100 yıl sonrası için fütüristik kehanetler

Tıp ve teknoloji alanlarında yaşanan gelişmeler insan yaşam süresini artırıyor ve fütüristlere göre dünya, 100 yıl sonra şimdikinden çok daha başka bir yer olacak. Kimi bilimcilerin tahminleri distopik bir geleceğin sinyallerini verse de, iyimser olanlar çoğunlukta.

Abone ol

DUVAR – Bilimcilere ve fütüristlere göre 100 yıl sonra insanlar, binlerce metre yükseklikteki göldelenlerde yaşayacak, havada ve karada gidebilen araçlara binecek, hastalanmayacaklar. Doğumdan önceki tedaviler sayesinde pek çok hastalığı daha doğmadan engelleyecek ve insanlar 150 yıl yaşayabilecek. Gelişen gen terapisi, doğum öncesinde mitokondriyal hastalıkları ortadan kaldıracak.

Bir yüzyıl sonra, insanları kansere veya Alzheimer gibi hastalıklara yakalanmayacak. Gelişen kök hücresi tedaviler, insanların ‘yenileme’ özelliği kazanmasına, kaybettikleri kol ve bacakların yanı sıra organlarını yenilemelerini sağlayacak. Damarlarımızda dolaşacak nano makineler, tespit ettikleri hastalıkları yok edecek, hücre ve doku bozukluklarını onaracak.

ROBOTLAR ÇALIŞACAKSA İNSANLAR NE YAPACAK?

Robot teknolojisi geliştikçe, insanların iş bulma imkanı da tehdit altına giriyor. Peki, insan ömrünün 100 yıla ulaşacağı gelecekte, bu kadar uzun süre insanlar çalışmayacaksa ne yapacak Futurist.com sitesinin kurucusu Glen Heimstra, “Eğer gıda ve ürünlerin üretilmesinde insanlar çok az yer alacaksa, o zaman hizmetler üzerinde odaklanma artacak” diyor. Robotlar Hizmet sektörü patlama yaşayabilir. Özellikle de eğlence sektörü, robotlar sayesinde boş zamanı artacak insanların taleplerini karşılamaya çalışacak.

YENİ TEMİZ ENERJİ KAYNAKLARI

Fotovoltaik teknoloji geliştikçe, güneş enerjisi geleneksel enerji kaynaklarını daha da fazla zorluyor. Ancak petrolün alternatifi olan başka seçenekler de mevcut. Nükleer santralleri daha güvenli inşa etmek ve nükleer atıktan kurtulmanın yollarını geliştirmenin yanı sıra, tıpkı Güneş’teki tepkimeler gibi enerji üretecek füzyon reaktörleri de tasarım. Bu reaktörler, yüksek seviyeli radyasyon olmadan çok yüksek miktarlarda enerji üretilmesine imkan verecek.

Dahası, Dünya’nın alt yörüngesine gönderilmesi planlanan solar-uydular, yörüngeden Dünya’ya enerji ışınları yollayacak. Kısaca, gelecekte fosil yakıtlardan kurtulmak sanıldığından daha kolay olabilir.

TÜRLER TEHLİKE ALTINDA

Gelecek, 65 milyon yıl öncesindeki Kretase Çağı’ndan bu yana en büyük canlı türü imhasıyla karşılaşabilir. Gelecekte 150 yıl yaşayacak biri ömrü boyunca fil, kaplan, şempanze gibi hayvanları görmeyebilir.

Arizona State Üniversitesi’nden biyolog Quentin Wheeler ise “bitki türlerinin en az yüzde 20’sinin tehdit altında olduğunu” belirterek, “Hawaii’ye bir bakın… Torunlarımız bugün turistleri en çok çeken çiçekleri görmeyebilir” dedi.

İNSAN, MAKİNEYİ BEYNİYLE YÖNETECEK

Yüzyıl sonra, klavye ile yazı yazmak kuş tüyü kalemlerle parşömene yazı yazmak kadar eski bir yöntem olarak kabul edilecek. İnsanlar, konuşmalarının sanal ekranlar üzerinde belirmesiyle değil, doğrudan beyinleriyle bilgisayarlara bağlanarak yazı yazabilecek.

Pennsylvania Üniversitesi Beyin Hasarı ve Tedavi Merkezi’nden sinirbilimci Douglas Smith, gelecekte bir “ıslak bağlantı” sayesinde mühendislikten geçen sinirlerin bilgisayardaki gibi organik materyallere bağlanabileceğini belirti. Bu tür bir arayüz, insanların doğrudan görsel klavyeleri kontrol etmesine imkan tanıyacak.

Süperbilgisayarlar her yıl işlem kapasitelerini artırıyor. Çin’in Tianhe-2 süperbilgisayarı, geçtiğimiz ay dünyanın bir numaralı bilgisayarı oldu. Tianhe-2, saniyede 33.860 trilyon hesaplama yapabiliyor. Peki, insanlar ne zaman beyinlerini bilgisayarlara aktaracak? Bu çalışma Rus milyarder Dimitri Istkov’un 100 kişilik bilim insanı ekibiyle yürütülüyor. Amaç, 2045’te insan zihnini dijital ortama aktarabilmek ve ölümsüzlük kazanmak.

UZAYDA ŞEHİRLER KURULACAK

Dünya’nın ardından insana neresi ev olacak? Ay, Mars, Titan veya yörüngemize yakın zararsız bir asteroit? Apollo programlarıyla 1960’larda hız kazanan uzay keşfi, özel şirketlerin desteklediği yörünge altı projeler ve kargo taşımacılığıyla giderek hız kazanıyor.

Gelişen roket teknolojisi, bir gün nükleer güçlü roketlerin inşa edilmesiyle insanları Mars’a taşıyabilir. Dünya için son derece önemli madenler içeren asteroitlerde madencilik yapılması, insanlığın ömrünü uzatmak için gereken bir diğer önemli adım olacak.

PEKİ YA UZAYLILAR?

Sadece Samanyolu’nda Dünya benzeri 100 milyar gezegen olduğu tahmin ediliyor. Bu gezegenlerin sadece 10’da 1, yıldızlarının yaşanabilir bölgesinde yer alırsa, su bulunduran yani yaşama olanak veren gezegen sayısı en az 10 milyar civarında olacak. California Üniversitesi’nden gökbilimci olan Andrew Siemion “Gelecek 25-50 yıl içinde, gökyüzündeki elektromanyetik spektrumları çok geniş açıdan gözlemleyebileceğiz” diyor.

Siemion, “Anında yapılacak analizler sayesinde, 150 yıl içinde uzaklarda bir yerde Dünya dışı yaşam bulacağız” derken, “Güneş Sistemi’ne kurulacak donanımlarla uzaylı arayacaklarını ve yeni teknoloji ürünü radyo teleskopların her açıdan, Uzayın her köşesine sinyal göndereceğini, gelenleri yakalayacağını” ifade ediyor.

İLETİŞİM YÖNTEMİ DEĞİŞİYOR

Giderek yaygınlaşan sosyal ağlar, insanların giderek etkileşimlerinin arttığı bir ağ yapısı kuruyor. Güvenlik kameraları her tarafımızı sarmış durumdayken, Google ve Facebook tüm bilgilerimizi topluyor. İnsanlar, bu durumda farklı kişiliklere bürünerek, dijital dünyada birden fazla kimlikle yaşamaya başlayabilir.

Peki, sosyal ağlar gerçekten hayatımızı kontrol ediyor mu? Towson Üniversitesi’nde antropoloji profesörü olan Samuel Collins, “Gizliliğin tüm konsepti sürekli yeniden pazarlık yapmaya dayanıyor” diyor. İnsanlar sürekli bilgi parçalarını kontrol etmek ve bu konuda yardım almak ihtiyacı duyuyor, insanları takip etmek ise giderek kolaylaşıyor. Collins, “Çoktan George Orwell’in bahsettiği dönemdeyiz. Bundan sonra ne olacağını düşünmemiz gerekiyor.” yorumunda bulunuyor.

Kaynak: Discovery News