 19 firari var. Yerlerini bilmenize rağmen onları yargılamaktan imtina ediyorsunuz. Korkmaz’ım yaşasaydı düğün yapacaktık, torunum olacaktı. Benim bugün çocuğum yok. Siz yargılamazsanız bu katilleri biz yargılayacağız, halk yargılayacak, Türkiye’nin işçileri emekçileri yargılayacak” ifadelerini kullandı.

BAŞINIZI YASTIĞA KOYDUĞUNUZDA UYUYABİLECEĞİNİZ BİR KARAR VERİN

Başak Sidar Çevik’in annesi Hatice Çevik, yıllardır adalet aradıklarını ifade ederek “Göz göre göre yapılan katliamda sevdiklerimizi kaybettik, yaralandık. Hala tedavi gören insanlar var. İntihar eden insanlar var. Adaletin sağlanması için elinizden geleni yapmanızı istiyoruz. Başınızı yastığa koyduğunuzda uyuyabileceğiniz bir karar vermenizi istiyoruz” dedi.

BURADAKİ HUKUKSUZLUĞU GİZLEMEK İSTİYORLAR

EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan da söz alarak “Bu ülkede en büyük adalet sarayları yapılıyor ama içinde adalet yok” dedi. Ülkeyi yönetenlerin Türkiye’nin en gelişmiş ülkelerden olduğunu söylediğini ama 9 yıldır adalet arayan ailelere bir mikrofon vermediğini ifade eden Aslan, “Buradaki hukuksuzluğu gizlemek istiyorlar” ifadelerini kullandı.

KOÇAK: GÜVENLİK ALINMADIYSA ALINMAK İSTENMEDİĞİ İÇİNDİR

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ise şunları söyledi, “O gün 27 KESK üyemiz hayatını kaybetti. İnsanlık suçu ya da savaş suçu bu konularla ilgili oluşturulmuş olan uluslararası hukuksal metinler, insanlık tarihin yaşamış olduğu çok büyük acılar sonrası ortak akılla oluşturulmuştur. O metinleri dikkate almamak, acıları görmezden gelmektir. Eğer orada güvenlik alınmadıysa, alınmak istenmediği içindir. Burada alınacak karar bizlerin savaşlar karşısında, hukuksuzluklar karşısında halkın, emekçilerin tavır koyma hakkının da devamının güvenceye alınıp alınmaması anlamına gelir. Bugün burada adaleti en azından bir düzeyde de olsa buradakiler acısından karar çıkmadığı taktirde ülke büyük bir karanlığa çekilir. Umutların tükendiği bir yerden size sesleniyoruz; biz umudun yeniden yeşermesini istiyoruz. Sonuna kadar barış mücadelesinin içinde olacağız.”

'ORGANİZE KÖTÜLÜKLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

Daha sonra konuşan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Bütün mahkeme kararlarına baktığımızda, bütün katliamlara baktığımızda mahkemelerin ağır suçluları beraat ödüllendirme yöntemiyle devam ettiğini ve yeni katliamlara yol açtığını görüyoruz. ‘Barış getireceğiz kardeşlik getireceğiz’ dediler. Cehenneme giden yolun taşlarını döşediklerini gördük. Uzunca süredir bir çete düzeni ve organize kötülükle karşı karşıyayız. Ama ısrarla birlikte yaşama kültürüne, iyiliği örgütlemek için verdiğimiz mücadeleye karşın organize kötülük kanla, gözyaşıyla terbiye etme çabası içindeler. Bugün böyle bir davada insanlığa karşı suç işlenmediğini ısrarla gündeme getirme çabası bu sürecin bir parçası. 10 Ekim iktidarın kendi iktidarını sürdürmesi için önemli bir karardı. Siz bu vesayetten kurtulabilirseniz bu ülkede bir şey olacak.”

DERSİM GÜL: TAŞLAR YERİNE OTURDU

Ardından söz alan Dersim Gül, mitingin tertip komitesinde yer aldığını ifade ederek “Tertip komitesi olarak yaşadığımız her şeyi anlattık. Geri dönüp baktığımızda miting için Ankara Valiliğine başvuran biri olarak patlamadan hemen önce yaşananları öğrendik ve taşlar yerine oturdu. Bizim kanaatimizde insanlığa karşı işlenmiş suç olarak tarihe geçmiş bu davanın, hukuksal anlamda da aynı şekilde değerlendirilmesi. Mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

Avukat Nuray Özdoğan ise “Bu katliam eli değmiş kim varsa hepsinden şikayetçiyiz, hiç kimsenin kanı yerde kalmayacak” dedi.

Duruşmaya 14:30’a kadar ara verildi.

'BİR GÜN KANTAR SİZİ DE TARTACAK'

Osman Turan Bozacı'nın oğlu Çağlayan Bozacı, "Düşman hukuku işletilen bir ortamda sizlerin vicdana hitap etmeyi doğru bulmuyorum. Hukuka göre karar vereceksiniz ama bu adil olmayacak. Hukuka göre karar vermiyorsunuz. Biz bu ipin ucunu çektiğimiz zaman ne olacağını biliyoruz. Bugün adalet isteyenler günün birinde adalet dağıtacak konuma eriştiklerinde inanın hepinize adaleti en doğru şekilde tartarak verecektir. Bir gün kantar sizi de tartacak. Bizi hayata bağlayan şey de o büyük günün geleceğine olan inancımızdır" dedi. 

10 Ekim yaralılarından Mustafa Özdağ, "9 senedir iyileşmeye  yaralarımız var. 'Ankara'da yargıçlar var demek istiyorum' ama mahkemenin geldiğimiz süreçte bunu diyemiyorum. Umarım öyle olur. Bu yargılama hukuki bir yargılama değil siyasidir. Bu katliamın gerçek failleri yargılanan kadar peşinde olacağız" dedi.

'SORUMLULARIN YARGILANMASINI İSTİYORUM'

SES Eş Genel Başkanı Sıddık Akın, "Biz barış yazan beyaz bayraklarımızla arkadaşlarımızın yaralarına müdahale ettik. Üzerimize gaz attılar. En az 15-20 dakika o gazın dağılmasını bekledik. Müdahale edemediğimiz, kaybettiğimiz arkadaşlarımız adına soruyorum: O gazi atanlar kimlerdi? Sorumluların yargılanmasını istiyorum" dedi. 

SİNAN ATEŞ DAVASININ YAPILACAĞI GÜNE ERTELENDİ

Yarım saatlik aranın ardından sanık avukatları söz aldı. Sanıklardan Erman Ekici’nin avukatının rapor olmasından kaynaklı ve diğer sanıkların avukatlarının mahkemede hazır bulunmamasından nedeniyle duruşma 1 Temmuz 09.30’a ertelendi. Aynı gün Sinan Ateş cinayeti davasının ilk duruşması görülecek.