10 kişilik aile çadıra taşındı: Cinayete sessiz kaldılar o köyde yaşayamayız
Kumçatı'da başkasının odunlarını topladığı için öldürülen Nihat Yıldırım'ın ailesi Nihat'ı öldürenlerle aynı köyde yaşamamaya karar verdi... Güneyce köyünde çadır kurarak iki çadırda yaşayan aile, "O köyde yaşayanlar bu duruma sessiz kaldı. Artık orada yaşayamazdık" diyor.
DUVAR - Şırnak’ın Kumçatı beldesinde oturan Yıldırım ailesi köylerini terk etmek zorunda kaldı. Geçtiğimiz ay başkasının odunlarını topladığı gerekçesiyle öldürülen 20 yaşındaki Nihat Yıldırım'ın ailesi artık burada yaşayamayacaklarını düşünerek Kumçatı'yı terk etmek zorunda kaldıklarını söylüyor. Yıldırım'ı öldüren insanlarla yüz yüze gelmemek için Güneyce köyünde çadır kuran aile şu an elektrik olmadan 10 kişiyle birlikte 2 çadırda yaşıyor.
Öldürülen Yıldırım'ın babası 76 yaşındaki Bello Yıldırım, doğduğundan beri Kumçatı'da yaşadıklarını, oğlu öldürüldükten sonra orada yaşayamayadıklarını söylüyor: "Hem çocuğumu öldürdüler hem bizi ailece mahvettiler hem de evimizden ettiler. Artık orada yerimiz yoktu" diyor.
'ÇADIRDA YAŞAMAK ORADA YAŞAMAKTAN İYİDİR'
21 yaşındaki Nihat Yıldırım, geçtiğimiz ay ailesine kışlık odun toplamak için evden çıkarken karşılaştığı bir grup tarafından, kendisine, 'Bu odunlar sizin değil' denilerek silahla vuruldu. Olay sonucunda ilik kanseri Yıldırım hayatını kaybetti. Oğullarını öldürenlerle aynı yerde artık yaşayamayan Yıldırım ailesi olaydan 1 ay sonra Güneyce köyünde çadır kurarak burada yaşamaya karar verdi. İki çadırda 10 kişi yaşadıklarını belirten akciğer hastası Baba Yıldırım, "Orada artık yaşayamazdık" diyor: "Oğlumu öldürenler her gün gözümün önünden geçiyordu. Bunu hiç kimse kaldıramaz. Çadırda yaşamak orada yaşamaktan daha iyidir."
'BİRİ ÇIKIP BU ZULÜM KABUL EDİLEMEZ DİYEMEDİ'
Öldürülen ilik kanseri Yıldırım'ın 22 yaşındaki ablası Leyla Yıldırım, daha önce kardeşine destek için okulu terk etmiş ve kardeşine uygun ilik olmuştu. Kardeşi öldürüldükten sonra üniversite eğitimini yarıda bırakan Yıldırım da ailesiyle birlikte çadırda yaşıyor: "Kardeşim öldükten sonra buradaki halk bize destek çıkmadı. Bir insan çıkıp, 'size yapılan bu zulüm kabul edilemez' diyemedi. Çünkü o aile güvenlik korucuları. Onların sırtı sağlam. Silahları var. Burada sistem böyle. İnsanlar haksızlığa ses çıkartmaktan korkuyorlar. Benim kardeşimi öldürdüler. Ayrıca o gün gelip 76 yaşındaki babamı ve bizim aileyi linç ettiler. Evimizi yaktılar. Olayı gören herkes ne yazık ki bu olaya sessiz kaldı."
'EN ÖNEMLİSİ DE...'
Kardeşi öldürüldükten sonra evlerinden çıkamadıklarını söyleyen Yıldırım, ailece buradan taşınma kararı aldıklarını söylerken bir de eğitim hayatını yarıda bırakmanın verdiği zorluğu şöyle anlatıyor: "Kardeşimi öldürenler keyiflerine bakıyor. Kardeşimi öldürenler her gün gözümüzün önünden geçiyorlardı. Bunu görmek ve bu durumu yaşamak işkence gibiydi. Kışın ortasında çadırda yaşamaya karar verdik. Belki de ömür boyu artık bu çadırda yaşamak zorunda kalacağız. Şu an burada elektrik yok. Abim, babam, yengem ve yeğenlerimle bu soğukta çadırda yaşıyoruz. Ama dünya kadar paramız olsa da villa gibi evimiz de olsa benim için bir şey ifade etmez. İstediğim tek şey bize yapılan bu zulmü herkes bilsin. En önemlisi de eğitim hayatımı yarıda bıraktım. Üniversiteyi yeni kazanmıştım. Daha önce de kardeşimin tedavileri için liseyi bırakmak zorunda kaldım. Şimdi de üniversite eğitimimi yarıda bıraktım. Üniversiteyi kazandıktan sonra bir an önce meslek sahibi olup aileme bakmayı düşünüyordum. Ama ne yazık ki hem kardeşimi kaybettim hem de eğitim hayatım elimden aldılar."